Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/17286 E. 2023/8985 K. 22.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17286
KARAR NO : 2023/8985
KARAR TARİHİ : 22.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/381 E., 2018/318 K.
SUÇ : Başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama
KARAR : Beraat
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN: Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması

Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.09.2018 tarihli ve 2016/381 Esas, 2018/318 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında mağdur …’a yönelik eylemi nedeniyle başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir. Bu kararın temyiz edilmeksizin 25.10.2018 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 13.07.2021 tarihli ve 2021/6130 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 23.09.2021 tarihli ve KYB-2021/94643 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 23.09.2021 tarihli ve KYB-2021/94643 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, Kastamonu Cumhuriyet Başsavclığı’nın 27/03/2012 tarihli ve 2012/444 soruşturma, 2012/480 esas sayılı iddianamesi ile sanık … hakkında müştekiler …’a ve …’a yönelik eylemleri nedeniyle başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suretiyle yarar sağlama ve başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suretiyle yarar sağlamaya teşebbüs suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde, Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2013 tarihli ve 2012/345 esas, 2013/399 sayılı kararı ile sanığın müştekilere yönelik eylemleri nedeniyle başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suretiyle yarar sağlama ve başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suretiyle yarar sağlamaya teşebbüs suçlarından mahkumiyetine, müşteki Seda’ya karşı işlenen suç bakımından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, anılan kararın müşteki Erol’a karşı işlenen suç yönünden temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 17/06/2015 tarihli ve 2014/36692 esas, 2015/19349 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini takiben, sanık müdafiinin karar düzeltme talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile anılan Daire onama ilâmının kaldırıldığı ve Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2013 tarihli kararının müşteki Erol’a yönelik hükmünün Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 06/04/2016 tarihli ve 2016/2249 esas, 2016/4544 karar sayılı ilâmı ile bozulduğu, bozma üzerine Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/381 esası üzerinden yapılan yargılama sonucunda, 13/09/2018 tarihli ve 2016/381 esas, 2018/318 sayılı kararı ile her ne kadar sanık …’ın her iki müştekiye yönelik eylemleri nedeniyle ayrı ayrı beraatine karar verildiği anlaşılmış ise de,
Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2013 tarihli ve 2012/345 esas, 2013/399 sayılı kararıyla sanık hakkında müşteki Seda’ya yönelik başkasına ait banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suretiyle yarar sağlamaya teşebbüs suçundan mahkumiyetine hükmedildiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına kararın verildiği, söz konusu kararın mercii Kastamonu Ağır Ceza Mahkemesinin 10/12/2013 tarihli ve 2013/771 değişik iş sayılı kararı ile kesinleştiği gözetilmeden, aynı eylemden beraatine karar verilerek sanık hakkında yazılı şekilde mükerrer hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir. ”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.10.2013 tarihli ve 2012/345 Esas, 2013/399 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında mağdur …’a yönelik eylemi nedeniyle başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 245 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 1 yıl 3 ay hapis ve 40,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve karara karşı Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itirazın reddi üzerine 10.12.2013 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği belirlenmiştir.
2. Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.10.2013 tarihli kararıyla, hükümlü hakkında mağdur …’a yönelik eylemi nedeniyle de başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 245 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis ve 100,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hüküm kurulmuş ve bu hükmün temyizen incelenmesi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 06.04.2016 tarihli kararıyla bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma üzerine, 13.09.2018 tarihli kararıyla, hükümlü … hakkında hem mağdur …’a karşı hem de mağdur …’a karşı gerçekleştirdiği iddia olunan eylemleri nedeniyle başkasına ait banka veya kredi kartının izinsiz kullanılması suretiyle yarar sağlama suçundan ayrı ayrı beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.
3. Hükümlünün mağdur …’a karşı aynı tarihli ve konulu eylemi nedeniyle, Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 03.10.2013 tarihli kararı ile verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği, kesinleşmiş kararın usulüne uygun bir şekilde kaldırılmadığı, bu suça ilişkin olarak verilecek mükerrer kararların hukuki dayanaktan yoksun olduğu ve bu nedenle de herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağı gözetilerek Kastamonu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.09.2018 tarihli kararının hukuki değerden yoksun olduğu belirlenen kararın kanun yararına bozmaya konu edilmesinde hukuki bir yarar bulunmadığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.

III. KARAR
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği Tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesindeki koşulları taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN oy birliğiyle REDDİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 22.11.2023 tarihinde karar verildi.