Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/17283 E. 2023/8600 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17283
KARAR NO : 2023/8600
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2008/325 E., 2013/619 K.
SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
KARAR : Mahkumiyet
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN:Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: İlgili kararın kanun yararına bozulması

Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 28.06.2013 tarihli ve 2008/325 Esas, 2013/619 Karar sayılı kararı ile hükümlü hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 245/1. maddesi uyarınca hükmolunan 2 yıl 6 ay hapis ve 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin kararının usulüne uygun olarak temyiz edilmeden 14.01.2014 tarihinde kesinleştiği belirlenmiştir.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309. Maddesi uyarınca, 23.08.2021 tarihli evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 29.09.2021 tarihli ve KYB- 2021/105552 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.09.2021 tarihli ve KYB-2021/105552 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı suçun 16/08/2003 tarihli olduğu, suç tarihinin mahkemece 28/11/2006 olarak kabulünün hatalı olduğu, sanığa yüklenen suçun 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 525/b-2 maddesi kapsamında kaldığı ve anılan yasanın 102/4 ve 104/2. maddeleri uyarınca 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı süresine tabi olduğu, suç tarihinden itibaren karar tarihine kadar bu sürenin dolmuş olduğu anlaşılmakla, sanık hakkındaki kamu davasının zamanaşımının dolması nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ” şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (d) bendinin;
“Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.”
Şeklinde düzenlendiği belirlenmiştir.
2.16.08.2003 olan suç tarihi itibarıyla hükümlünün yargılama konusu eylemine uyan 765 sayılı Kanun’un 525/b-2 maddesinde “bir yıldan beş yıla kadar hapis ve ikimilyon liradan yirmimilyon liraya kadar ağır para cezası”olarak öngörülmüş olup 765 sayılı Kanun’un 102/4. maddesi uyarınca bu suçun tabi olduğu asli dava zamanaşımı süresinin beş yıl, 104/2. maddesi göz önüne alındığında kesintili dava zamanaşımı süresinin ise yedi yıl altı ay olduğu anlaşılmıştır.
3.Lehe olan 765 sayılı Kanun’un 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirlenen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin, suç tarihinden hüküm tarihine kadar gerçekleştiği gözetilmeden, yargılamaya devamla yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması, Kanuna aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmekle, 5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesinin (d) bendi uyarınca bahse konu hukuka aykırılık Yargıtay tarafından giderilmiştir.

III. KARAR
1.Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2.Antalya 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.06.2013 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 309/3. maddesi gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
3.5271 sayılı Kanun’un 309/4. maddesinin (d) bendi uyarınca bozma nedeni hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektirdiğinden, hükümlü hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Kanun’un 223/8. maddesi gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.11.2023 tarihinde karar verildi.