YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17272
KARAR NO : 2023/7193
KARAR TARİHİ : 09.10.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI :2020/243 Esas, 2020/248 Karar
SUÇ :6136 sayılı Kanuna aykırılık
KARAR :Mahkûmiyet
KANUN YARARINA BOZMA YOLUNA BAŞVURAN:Adalet Bakanlığının istemi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :İlgili kararın kanun yararına bozulması
İzmir 28 Ceza Mahkemesinin, 04.05.2020 tarihli kararı ile sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan 10 ay hapis ve 400,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hükmün, istinaf edilmeksizin 10.07.2020 tarihinde usûlüne uygun şekilde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 23.08.2021 tarihli ve 2021/10064 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 29.09.2021 tarihli ve KYB-2021/105565 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:
I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.09.2021 tarihli ve KYB-2021/105565 sayılı Kanun yararına bozma isteminin;
“İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesince duruşma açılmaksızın, tensip ile birlikte sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına karar verilmiş ise de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 28/05/2018 tarihli ve 2018/3563 Esas, 2018/5021 Karar sayılı ilâmında da, “…sanık hakkında önceden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediği belirtilerek mahkemeye ihbarda bulunulması üzerine, sanığın usulüne uygun olarak duruşmaya celbi sağlanmadan, savunma hakkının kısıtlandığı cihetle, kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki istem yerinde görüldüğünden,…” şeklinde belirtildiği üzere, 5271 sayılı Kanun’un 231/11. fıkrasındaki, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenlemeye nazaran, mahkemece duruşma açılmasını müteakip, sanığın celp edilmesi, varsa diyecekleri sorulup, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunması alınmadan karar verilmesinde isabet görülmemiştir. ”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.
II. GEREKÇE
1.Hükümlü hakkında İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.11.2018 tarihli ve 2018/540 Esas, 2018/1012 sayılı kararı ile 10 ay hapis ve 400,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231 inci maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süre ile denetime tâbi tutulmasına dair kararının 20.12.2018 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiği, sanığın deneme süresi içinde, 10.04.2019 tarihinde işlediği kasıtlı suçtan mahkum olduğunun ihbar edilmesi üzerine, hakkındaki hükmün duruşma açılmaksızın tensiple açıklanarak 10 ay hapis ve 400,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
2.5271 sayılı Kanun’un, 271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrasındaki, “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkûmiyet hükmü kurabilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Bu kapsamda inceleme konusu dava dosyası değerlendirildiğinde; sanık hakkında önceden verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlediği belirtilerek mahkemeye ihbarda bulunulması üzerine, duruşma açılarak sanığa usulüne uygun olarak davetiye tebliğinden sonra varsa diyecekleri sorularak yukarıda anılan madde uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden sanığın savunma hakkına aykırı olarak tensip tutanağı ile karar verilmesi Kanun’a aykırı olup kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.
III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,
2. İzmir 28. Asliye Ceza Mahkemesinin, 04.05.2020 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (b) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.10.2023 tarihinde karar verildi.