Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/17258 E. 2023/5817 K. 05.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17258
KARAR NO : 2023/5817
KARAR TARİHİ : 05.07.2023

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Hâkimliği
KARAR : Kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı itirazın reddine ilişkin karar

İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığının 02.10.2019 tarihli ve 2019/58538 Soruşturma, 2019/96911 Karar sayılı kararı ile şüpheli hakkında banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı şikayetçi tarafından yapılan itiraza ilişkin İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Hâkimliğinin 03.12.2019 tarihli ve 2019/7334 Değişik iş sayılı kararının kesin olarak verildiği belirlenmiştir.

Adalet Bakanlığının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 309 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca, 02.07.2021 tarihli ve 2021/7053 sayılı evrakı ile kanun yararına bozma istemine istinaden düzenlenen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 17.09.2021 tarihli ve KYB-2021/94569 sayılı Tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye gönderilmekle, gereği düşünüldü:

I. İSTEM
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 17.09.2021 tarihli ve KYB-2021/94569 sayılı kanun yararına bozma isteminin;
“5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, müştekinin işine son verilerek, işçilik haklarına karşılık hesabına 22.324,66 Türk lirası yatırıldıktan sonra şirketin muhasebe sorumlusu şüpheli …’nun, kendisinin sevilen bir çalışan olduğu için patronların emri ile onun adına İşkur’dan işsizlik maaşı başvurusu yapmak suretiyle yardımcı olacaklarını söyleyerek cep telefonunu ve banka kartını alıp, hesabından 22.300,00 Türk lirası parayı şirket ortaklarından …’nın hesabına havale ettiğini, hesabından para çıkışı yapıldığını öğrenince şüphelilerle görüşse de sonuç alamadığını belirterek şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonunda, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, şikayet dilekçesi ekinde sunulan dekontların incelenmesinden 14/03/2019 tarihinde saat 15:04:01’de şirketin hesabından müştekinin hesabına 22.324,66 Türk lirası havale edilmesinin hemen ardından saat 15:21:34’de yani yaklaşık 17 dakika sonra bahse konu paradan 22.300,00 Türk lirasının müştekinin hesabından şirketin ortağına ait hesaba iade edildiğinin anlaşılması karşısında, müştekinin bildirdiği tanıklar Rafet Erişmiş ve Celal Yılmaz dinlenmesi, işçilik alacakları için açıldığı belirtilen İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesinin 2019/442 esas sayılı dosyasının celp edilerek tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi ve ilgili Bankadan havale edilen tutarın akıbetinin araştırılarak sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği cihetle, eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi nedeniyle, soruşturmanın genişletilmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.”
Şeklindeki gerekçeye dayandığı anlaşılmıştır.

II. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 160 ncı maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması

halinde, aynı Kanun’un 170 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise 172 nci madde uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Buna karşın Cumhuriyet savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli delillerin toplanmadığı veya araştırmanın olayın özelliğine göre yetersiz kaldığının açıkça anlaşıldığı durumlarda, soruşturmanın eksik yapıldığından bahisle, genişletilmesine gerek görürse bu hususu açıkça belirtmek suretiyle 5271 sayılı Kanun’un 173 ncü maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca soruşturmanın genişletilmesi kararı vererek, Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir. Cumhuriyet Başsavcılığı belirtilen eksikleri tamamlayıp delilleri topladıktan sonra itirazı incelemek üzere dosyayı yeniden Sulh Ceza Hakimliğine gönderir. Sulh Ceza Hakimi bu kez dosyayı inceleyip itirazı kabul veya reddeder.
2. Öte yandan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 245 inci maddesinin birinci fıkrasında yer alan banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçu “Başkasına ait bir banka veya kredi kartını, her ne suretle olursa olsun ele geçiren veya elinde bulunduran kimse, kart sahibinin veya kartın kendisine verilmesi gereken kişinin rızası olmaksızın bunu kullanarak veya kullandırtarak kendisine veya başkasına yarar sağlarsa, üç yıldan altı yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
3. Somut olayda, şikayetçinin sunmuş olduğu 22.03.2019 tarihli dilekçede, şüpheliler … ve …’nın ortağı olduğu ve şüpheli …’nın muhasebecisi olduğu şirket tarafından, şikayetçinin hesabına işçi alacağı olarak gönderilen 22.324,66 TL paranın aynı … içinde tekrar kendi hesabından, şüpheli …’nın hesabına şüpheli … tarafından 22.300,00 TL olarak geri gönderildiğinin, bu paranın kendisi için işsizlik maaşına başvuruda bulunulacağı belirtilerek kendisinden alınan banka kartı ve cep telefonu vasıtasıyla rızası olmadan gönderildiğinin iddia olunduğu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheliler …, … ve tanıklar T.S. ve E.K.’nin beyanları alındıktan sonra taraflar arasındaki uyuşmazlığın sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı hukuki ihtilaf niteliğinde olduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, itiraz üzerine İstanbul Anadolu 1.Sulh Ceza Hakimliğince itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
4. Soruşturmayı yürüten İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca şüpheli … ile şikayetçinin de beyanının alınması, şikayetçinin bildirdiği tanıkların dinlenmesi, taraflar arasında İstanbul Anadolu 8. İş Mahkemesinin 2019/442 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan iş davasının aslı ya da onaylı örnekleri getirtilerek inceleme yapılması ile şikayetçinin hesabından havale edilen paranın akıbetinin araştırılarak gerekli tüm soruşturma işlemleri yapıldıktan sonra, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma ve hatalı gerekçe ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesi ve bu karara yapılan itirazın reddedilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
5. Açıklanan nedenlerle, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yapılan itiraz üzerine, merciince itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi Kanun’a aykırı olup, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmüştür.

III. KARAR
1. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma isteminin KABULÜNE,

2. İstanbul Anadolu 1. Sulh Ceza Mahkemesinin, 03.12.2019 tarihli ve 2019/7334 Değişik İş sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin üçüncü fıkrası gereği, oy birliğiyle KANUN YARARINA BOZULMASINA,
5271 sayılı Kanun’un 309 uncu maddesinin dördüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın, mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 05.07.2023 tarihinde karar verildi.