Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/17046 E. 2023/9152 K. 27.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/17046
KARAR NO : 2023/9152
KARAR TARİHİ : 27.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/568 E., 2020/567 K.
SUÇLAR : Köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz
HÜKÜMLER : Düzeltilerek İstinaf başvurusunun esastan reddi,
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ: Bozma

İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir oldukları, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Sarıgöl Cumhuriyet Başsavcılığının 15.05.2017 tarihli iddianamesiyle sanıklar hakkında köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan 3091 sayılı Kanunu’nun 15/1-a maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle kamu davaları açılmıştır
2. Sarıgöl Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.04.2019 tarihli kararı ile sanıklar hakkında köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 154/2, 62, 50/1-a, 52/2-4 üncü maddeleri uyarınca hapis cezasından çevrili 3000 TL ve doğrudan verilen 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
3. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 18.11.2020 tarihli kararı ile sanıklar hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanıklar müdafilerinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 /1-a, 303/1-a maddeleri uyarınca Düzeltilerek esastan reddine, sanıkların 5271 sayılı Kanun’un 223/2-a maddesi uyarınca beraatlerine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Maliye Hazinesi vekilinin temyiz istemi yeterli inceleme yapılmadan eksik araştırmayla karar verildiğine, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanıkların köylünün ortak kullanımında bulunan meraya tecavüz ettiklerine bu hususun bilirkişi raporlarıyla sabit olduğuna bu nedenle sanıkların cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay sanıkların Sarıgöl İlçesi … Mahallesinde devletin hüküm ve tasarrufu altındaki menfaati umuma ait olan “mera” vasıflı 259 parsel nolu taşınmaz üzerine ev ve eklentilerini inşa ettikleri, haklarında 3091 sayılı Kanun’a muhalefet sebebiyle iki kez men kararı verildiği,meraya tecavüz eden sanıkların cezalandırılmaları gerektiği iddiasına ilişkindir.
A. İlk Derece Mahkemesinin kabulü;
Sanıklardan …’un Sarıgöl İlçesi … Mahallesinde devletin hüküm ve tasarrufu altındaki menfaati umuma ait olan mera vasıflı 259 parsel numaralı taşınmaz üzerine ev ve eklentilerini inşa ettiği, …’un ise söz konusu taşınmazı kullanarak merayı zapt ettiği dosyadaki tanık beyanları, sanıkların tevilli ikrarları, mahallinde yapılan keşif ve keşif sonucunda alınan bilirkişi raporu göz önünde bulundurulduğunda oluşu bu şekilde kabul edilen olayda, olduğu gerekçesi ile sanıklar hakkında hakkı olmayan yere tecavüz suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin kabulü;
6360 sayılı Kanun’un 1. maddesi gereğince 14 İlde yeni büyükşehir belediyesi kurulması, bu belediyelerle daha önce büyükşehir olan illerde belediye sınırlarının mülki sınırlara genişletileceğinin hüküm altına alındığı, bu şekilde belediye sınırları mülki sınırlara genişletilen yerlerde, bu sınırlar içinde kalan köylerin mahalleye dönüşerek tüzel kişiliklerini kaybedecekleri hüküm altına alınmıştır. Görüldüğü üzere bu işlem Kanun ile yapılmış olup, idari tasarruf niteliğinde değildir. Kanun ile yapılan değişiklik doğrudan bir ceza normunu değiştirmese de “köy tüzel kişiliğini” köyleri mahalleye çevirerek ortadan kaldırması ve bu köylerde yaşayarak suça konu taşınmazların yararlanma hakkı kendilerine terk edilen kişilerin “köylü” sıfatını ortadan kaldırması karşısında, büyükşehir belediyesi sınırları içinde bulunan taşınmazlar bakımından atılı eylemlerin 5237 sayılı Kanun’un 154/2. maddesi kapsamından çıkarıldığı gerekçesiyle sanıklar hakkında beraat kararları verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçu temadi eden suçlardan olup, suça konu meranın bulunduğu … Köyü’nün 30.03.2014 tarihinden önce köy statüsünde bulunduğu, sanıkların … köyü tüzel kişiliğine ait mera vasıflı 259 numaralı parsele ev ve eklentilerini 2003 yılında yaptıkları, merayı işgal eylemlerinin 2003 yılından beri devam ettiği, 6360 sayılı Kanun’la 5237 sayılı Kanun’un 154/2. maddesinde düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz suçunun unsurlarında bir değişiklik yapılmadığ hususları hep birlikte gözetildiğinde sanıkların köy tüzel kişiliğine ait meraya tecavüzlerinin 30.03.2014 tarihinden öncesinde de varolduğu tüm dava dosyası kapsamından anlaşılmakla haklarında mahkumiyet hükmü kurulması yerine yazılı şekilde beraat kararları verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Anayasa Mahkemesi’nin, 02.08.2022 gün ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 gün ve 2020/87 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan ” … kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış… ” ibaresinin “… seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında sanıklar hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250. maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına tevdi edilmesinde zorunluluk bulunması gerekmesi nedeniyle kararlar hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle katılan Maliye Hazinesi vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesinin, 18.11.2020 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 25. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.11.2023 tarihinde karar verildi.