Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/16950 E. 2023/9328 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16950
KARAR NO : 2023/9328
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2020/1119 E., 2020/1197 K.
SUÇ : Cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : İstinaf başvurusunun esastan reddi kararı
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Temyiz başvurusunun düzeltilerek esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Rize Cumhuriyet Başsavcılığının 05.08.2019 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Rize 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 26.12.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetine karar verilmiştir.
3. Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3.Ceza Dairesinin 10.09.2020 tarihli kararı ile, istinaf başvurusunun düzelterek esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Bakanlık vekilinin temyiz istemi, kararın hukuken yetersiz, eksik inceleme ve gerekçeden yoksun olduğundan hukuka aykırı olduğuna, belirlenen ceza miktarlarının kadında karşı şiddeti önlemeyi hedefleyen toplum düzeni oluşturma idealinden uzak olduğuna, katılan bakanlık lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanığın, eşi olan mağdur ile aralarında evlilik birliği içerisinde yaşanan tartışma sırasında, sanığın mağduru kolundan ve saçından tutarak sürükleyip basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte yaralayarak evden çıkmak isteyen mağdurun rızası dışında ikametgahlarının yatak odasına götürüp, kapıyı kilitleyerek kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.
2. Mağdure, eşi olan sanıkla sözlü tartışma yaşadıklarını, babasının evine gitmek istediğini söylediğinde odaya kilitlediğini, yaklaşık 1 saat tuttuktan sonra kapıyı açtığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
3. Sanık, suçlamayı kabul ettiğini, eşinin eve geç gelmesi nedeniyle kızarak odaya kilitlediğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
4. 23.05.2019 tarihli adli raporda, mağdurede lezyonlar görüldüğü, yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebileceği belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
Bakanlık vekilinin vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair temyiz nedeninin incelenmesinde, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 41 inci maddesinde, ailenin huzur ve refahı ile özellikle anne ve çocukların korunmasına yönelik olarak her türlü istismar ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alma görevinin Devlete ait olduğu, aile ve çocukların korunması hakkının Anayasa ile güvence altına alındığı, 6284 sayılı Kanun’un 20 nci maddesinin ikinci fıkrası gereğince Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın kadın, çocuk ve aile bireylerine yönelik olarak uygulanan şiddet veya şiddet tehlikesi nedeniyle açılan davalara katılabileceği, ancak Bakanlığın davaya katılmasının doğrudan Anayasa ve Kanun’dan kaynaklanan koruma görevine ilişkin olup Bakanlığa yüklenen bir kamu görevi olduğu,5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci ve devamı maddelerindeki katılma hakkına ilişkin suçtan doğrudan zarar görme şartının katılan Bakanlık için söz konusu olmadığı gözetilerek, katılan Bakanlık vekilinin, kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin temyiz gerekçesi yerinde görülmemiştir.
Olaylar olgular bölümünde belirtilen hususlar ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğine yönelik Mahkemenin suçun sübutu ve kabulünde isabetsizlik görülmemiş olup yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfının ve yaptırımın doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, katılan Bakanlık vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, 10.09.2020 tarihli ve 2020/1119 Esas, 2020/1197 Karar sayılı kararında Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Rize 1. Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.11.2023 tarihinde karar verildi.