Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/16873 E. 2023/4388 K. 07.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16873
KARAR NO : 2023/4388
KARAR TARİHİ : 07.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Beraat, hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu,Anayasa’nın 40 ıncı maddesinin ikinci fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 231 inci maddesinin ikinci fıkrası ve 232 nci maddesinin altıncı fıkrası maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarında başvurulacak kanun yolu mercii, başvuru şekli, süresi ve bu sürenin başlangıcının açıkça ve ilgiliyi yanıltmayacak biçimde gösterilmesi gerektiği halde; verilen kararın kesin olduğuna karar verilmek suretiyle tarafların kanun yolu konusunda yanıltıldığı anlaşılmakla sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 02.01.2018 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında iftira suçundan dava açılmıştır.
2. İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.02.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında iftira suçundan 1 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilmiştir.
3. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 11.10.2019 tarihli kararıyla, dosya üzerinden yapılan inceleme ile, sanığın atılı suçtan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraatine ve yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılması suretiyle hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
ASanık müdafiinin temyiz istemi, vekalet ücretine ilişkindir.
B.Katılan vekilinin temyiz istemi, dosyanın geçirdiği safahat göz önüne alındığında hükmün temyiz edilebilir olduğuna,kararın kesin olduğu belirtilerek Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlal edildiğine, beraat kararının hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
Sanığın, katılanın kendisini tehdit ettiğinden bahisle şikayetçi olduğu, katılan hakkında tehditten dava açıldığı, yapılan yargılama esnasında katılanın kendisini tehdit etmediğini beyan eden sanığın katılan hakkında, soruşturma ve kovuşturma başlatılmasına sebep olduğu ve iftira suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
Bölge Adliye Mahkemesince sanığın iftira suçundan mahkumiyetine ilişkin bölüm kaldırılarak yerine, ”Sanık hakkında İftira suçundan kamu davası açılmış ise de, unsurları oluşmayan atılı suçtan CMK’nun 223/2-a Maddesi uyarınca BERAATİNE, …düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine” karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık müdafinin temyizi yönünden;
Kendisini vekil ile temsil ettiren ve beraat eden sanık yararına, hazine aleyhine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi isabetli bulunmamıştır.
B. Katılan vekilinin temyizi yönünden;
1. İstanbul 67. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/400 Esas, 2017/214 Karar sayılı dosyası, tanık ve katılanın beyanları ile tüm dosya kapsamına göre, sanığın arazisini satmak üzere müşteri olan tanık Turan’a gösterdiği sırada arsanın bitişiğinde yaşayan katılanın kendisine “benim 9 çocuğum var size burayı sattırmazlar, kendinizide çocuğunuzu da öldürtmeyin, bu arsayı alan ölüm fermanını imzalamıştır, o… Çocukları, b.k. herifler” diyerek tehdit ve hakarette bulunduğu gerekçesiyle savcılığa şikayette bulunduğu, tehdit suçundan yapılan yargılama esnasında katılanın kendisine yönelik doğrudan tehdit içerir söz söylemediği, tanık T.E.’ye yönelik tehdit içeren sözler söylediği ve çelişki üzerine sorulduğunda ise vekili aracılığıyla şikayette bulunduğu bu nedenle şikayet dilekçesinin içeriğinden haberdar olmadığını belirtmesi karşısında sanığın iddialarının bir kısım maddi vakalara dayandığı bu haliyle sanığın eyleminin suç işlemediğini bildiği kimselere suç atma biçimde olmayıp, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 74 üncü maddesi ile güvence altına alınan Anayasal şikayet ve ihbar hakkını kullanma niteliğinde olması nedeniyle hukuka aykırılık görülmemiştir.
2. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlanına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan vekilinin ve sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle sanık müdafiinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin, 11.10 2019 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fikrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden ayni Kanun’un 303 üncü maddesinin birinci fıkrasının (h) bendi gereği hüküm fikrasına, Sanıklar kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin II. Kısmının II. Bölümü gereğince 1.362,00 TL maktu vekalet ücretinin Hazineden alınarak sanıklara verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca İstanbul 5.Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilamının bir örneğinin ise İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.06.2023 tarihinde karar verildi.