Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/16803 E. 2023/5298 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16803
KARAR NO : 2023/5298
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : İftira
HÜKÜM : Hükmün düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi ile sanığın beraatine dair karar

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Söke Cumhuriyet Başsavcılığının 20.02.2018 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında iftira suçundan dava açılmıştır.
2. Söke 2. Asliye Ceza Mahkemesinin, 18.04.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında iftira suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
3. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 08.01.2020 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanık müdafinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesi ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükmünün kaldırılarak 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 303 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca beraatine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEREK ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın temyiz isteği; eylemin şikayet hakkı sınırlarını aştığına, atılı suçun unsurlarının oluştuğuna, hakkında soruşturma yapılmasına neden olunduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Dava konusu olay, sanığın savcılığa başvurarak, infaz koruma memuru olarak görev yapan katılan …’nun görevini kötüye kullandığı ve kendisini tehdit ettiğinden bahisle katılan hakkında soruşturma başlatılmasına sebep olduğu ve iftira suçunu işlediği gerekçesiyle mahkumiyetine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
1. İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından, sanık müdafinin istinaf başvuruları kabul edilerek yapılan yargılama neticesinde, sanığın beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. 05.08.2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 20/7/2017 tarihli ve 7035 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki ” (1) Bölge adliye mahkemesi, dosyayı ve dosyayla birlikte sunulmuş olan delilleri inceledikten sonra; a) İlk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine, 303 üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (c), (d), (e), (f), (g) ve (h) bentlerinde yer alan ihlallerin varlığı hâlinde hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine, … karar verir.” ve aynı Yasanın 303/1-a maddesindeki ”(1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir: a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse,” şeklindeki düzenlemeler karşısında; ilk derece mahkemesinden gelen dava dosyasının tekemmül ettiği, başkaca toplanması gereken delil bulunmadığı hallerde bölge adliye mahkemesince duruşma açılmaksızın ‘Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine’ şeklinde sanığın beraatine, davanın düşmesine ya da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunmasına karar verilebileceğinden, tebliğnamede bu yönüyle bozma isteyen düşünceye iştirak edilmemiştir.
2. Sanığın aşamalardaki değişmeyen savunmalarındaki iddialarının maddi vakıalara dayandığı, tanıklar tarafından doğrulandığı ve eyleminin suç işlemediğini bildiği kimselere suç atma biçimde olmayıp, 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 74 üncü maddesinde düzenlenen şikayet ve dilekçe hakkı kapsamında kalması nedeniyle atılı suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.
3. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz sebebinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesinin, 08.01.2020 tarihli kararında katılanın öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Söke 2. Asliye Ceza Mahkemesine Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 7. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde karar verildi.