Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/16730 E. 2023/5209 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/16730
KARAR NO : 2023/5209
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, reşit olmayan cinsel ilişki
HÜKÜMLER : Beraat, düşürülme

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Söke Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14.09.2015 tarihli iddianamesiyle sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 11.10.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası ile mahkumiyetine ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5 yıl 4 ay hapis cezası ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.
3. Bu karara karşı sanık müdafii ve müşteki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 27.12.2016 tarihli kararı ile; “… Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına iddianame tebliğ edilip davadan haberdar edilmesi, sonucuna göre talebi halinde, aynı Yasanın 237 nci ve devamı maddelerine göre davaya katılması hususunda bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeyerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına davaya katılma ve CMK’nın mağdur ve katılanlar için öngördüğü haklardan yararlanma olanağı sağlanmadan yargılamaya devam edilerek yazılı biçimde hüküm kurulması…” nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 27.12.2016 tarihli bozma kararı üzerine Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 30.03.2017 tarihli kararı ile sanık hakkında çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan 6 yıl 8 ay hapis cezası ile mahkûmiyetine ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5 yıl 4 ay hapis cezası ile mahkûmiyetine karar verilmiştir.
5. Bu karara karşı Cumhuriyet Savcısı, katılan … vekili ve katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin istinaf başvurusu üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 17.04.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında değişen suç vasfıyla reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince düşürülmesi ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan … vekilinin temyiz isteği; tanık beyanlarının katılan beyanlarını desteklediğine, sanığın bu tür suçlara meyilli olduğuna, mahkûmiyete yeterli delil bulunmasına rağmen sanığın beyanının üstün tutularak karar verildiğine, re’sen gözetilecek hususlarla kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
2. Katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin temyiz isteği; suçun oluştuğu sabitken verilen kararların hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.
3. Cumhuriyet Savcısının temyiz isteği; olayın mağdure anlatımlarına uygun olduğuna, mağdurenin geç şikayetçi olmasının tek başına rızaya delil olarak gösterilemeyeceğine, 16 yaşı içerisinde bir kız çocuğunun maruz kaldığı cinsel saldırı eylemi sonrasında korku ve tereddüt yaşamasının normal olduğuna, sanığın her iki suçtan cezalandırılması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık ile katılan … arasında duygusal arkadaşlık ilişkisi olup olay tarihinde sanıktan ayrılmak isteyen katılanın, sanıkla konuşmak amacıyla buluştuğu, bir apartman dairesine gittikleri, katılanın hürriyetinden yoksun bırakılarak cinsel istismara uğradığı iddiasına ilişkindir.
Temyizin kapsamına göre,
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
İlk Derece Mahkemesi’nce sanığın üzerine atılı nitelikli cinsel istismar ve çocuğa karşı cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği sabit kabul edilerek atılı suçlardan mahkûmiyet hükümleri kurulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince sanığın mahkûmiyetine dair kurulan hükümler kaldırılarak; sanık … hakkında mağdure …’e yönelik nitelikli cinsel istismar suçundan cezalandırılması için açılan kamu davasında, sanığın mağdurenin rızası dışında cinsel istismarda bulunduğuna dair delil bulunmayıp, mağdurenin 13.01.1996 doğumlu olup, suç tarihi olan 20.11.2012 tarihinde 15 yaşını bitirdiği, buna göre sanığın eyleminin reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu oluşturup, bu suçun kovuşturulması ve soruşturulmasının takibi şikayete bağlı suçlardan olup, 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince 6 ay süre içerisinde şikayette bulunulabileceği, mağdurun ise bu altı aylık süre dolduktan sonra 20.01.2014 tarihinde şikayetçi olduğu yasal süresi içerisinde yapılmış usulüne uygun bir şikayette bulunulmadığı anlaşıldığından sanık hakkında açılan kamu davasının değişen suç vasfına göre 5237 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesinin dördüncü fıkrası ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince düşürülmesine ve sanık hakkında mağdure …’ e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması için açılan kamu davasında mağdurenin 13.01.1996 doğumlu olup, suç tarihi olan 20.11.2012 tarihinde 15 yaşını tamamlamış olduğu, sanığın mağdureyi zorla bir yere götürüp alıkoyduğu hususu ispatlanamayıp mağdurenin sanıkla rızası dahilinde olayın geçtiği eve gittiğine kanaat edildiğinden hukuken geçerli olan rızanın hukuka aykırılığı kaldırdığı, bu nedenle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları itibariyle oluşmadığından sanığın müsnet suçlamadan beraatine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Dosya kapsamı, sanığın aşamalardaki savunmaları, olayın kolluğa intikal şekli ve zamanı, katılan beyanları, tanık anlatımları, dava dosyasındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde sanık ve katılanın karşılıklı rıza ile cinsel ilişkiye girdikleri ve katılanın olayın geçtiği yere rızasıyla gelip, kendi rızasıyla kaldığı ve herhangi bir engellemeyle karşılaşmadan belirtilen evden ayrıldığı, gerçekleşen eylemlerin katılanın rızası dahilinde olduğu kabul edilen olayda kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurları itibariyle oluşmadığına yönelik Bölge Adliyesi Mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.
Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun takibinin şikayete bağlı suçlardan olduğu, katılanın suç tarihinden itibaren 6 aylık şikayet süresi içinde sanık hakkında şikayette bulunmaması nedeniyle şikayet yokluğundan dolayı sanık hakkındaki kamu davasının düşmesine yönelik Bölge Adliye Mahkemesi kabulünde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan Bölge Adliye Mahkemesince kurulan düşme ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan Bölge Adliye Mahkemesince kurulan beraat hükmünde bir isabetsizlik bulunmadığından, Cumhuriyet savcısının, olayın mağdure anlatımlarına uygun olduğuna, mağdurenin geç şikayetçi olmasının tek başına rızaya delil olarak gösterilemeyeceğine, 16 yaşı içerisinde bir kız çocuğunun maruz kaldığı cinsel saldırı eylemi sonrasında korku ve tereddüt yaşamasının normal olduğuna, katılan … vekilinin, tanık beyanlarının katılan beyanlarını desteklediğine, sanığın bu tür suçlara meyilli olduğuna, mahkumiyete yeterli delil bulunmasına rağmen sanığın beyanının üstün tutularak karar verildiğine, katılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı vekilinin suçun oluştuğu sabitken verilen kararların hukuka aykırı olduğuna yönelik temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesinin 17.04.2019 tarihli ve 2017/2130 Esas, 2019/583 Karar sayılı kararında Cumhuriyet savcısı, katılan … vekili ve katılan Bakanlık vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMLERİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Söke 1. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 15. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde karar verildi.