Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/15943 E. 2023/5064 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15943
KARAR NO : 2023/5064
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/693 E., 2019/785 K.
SUÇ : Köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz
HÜKÜMLER : Düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Sanıklar hakkında Mudurnu Cumhuriyet Başsavcılığının 13.11.2017 tarihli iddianamesi ile köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan cezalandırılmaları için kamu davası açılmıştır.

2. Mudurnu Asliye Ceza Mahkemesinin, 27.02.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan hapisten çevrili 3000 TL ve doğrudan verilen 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

3.Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 13.09.2019 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik sanıkların istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek sanıkların köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan mahkumiyetine ilişkin bölüm tamamen çıkartılarak yerine; ”…Sanıkların yaptıkları yapıların kalıcı mahiyette olmadığı, tamamen sökülebilir ve taşınabilir durumda olduğundan mahkumiyet kararının KALDIRILMASINA, beraatlerine…” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan Hazine vekilinin temyiz isteği; suçun sabit olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanıklardan …’nın, köy tüzel kişiliğine ait meraya 24 metrekare konteynır ayrıca bu konteynıra ek 39 metrekare ağaçtan yapılmış teras yaparak, sanıklardan …’un ise 24 metrekare konteynır ev yaparak tecavüz ettiği iddiasıyla açılan davada, fen bilirkişi raporu ile tecavüzlerin tespit edilmesi üzerine köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçunu işledikleri gerekçesiyle mahkumiyetlerine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
16.05.2018 tarihli fen bilirkişisi raporu ise sanıkların yaptıkları yapıların kalıcı mahiyette olmadığı, tamamen sökülebilir ve taşınabilir durumda oldukları anlaşılmakla; sanıkların üzerine atılı suç yasal unsurları itibariyle oluşmadığından sanıkların köy tüzel kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan mahkumiyetlerine ilişkin bölüm tamamen çıkartılarak yerine ”…sanıkların atılı suçtan beraatine, düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine…” karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
1.Mera Kanunu’nun “İnşaat yasağı” başlıklı 20. maddesinde “Yaylak ve kışlaklarda, 442 sayılı Köy Kanununda öngörülen inşaatlar ile valiliklerden izin alınmak suretiyle imar mevzuatına uygun yapılacak kullanma amacına uygun mandıra, sulak, sundurma ve süreklilik göstermeyen barınak ve ağıllar ile Turizm Bakanlığının talebi üzerine turizme açılması uygun görülen bölgelerde ahşap yapılar dışında, ev ahır ve benzeri inşaatlar yapılamaz.” hükmü getirilmiştir.
2.Bu düzenlemelere göre mera, yaylak ve kışlaklara kural olarak ev, ahır ve benzeri inşaatlar yapılamaz. İzin alınmak ve imar mevzuatına uygun olmak koşuluyla ahşap yapılar, barınak ve ağıllar yapılabilir. Kanun’da yer verilen yaylak kavramı; çiftcilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri, bu amaçla kullanılan yeri kışlak kavramı ise hayvanların kış mevsiminde barındırılması ve otundan yararlanması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yer şeklinde tanımlanmıştır.

Sanıkların hayvancılıkla uğraşmadıkları anlaşılmıştır.
3.Somut olayda, Mahkemece yapılan keşif sonrası düzenlenen bilirkişi raporunda göre; sanık …’nın kullandığı evin tek katlı, tekerlekli, prefabrik, taşınabilir bir yapıda olduğu, sanık …’un kullandığı evin ise tek katlı, tekerlekli, prefabrik, hareketli olmayan ancak sökülebilir yapıda olduğu tespit edilmiş ise de bilirkişi raporlarundaki evlere ait fotoğraflarda evlerin taşınabilir nitelikte değil, sabit kalıcı yapıda olduklarının anlaşılması karşısında; köylünün ortak kullanımında bulunan meraya, doğal toprak yapısını bozarak sabit ev yapmak suretiyle tecavüz eden sanıkların mahkumiyetleri yerine, yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
4. (1) nolu bozma nedeni ile, Anayasa Mahkemesi’nin, 02.08.2022 gün ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 gün ve 2020/87 Esas, 2022/44 Karar sayılı kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan “… kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin “… seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında, sanıklar hakkında aynı Kanun’un 250 nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdi edilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle katılan Hazine vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin, 13.09.2019 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.