Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/15066 E. 2023/4827 K. 14.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/15066
KARAR NO : 2023/4827
KARAR TARİHİ : 14.06.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2017/4799 E., 2018/4874 K.
SUÇ : Suçluyu kayırma
HÜKÜM : Mahkumiyet hükmüne yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile sanığın beraatine dair karar

İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 09.05.2014 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında suç üstlenme ve suç uydurma suçlarından kamu davası açılmıştır.
2. Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 13.05.2015 tarihli kararı ile sanık hakkında suç üstlenme ve suç uydurma suçlarından ayrı ayrı 3 ay hapis cezası ile mahkumiyetine ve 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar katılanlar vekilinin itirazının reddi ile 05.06.2015 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince uygulanan 5 yıllık denetim süresi içerisinde, kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle Ankara 37. Asliye Ceza Mahkemesinin, 15.02.2017 tarihli kararı ile ihbarda bulunulması üzerine Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.03.2017 tarihli kararı ile sanık hakkında suç üstlenme ve suç uydurma suçlarından ayrı ayrı 3 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilmiştir.
4. İlgili kararın sanık ve katılanlar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 06.12.2018 tarihli kararı ile sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik sanık ve katılan vekilinin istinaf başvurusunun 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kabulü ile sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle sanığın beraatine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanlar vekilinin temyiz sebebi; sübuta ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, …’ın alkollü şekilde kullandığı araç ile çift taraflı kaza yaptığı, kaza sonrasında kendisi ve karşı araçta bulunan katılanların yaralandığı, olay günü alkollü olup olmadığı belirlenemeyen sanığın araç sürücüsü kendisi olmadığı halde, yetkili makamlara aracı kendisinin kullandığını beyan ettiği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
Sanığın aşamalardaki çelişkili savunmaları, inceleme dışı sanık …’ın ciddi şekilde yaralanmasına rağmen sanıkta herhangi bir yaralanma olmaması, inceleme dışı sanık … hakkında taksirle yaralama suçundan mahkumiyet hükmü kurulması, tanık beyanları karşısında; sanığın alkollü şekilde kullandığı araç ile çift taraflı kaza yaparak katılanların yaralanmasına neden olan …’ı korumak için kazayı kendisinin yaptığını beyan ettiği kabul edilmiştir.
Sanık … ‘un kaza anında alkol veya uyuşturucu madde etkisi altında olduğuna dair herhangi bir tespit yapılamadığından inceleme dışı sanık … yönünden sübut bulan trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun sanık … bakımından oluşmayacağı, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu bakımından alkollü olmayan sanığın kendisi hakkında ceza hukuku anlamında suç teşkil etmeyen bir fiili üstlenmekten ibaret eyleminin “Suç üstlenme” suçunu oluşturmayacağı düşünülebilir ise de, kaza nedeniyle katılanların yaralanması nedeniyle takibi şikâyete bağlı olsa da olayda taksirle yaralama suçu oluştuğundan, yetkili makamlara sonuç itibarıyla gerçeğe aykırı olarak taksirle yaralama suçunu işlediğini bildirmiş sayılan sanığın eyleminin bu yönüyle “Suç üstlenme” suçunu oluşturduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan sanık … ‘un gerçeğe aykırı olarak kazaya karışan aracı kendisinin kullandığını beyan etmekten ibaret eyleminin, 2,50 promil alkollü şekilde araç kullanan inceleme dışı sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan araştırma, soruşturma ya da kovuşturma yapılmasını engellemek suretiyle “Suçluyu kayırma” suçunu da oluşturduğu görülmektedir. Bu durumda 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 44 üncü maddesinde düzenlenen “Fikri içtima” kuralı uyarınca işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren sanık … ‘un, 5237 sayılı Kanun’ un 270 inci maddesinde düzenlenen “Suç üstlenme” suçuna göre daha ağır cezayı gerektiren “Suçluyu kayırma” suçundan 5237 sayılı Kanun’un 283 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilerek sanığın hukuki durumun takdir ve tayin edilmelidir. Anlatılan bu husus dikkate alınmadan sanık hakkında yazılı şekilde beraat hükmü kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle katılanlar vekilinin temyiz istemi yerinde görüldüğünden Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesinin, 06.12.2018 tarihli kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi uyarınca takdîren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 14.06.2023 tarihinde karar verildi.