YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/1506
KARAR NO : 2023/2407
KARAR TARİHİ : 24.04.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Yalan tanıklık
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığının 27.01.2016 tarihli ve 2015/9004 Soruşturma, 2016/389 Esas sayılı iddianamesi ile sanıklar hakkında yalan tanıklık suçundan, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 272 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca dava açılmıştır.
2. İskenderun 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.05.2016 tarihli ve 2016/93 Esas, 2016/511 Karar sayılı kararı ile yalan tanıklık suçundan;
a) Sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 272 nci maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci maddesi, 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 52 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına,
b) Sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 272 nci maddesinin ikinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına; 58 inci maddesi uyarınca hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanık …’in temyiz isteği;
1. Söz konusu olayda, yerde duran silahın Ö.Ş.’ye ait olabileceğini tahmin ettiğinden bu şekilde beyanda bulunduğuna, hakkında yalan tanıklıktan mahkumiyet kararı verilebilmesi için Ö.Ş.’nin silahı belinden çıkarttığının sabit olması gerektiğine,
2. Hakkında lehe deliller toplanmadan, sadece aleyhe deliller ile ve deliller tartışılmadan hüküm kurulduğuna, ilişkindir.
B. Sanık …’in temyiz isteği;
Herhangi bir nedene dayanmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanık …’in, Ö.Ş. hakkında mala zarar verme, silahla tehdit ve 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçlarından başlatılan soruşturmada kollukta alınan beyanından farklı olarak kovuşturma aşamasında gerçeğe aykırı beyanda bulunarak yalan tanıklık yaptığı iddiasına ilişkindir.
2. 10.11.2013 günü saat 01.50 sıralarında J.J. isimli işyerinde meydana gelen 6136 sayılı Kanun’a aykırılık, silahla tehdit ve mala zarar verme olayı ile ilgili olarak,
a) Sanık …, 10.11.2013 tarihli Şehit Haydar Polis Merkezi Amirliğinde alınan ifadesinde “…işyeri içerisinde bir şahıs taşkınlık yapmaya başlayınca işyeri sahibi … hanım şahsın yanına gitti. Şahıs ile konuşurlarken şahıs iyice agresifleşip orada bulunan eşyalara vurarak zarar vermeye başladı. Daha sonra şahıs elini beline atıp silah çıkardı. Çevrede bulunan müşteriler silahı var silahı alın diye bağırınca ben hemen şahsın üzerine atladım, şahıs ile birlikte yere düştüm, daha sonra oradakilerin yardımı ile şahsı dışarı doğru götürdük…”,
b) Sanık …, İskenderun 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/37 Esas sayılı dosyasında 01.04.2014 tarihli oturumda “… bir şahıs müşteki … hanımla tartıştı. Ben de yanlarına gittim. Silah var sesi duydum. Ben sanığa müdahale ettim. Üzerinde birşey yoktu. Silah daha sonra ortada çıkmış. Ben silah görmedim.” Soruşturma aşamasında ifadesi okunup sorulduğunda, “Ben elini beline attığını ve silah olduğunu söylemedim. Şu anki ifadem doğrudur.”
Şeklinde beyanlarda bulunduğu belirlenmiştir.
3. Sanık savunmasında, barda silah var sesi duyunca Ö.Ş.’ye baktığını, elini beline attığını görünce müdahale ettiğini, silahı yerde görmesi nedeniyle silahın Ö.Ş.’ye ait olduğuna kanaat getirerek o şekilde ifade verdiğini beyan etmiştir.
4. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarındaki beyanları arasında çelişki olduğu belirlenen ve hakkında yalan tanıklık suçundan mahkumiyet kararı verilen diğer sanık … aşamalarda, aslında ilk kolluk beyanının doğru olduğunu, patronu … ile Ö.Ş. anlaşınca arada kaldıklarını, bu nedenle mahkemede farklı ifade vermek zorunda kaldığını ifade etmiştir.
5. İskenderun 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.04.2014 tarihli ve 2014/37 Esas, 2014/180 Karar sayılı kararı ile Ö.Ş. hakkında 6136 sayılı Kanun’un 13 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca mahkumiyet; silahla tehdit suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi gereği beraat kararı verilmiş ve bu kararlar kesinleşmiştir.
IV. GEREKÇE
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin yalan tanıklık yaptıkları kabul edilen “01.04.2014” yerine “2014” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden;
1. Ö.Ş. hakkında İskenderun 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/37 Esas sayılı dava dosyasında sanığın kollukta “…şahıs elini beline atıp silah çıkardı.” şeklindeki beyanının tam aksine kovuşturma aşamasında yeminli tanık beyanında “Ben sanığa müdahale ettim. Üzerinde birşey yoktu. Silah daha sonra ortada çıkmış. Ben silah görmedim.” şeklindeki ifadesi ve Ö.Ş. hakkında 6136 sayılı Kanun’a aykırılık suçundan mahkumiyet kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesine göre, sanığın mahkeme huzurunda gerçeğe aykırı tanıklık yapmak suretiyle atılı suçu işlediğinin sabit olduğunun anlaşılması karşısında, sanık hakkında kurulan hükümde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden;
Sanığın, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden temin olunan güncel nüfus kayıt örneğine göre hüküm tarihinden sonra 14.12.2020 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, bu durumun Mahkemece araştırılarak 5237 sayılı Kanun’un 64 üncü maddesinin 1 inci fıkrası uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülüp düşürülmeyeceğinin karar yerinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
V. KARAR
A. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenle İskenderun 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.05.2016 tarihli ve 2016/93 Esas, 2016/511 Karar sayılı kararında sanık tarafından ileri sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık … Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenle İskenderun 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.05.2016 tarihli ve 2016/93 Esas, 2016/511 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.04.2023 tarihinde karar verildi.