Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/14321 E. 2023/8657 K. 08.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/14321
KARAR NO : 2023/8657
KARAR TARİHİ : 08.11.2023

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SAYISI : 2019/3141 E. 2020/2287 K.
SUÇ : Hakkı olmayan yere tecavüz etme
HÜKÜM : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Esastan Reddi ile Hükmün Onanması

Sanığın yokluğunda verilen gerekçeli kararın sanığın aile konutu olan ikametgah adresine düzenlendiği, tebligat üzerinde isimsiz olarak “işyeri yetkilisi olduğunu beyan eden” kişiye tebliğ edildiğinin belirtildiği, bu haliyle yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı anlaşılmakla, sanığın öğrenme üzerine yaptığı eski hale getirme talebi ile birlikte temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
İlk Derece Mahkemesince verilen hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının, 18.02.2019 tarihli iddianamesiyle, sanık hakkında hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan cezalandırılması istemi ile dava açılmıştır.
2. Mersin 11. Ceza Mahkemesinin 12.06.2019 tarihli kararı ile sanığın hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan beraatine karar verilmiştir.
3. Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 11.11.2020 tarihli kararı ile sanık hakkındaki İlk Derece Mahkemesinin beraat kararının kaldırılarak sanık hakkında hakkı olmayan yere tecavüz suçundan erteli 5 ay hapis cezası ile 80,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz istemi, zeytin ağaçlarının kendisine ait olduğuna, hakkını yasal yollarla aradığına, katılan aleyhine açmış olduğu önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasının derdest olduğuna, zeytinleri toplama ve çapalama işlemi yapma konusunda davanın sonucuna göre hareket edeceğine, yasal haklarını kullanmasının hatalı olarak değerlendirildiğine, hakkında beraat kararı verilmesinin gerektiğine ve re’sen gözetilecek nedenlerle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay 109 ada 60 parsel numaralı taşınmaz sahibi sanığın, katılana ait tarla vasfındaki 109 ada ve 58, 59 parsel numaralı taşınmazlar üzerinde yer alan zeytin ağaçlarının 41 adetinin meyvesini toplayarak, ağaçların altlarını çapalayarak tecavüzde bulunduğu iddiasına ilişkindir.
2. Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.04.2017 tarih, 2015/243 Esas, 2017/244 Karar sayılı ilamı incelendiğinde sanık tarafından Mersin Kadastro Müdürlüğü’ne karşı açılan tapu iptali davasına konu taşınmazların eldeki dava dosyasında suça konu taşınmazlar (109 ada ve 58, 59, 60 parsel numaralı taşınmazlar) olduğu, Mahkemece davanın reddine karar verildiği, verilen kararın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 01.12.2017 tarih, 2017/574 – 512 karar sayılı ilamı ile kesinleştiği anlaşılmaktadır.
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü;
İlk Derece Mahkemesince sanığın müştekiye ait taşınmazın hudutlarını değiştirmediği, taşınmazın kendisine ait olduğu iddiası ile işgal etmediği, taşınmaz üzerinde bulunan zeytin ağaçlarının maliki olduğu anlaşıldığından ve sanığa isnat edilen hakkı olmayan yere tecavüz etmek suçunun yasal unsurları oluşmadığından beraatine karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü;
Bölge Adliye Mahkemesince “Olay yeri krokisinden, katılan beyanlarından ve sanık savunmasından da anlaşılacağı üzere sanık tarafından kökleri çapalanan ve ürünü hasat edilen 41 adet zeytin ağacı ise katılana ait olan 58 ve 59 nolu parseller üzerindeki ağaçlardır. Katılan şikayetine karşı sanık her ne kadar gerek dairemizde talimat yoluyla alınan savunmasında, gerekse diğer aşamalarda alınan savunmalarında suçlamaları kabul etmeyerek 2008 yılında 60 nolu parseldeki zeytin ekili tarlayı kadastrodan ölçüm yaptırarak satın aldığını, bu ölçüme göre de zeytin ağaçlarını ektiğini, 29.06.2013 tarihinde ise 22/A kadastro yenileme çalışması ile yeni ölçüm yapıldığında bir kısım zeytin ağaçlarının 59 nolu parsel tarafında kaldığını ancak 2015 yılında öğrendiğini, 2015 yılında bu olaydan dava açtığını ancak bir netice elde edemediğini, kimsenin arazisine tecavüz etmediğini, kendisine ait olan ağaçların yerlerinde kaymalar olduğundan hak kaybına uğradığını beyan ettiği görülmüş ise de, sanık savunmalarının mevcut deliller karşısında soyut nitelikte kaldığı ve suçtan kurtulmaya yönelik olduğu değerlendirilmiştir. Zira dosya arasında yer alan ve katılanın söz konusu arazileri satın almadan önceki sahiplerine karşı sanık tarafından açılan tapu iptali davasına konu Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 13.04.2017 tarih, 2015/243 Esas, 2017/244 Karar sayılı ilamı incelendiğinde sanık tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, bu kararın ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesinin 01.12.2017 tarih, 2017/574 – 512 karar sayılı ilamı ile kesinleştirildiği, dolayısıyla tapu kayıtlarında herhangi bir iptalin söz konusu olmayıp, satış yoluyla katılana yapılan tescil işlemlerinde de sorun bulunmadığından mevcut tapu kayıtları itibar etmek gerekmiştir. Böylece, katılana ait arazide bulunan 41 adet zeytin ağacının suç tarihinde sanık tarafından kendisine ait olduğu iddia edilerek aslında hak sahibi olan katılanın yararlanması engellemek suretiyle meyvesini toplayıp bakımını yapmış olması karşısında üzerine atılı “hakkı olmayan yere tecavüz etme” suçunu işlediği konusunda tam bir vicdani kanaate varılmıştır” denilmek suretiyle İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılmak suretiyle sanığın mahkumiyetine karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanık savunması, katılan beyanı, tapu kaydı, kesinleşmiş mahkeme ilamı ve tüm dava dosyası kapsamından suç tarihi itibariyle sanık ile katılan arasında taşınmazın mülkiyetine ilişkin herhangi bir uyuşmazlığın olmadığı, anlaşmazlığın katılanın arazisi üzerinde yer alan zeytin ağaçlarının mülkiyeti ve kullanılmasına ilişkin olduğu, sanığın zeytin ağaçlarının kullanımı için açmış olduğu önalım hakkına dayalı tapu iptal ve tescil davasının sonucunu beklemesi gerekir iken tapu kayıtlarına göre herhangi bir hakka dayanmaksızın katılanın taşınmazı üzerinde yer alan zeytin ağaçlarının meyvesini toplayarak, ağaçların altlarını çapalayarak tecavüzde bulunduğu sabit olduğundan Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesince sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin, 11.11.2020 tarihli kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Mersin 11.Asliye Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise Adana Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.11.2023 tarihinde karar verildi.