Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/13411 E. 2021/20919 K. 15.11.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/13411
KARAR NO : 2021/20919
KARAR TARİHİ : 15.11.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, hizmet nedeniyle görevi kötüye kullanma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.04.2018 tarihli 2014/8-412 Esas 2018/160 sayılı Kararında; “Banka veya kredi kartının kötüye kullanılması suçu ile birlikte oluşabilecek diğer suçlara kanunda öngörülen ceza miktarları da, bu suçun bileşik suç olarak düzenlenmediğini açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle, banka veya kredi kartının hukuka aykırı olarak ele geçirilmesi durumunda oluşabilecek hırsızlık, yağma, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık gibi suçlar ile banka veya kredi kartlarını kötüye kullanma suçu arasında gerçek içtima kuralı uygulanarak fail her bir suçtan ayrı ayrı cezalandırılmalıdır. Banka veya kredi kartının kanunlarda suç olarak düzenlenen eylemlerle ele geçirilmesi ve şartların varlığı hâlinde, TCK’nın 245/1. maddesindeki suçun yanında ayrıca hırsızlık, dolandırıcılık ya da yağma gibi suç oluşabileceği kabul edilmelidir.” şeklinde belirtildiği hususu da nazara alındığında; oluşa ve dosya kapsamına göre, Kurye Net Motorlu Kuryecilik ve Dağıtım Hizmetleri adlı işyerinde dağıtım elemanı olarak çalışan sanığın, Finansbank tarafından gönderilen kredi kartını müşteriye teslim etmek üzere aldığı ancak teslim etmeyerek kullandığı, sanığın devir olgusunu inkar etmek suretiyle çalıştığı şirket aleyhine hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçunu işlediği anlaşılmakla, TCK.nın 155/2. maddesi uyarinca mahkumiyeti yerine yazılı şekilde Ceza Tertibine yer olmadığına karar verilmesi,
2- Banka tarafından üretilmiş kredi kartının henüz sahibine teslim edilmeden kullanılması halinde suçun mağdurunun banka olacağı cihetle; sanığın kurye dağıtım elemanı olduğu düşünüldüğünde mağdur …’a karşı eylemleri nedeniyle sanık hakkında başkaca açılmış dava bulunup bulunmadığı araştırılarak derdest olmaları halinde mümkün olduğunda davaların incelemeye konu dava dosyasıyla birleştirilmesi,
suç ve iddianame tarihleri nazara alınarak aynı mağdur bankaya karşı olan eylemleri arasında hukuki ve fiili kesinti bulunup bulunmadığı belirlendikten sonra ayrı suç mu oluşturduğu yoksa zincirleme suç nedeniyle TCK.nın 43. maddesinin uygulanmasının gerekip gerekmeyeceğinin tespiti, birleştirmenin mümkün olmadığı taktirde dosyaların getirtilerek incelenmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örnekleri dosyaya konularak ve kesinleşen dava dosyaları olması, hukuki ve fiili kesintinin olmaması halinde bulunacak sonuç ceza ile kesinleşen hükümdeki sonuç ceza arasındaki fark kadar ek cezaya hükmolunması gerektiği gözetilmeden eksik araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması,
3- Kanuni ve takdiri indirim sebeplerinin uygulanmasını talep eden sanığın sosyal ve ekonomik durumu ile adli para cezasının miktarı gözönünde tutularak 5237 sayılı TCK’nın 52/4 maddesinde hükme bağlanan taksitlendirme hususunda olumlu olumsuz değerlendirme yapılmaması,
Yasaya aykırı, sanığın ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.11.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.