Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/11310 E. 2023/5527 K. 03.07.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/11310
KARAR NO : 2023/5527
KARAR TARİHİ : 03.07.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/460 E., 2016/420 K.
SUÇ : Kasten yangın çıkarma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu, ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 12.08.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında Kasten yangın çıkarma suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Mersin 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.06.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında Kasten yangın çıkarma suçundan 3.000,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; suç işleme kastı bulunmadığına, cezada asgari hadden uzaklaşılması için somut bir gerekçe gösterilmediğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; sanığın oturmakta olduğu ancak hakkında mahkemece verilen uzaklaştırma kararı

nedeni ile kullanamadığı ikametgahında kasten yangın çıkardığı, evde bulunan bazı eşyaların zarar gördüğü iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
Oluşa, sanığın soruşturma aşamasındaki ikrarına, mağdurun soruşturma aşamasındaki beyanına, 03.08.2015 tarihli itfaiye yangın tutanağına, olay yeri inceleme raporu formuna ve tüm dosya kapsamına göre; sanığın eşi ile birlikte sahip oldukları evde yangın çıkarması şeklindeki eyleminden eşinin de ortak olduğu eşyalar zarar görmüş ise de 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 167 inci maddesinde düzenlenen şahsi cezasızlık hali kapsamında kaldığı, sanığın eyleminin tali norm niteliğinde tehlike suçu olarak düzenlenen 5237 sayılı Kanun’un 170 inci maddesinin birinci fıkrası (c) bendinde düzenlenen kasten yangın çıkarma suçunu oluşturduğu anlaşılmakla; suçun sübutu ve kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Suç tarihinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 250 nci maddesinin birinci fıkrasında 08.07.2021 tarihinde yapılan değişiklikten öncesine ait olmakla;
Anayasa Mahkemesi’nin, 02.08.2022 … ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 … ve 2020/87 Esas, 2022/44 sayılı Kararı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddesinin (d) bendinde yer alan “”…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin “..seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında; sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250 nci maddesinde düzenlenen Seri Muhakeme Usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına tevdii edilmesinde zorunluluk bulunması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Mersin 7. Asliye Ceza Mahkemesinin, 24.06.2016 tarihli kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 03.07.2023 tarihinde karar verildi.