Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2021/10904 E. 2023/4536 K. 12.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2021/10904
KARAR NO : 2023/4536
KARAR TARİHİ : 12.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Eziyet, kasten yaralama, tehdit
HÜKÜMLER : Beraat

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2015 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kasten yaralama, tehdit ve eziyet suçlarından 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) ve (e) bentleri, 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ve 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca dava açılmıştır.
2. Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.06.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında kasten yaralama, tehdit ve eziyet suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği;
Sanığa atılı suçun sübut bulduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanığın, aynı evde yaşadığı eşinin çocuğu olan yedi yaşındaki katılan mağdura eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştirdiği iddiasına ilişkindir.
2. Katılan mağdurun amcası olan …’ın mağdurun vücudundaki izleri görünce hastaneye götürmesi ile olayla ilgili başlatılan soruşturma kapsamında, mağdurun ilk kolluk beyanında on üç yaşındaki ablası …’in kendisinin ellerini kollarını bağlayıp üzerine kaynar su döküp kafasına tahtalar ile vurduğunu ifade etmiştir.
3. Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 03.02.2014 tarihli konsültasyon kağıdında, katılan mağdurun babası …’ın yaklaşık iki yıl önce sanık … ile evlendiğini, ilk eşinden olan dört çocuğu ve eşi ile birlikte yaşadığını, sanığın çocuklarına kötü davrandığını, birçok kez üzerine sıcak su döktüğünü, bu olayı diğer çocukların üzerine attığı için sanıktan şüphelenmediğini, ancak son aylarda çocuklarının karakola gidip şikayetçi olmaları üzerine durumu anlayıp sanığı evden kovduğunu; katılan mağdurun ise, üvey annesinin kendisine haşlı su döktüğünü, bundan ötürü ondan korktuğunu, baba, babaannesi ve yengesi ile mutlu olduğunu, onların kendisini koruması nedeniyle artık üvey annesinden korkmadığını ifade etmiştir.
4. a. Bakırköy Adli Tıp Kurumu Şube Müdürlüğünün 20.11.2013 tarihli raporu ile katılan mağdurun yapılan muayenesinde, kaşeklik görünümde olduğu, sağ omuz arka bölgede 5×4 cm’lik, ensede sağda 3×2 cm’lik, servikal 7. omur hizasında omurga üzerinde 3×1 cm’lik, sol kol proksimalinde medial yüzde 4×1 cm’lik, sol dirsek iç bölümünde 5×3 cm’lik, sol kol 1/3 ortada medialde 1 cm’lik dairesel hipopigmante, kısmen düzensiz kenarlı yara izleri, sağ el sırtında 3×1 cm’lik kısmen düzensiz kenarlı, sağ el 2,3. parmak distal ve dorsallerinde 2×0,5 cm’lik kısmen düzensiz kenarlı ciltten hafif kabarık yara izleri, boyunda sağda 3×0,5 cm’lik aynı vasıfta yara izi, saçlı deride sağ parieto oksipitalde 3×0,5 cm’lik folikülü bozan yara izi, sol ayak sırtında metatarslar üzerinde 3 cm çapında kısmen düzensiz kenarlı hafif koloid görünümde hiperpigmente yara izi, sağ uyluk proksimalde 1/3 dış yanda 3×1 cm’lik kısmen düzensiz kenarlı hipopigmente yara izi, sağ diz eklemi iç büklümde medialde yarımay şeklinde 2×0,5 cm’lik hiperpigmente yara izi, sol uyluk 1/3 üst dış yanda uzunlukları 1-5 cm arasında değişen 0,5 cm genişliğinde düzgün kenarlı hiperpigmente yara izlerinin görüldüğü,
b. Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2. İhtisas Kurulunun 19.09.2014 tarihli raporu ile katılan mağdura olay sorulduğunda, üvey annesinin çay bardağının içine kaynar su doldurup üzerine döktüğünü söylediği, yapılan psikiyatrik muayenesinde travma sonrası stres bozukluğu tespit edildiği, katılan mağdur hakkında düzenlenen tıbbi belgelerde vücudun muhtelif yerlerinde künt travma ile husulü mümkün lezyonlar ile yanık nedbeleri ve 2. derece yanık alanları görüldüğünün bildirildiği, dolayısıyla değişik zamanlarda iddia edildiği şekilde künt travmalar ve sıcak suyla yakma ile husulü mümkün lezyonların niteliği, küçüğün kurulda yapılan muayenesinde elde edilen bulgular bir bütün olarak değerlendirildiğinde tarif ve tespit edilen bulguların çocuğun fiziksel istismarının tıbbi delilleri olarak nitelendirildiği cihetle; vücudun muhtelif yerlerinde değişik zamanlarda oluşması muhtemel künt travma ve sıcak su yanığı ile oluşması mümkün yumuşak doku lezyonları ile travma sonrası stres bozukluğuna neden olan fiziksel istismar bulgularının katılan mağdurun yaşamını tehlikeye sokan bir durum olmadığı ve üzerindeki etkisinin basit bir tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı belirlenmiştir.
5. a. Katılan mağdurun babası … savcılıkta, sanığın kendisinin yanında çocuklara çok iyi davrandığını, oğlu olan katılan mağdura vücudundaki izleri kimin yaptığını sorduğunda ablası …’in yaptığını, …’e sorduğunda kendisinin yaptığını söylediğini, katılan mağdurun bir süre amcasının yanında kaldığını, bu süre zarfında başından aşağı kaynar su döken ve kendisine işkence edenin ablası değil sanık olduğunu söylemeye başladığını öğrendiğinden sanığı evden kovduğunu,
b. Katılan mağdurun 2002 doğumlu ablası … aşamalarda, üvey anneleri olan sanığın kendilerine çok kötü davrandığını, küçük kardeşi olan katılan mağdurun üzerine sıcak suyu sanığın döktüğünü, kendilerini gerçeği babalarına söylememeleri için tehdit ettiğini, ablası …’e suçu üstlenmesini yoksa küçük kardeşlerini öldüreceğini söylediğinden korkup kimseye gerçeği anlatamadıklarını,
c. Katılan mağdurun 2000 doğumlu ve hakkında atılı suç nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen ablası …, üvey annesinin kendilerine çok kötü davrandığını, ancak babalarının ve başkalarının yanında iyi davrandığını, özellikle kardeşi katılan mağduru sürekli dövdüğünü, bununla yetinmeyip saç düzleştirici maşa ile parmaklarını yaktığını, her gün sıcak su kaynatıp yüzüne, ayaklarına vücudunun diğer bölgelerine döktüğünü, kardeşinin korktuğundan kendisinin adını vermiş olabileceğini, kendisi de korktuğundan söyleyemediğini, ancak artık birlikte yaşamadıklarından korkmadan söyleyebildiğini,
d. Katılan mağdur kovuşturma aşamasında, sanığın vücuduna sıcak su döktüğünü, saç düzleştirici ile parmaklarını sıkıştırıp yaktığını, sonra da babasına bir şey söylememesi, babasının sorması durumunda ablasının yaptığını söylemesi konusunda tembihte bulunduğunu, başını bazen duvarlara vurduğunu, ablasının kendisini hiç dövmediğini, ifade etmiştir.

IV. GEREKÇE
5237 sayılı Kanun’un “Eziyet” başlıklı 96 ncı maddesinin birinci fıkrasında eziyet suçunun maddi unsuru, “bir kimsenin eziyet çekmesine yol açacak davranışları gerçekleştirmek” şeklinde belirtilmiş, ancak bu davranışların ne olduğu somut olarak ortaya konulmamıştır. Ancak maddenin gerekçesinde; eziyet olarak, bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışlarda bulunulması gerektiği belirtilmiştir. Böylece kanun koyucu işkence suçuna ilişkin 94 üncü maddesinin birinci fıkrasındaki tanıma, eziyet suçunu düzenleyen 96 ncı maddenin metninde değil, gerekçesinde yer vererek eziyet suçunda fiilin arz ettiği özellikleri belirlemiştir. Bu durumda eziyet suçu ile işkence suçu, maddi unsuru bakımından benzerlik göstermektedir. Ancak eziyet suçu bakımından maddenin gerekçesinde, işkence suçunda öngörülen “algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine” yol açacak hareketten söz edilmemektedir.
Eziyet serbest hareketli bir suçtur. Mağdurun gerek bedensel gerek ise ruhsal yönden acı çekmesine neden olacak, mağdurda utanma, korku, acizlik ve değersizlik duygusu uyandırıp onurunu zedeleyecek hareketler eziyet kapsamındadır. Bu suç tipinde mağdur, objektif olarak aşağılayıcı ve eza verici hareketler aracılığıyla, insan olma niteliğinin gerekli kıldığı düzeyin objektif olarak altında kalan ve kişiliğinin derhal ya da ileride gelişebilmesi için gerekli olan dengeye olarak etki edebilecek muamelelere tabi kılınmaktadır.
Eziyet teşkil eden fiiller, kasten yaralama, hakaret, tehdit, cinsel taciz niteliği taşıyabilirler. Ancak, bu fiiller, ani olarak değil, sistematik bir şekilde ve belli bir süreç içinde işlenmektedir. Eziyetten söz edebilmek için, maddenin gerekçesine göre eziyet oluşturan fiillerin sistematik bir şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Sistematik olmaktan kastedilen, mağdura karşı yapılan birden fazla saldırının, genel bir tutum çerçevesinde gerçekleştirilen davranışların bir parçası olması ya da önceden kararlaştırılmış, organize ve düzenli bir seyir izlemesidir. Sistematik olma hali, hareketlerin eziyet suçunu oluşturup oluşturmadığını tespite yarayan kriterlerden biridir. Hareketlerin sistematik biçimde uygulanması, mağdura yönelik davranışların belli bir süreç içinde düzenli ve bir bütünlük arz eder biçimde yapılmasını gerektirir. Bu sebeple mağdura yönelik hareketler, fail tarafından bilerek ve istenerek belirli bir süreçte genel bir tutum çerçevesinde bir bütünün parçası olarak veya belirli bir plan dahilinde işlenirlerse eziyet suçu oluşur. Burada çeşitli nitelikteki hareketler objektif olarak belirli bir şiddeti içermekte, asgari düzeyde bir ağırlığa ulaşmaktadır. Hareketler bir bütün halinde objektif olarak eziyet teşkil edecek boyuta ulaştığında, başka bir deyişle asgari bir düzeyde şiddete ulaştığında suç tamamlanmış olacaktır.
Dava konusu olayda, üvey anneleri olan sanığın evden ayrılmasının akabinde artık korkmadıklarını belirterek anlatımlarda bulunan katılan mağdur ve kardeşlerinin beyanları ile bu beyanları destekler mahiyetteki babaları ve amcalarının ifadeleri, katılan mağdurun doktor raporundaki yaralanmaları ile dava dosyası kapsamındaki diğer tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, üvey anne olan sanığın, olayın kolluğa intikal ettiği 18.07.2013 tarihi ve öncesinde başlayan ve belli bir süreç içerisinde ve sistematik bir şekilde soruşturma başlatılana kadar devam eden, katılan mağdura yönelik gerek kafasını duvarlara vurma, gerek üzerine sıcak su dökme, gerekse saç maşası ile parmaklarını sıkıştırıp yakma şeklinde gerçekleşen eylemlerinin bir bütün olarak 5237 sayılı Kanun’un 96 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen eziyet suçunu oluşturduğu gözetilerek sanığın bu suçtan mahkûmiyeti yerine dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde beraat kararları verilmesi, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.06.2016 tarihli kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.06.2023 tarihinde karar verildi.