Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/9402 E. 2022/2768 K. 15.02.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9402
KARAR NO : 2022/2768
KARAR TARİHİ : 15.02.2022

İhbarname No : KYB – 2020/81617

Hükümlü veya tutuklunun kaçması suçundan suça sürüklenen çocuk …’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 292/1, 293, 62/1, 50/1-a ve 52/2. maddeleri uyarınca 500,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Adana 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2014 tarihli ve 2014/18 esas, 2014/633 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk hakkında, hırsızlık, iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme ve görevli memura direnme suçlarından mahkumiyetine dair Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 26/03/2015 tarihli ve 2014/711 esas, 2015/259 sayılı kararının temyizi üzerine, Yargıtay 2. Ceza Dairesinin 14/01/2019 tarihli ve 2018/6717 esas, 2019/643 sayılı kararı ile “Suça sürüklenen çocuk hakkında 27/10/2011 tarihinde verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın 28/01/2012 tarihinde kesinleştiği, denetim süresi içinde 14/01/2014 tarihinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle suça sürüklenen çocuğun yargılanarak Adana 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/06/2014 tarih ve 2014/18 Esas – 2014/633 Karar sayılı kararı ile mahkumiyetine karar verildiği ve mahkumiyet kararının 01/10/2014 tarihinde kesinleştiği; ancak temyiz edilmeden kesinleşen ihbara konu bu ilamdaki suçun 5237 sayılı TCK’nın 292/1. maddesinde tanımlanan hükümlü veya tutuklunun kaçması suçu olduğu ve UYAP’tan yapılan incelemeye göre ihbara konu bu suçun unsurları itibariyle oluşmadığı, zira suça sürüklenen çocuğun hakkında tutuklama kararı olmaksızın gözaltında kolluk görevlilerinin gözetimindeyken kaçması şeklinde gerçekleşen eylemi nedeniyle TCK’nın 292/1. maddesinde düzenlenen suçun yasal unsurlarının oluşmayacağı ve UYAP’tan alınan adli sicil kaydına göre ihbara konu olabilecek başkaca mahkumiyetinin de bulunmadığı anlaşılmakla;” şeklindeki açıklamalar karşısında, somut olayda, suça sürüklenen çocuk hakkında yakalama kararı olmaksızın gözaltında kolluk görevlileri gözetimindeyken kaçması şeklinde gerçekleşen eylemi dolayısıyla atılı suçun yasal unsurları oluşmadığı gözetilmeden, beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 14.09.2020 gün ve 2019/18869 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 01.10.2020 gün ve KYB/2020/81617 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun oluşabilmesi için, hakkında tutuklama veya kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunan kişinin, tutukevinden, ceza infaz kurumundan ya da gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçması gerektiği; somut olayda, hırsızlık suçu soruşturması kapsamında Cumhuriyet Savcısı tarafından verilmiş gözaltı kararının akabinde tutuklanması istemiyle mahkemeye sevkedilen hükümlünün, kolluk görevlilerinin gözetimindeyken adliye binasından kaçması şeklinde gerçekleşen eylemi nedeni ile TCK.nın 292/1. maddesinde düzenlenen suçun yasal unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, Adana 15. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 24.06.2014 tarih 2014/18-633 Esas-Karar sayılı hükmünün CMK.nın 309/4-d maddesi gereğince BOZULMASINA, hükümlüye yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle hükümlünün atılı suçtan CMK.nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, hükmedilen cezanın infaz edilmemesine, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.02.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.