YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9368
KARAR NO : 2023/7349
KARAR TARİHİ : 10.10.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/509 E., 2016/484 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hükümlü ve tutukluların ayaklanması, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, bozma
Sanıklar …, …, … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hükümlü ve tutukluların ayaklanması ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bartın Cumhuriyet Başsavcılığının 30.04.2015 tarihli iddianamesi ile sanıklar …, …, … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, hükümlü ve tutukluların ayaklanması ve kasten yaralama suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Bartın 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2016 tarihli kararı ile sanıklar hakkında atılı suçlardan mahkûmiyet kararları verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Cumhuriyet savcısının temyiz isteği; sanık … hakkında katılan …’e karşı silahtan sayılan alet ile yüzünde sabit iz oluşturacak şekilde yaraladığı şeklindeki Mahkeme kabulune rağmen, basit yaralama suçundan ceza verilmesinin usûl ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.
2. Sanık …’in temyiz isteği; suçun unsurlarının oluşmadığına, müdafiinin temyiz isteği, bir nedene dayanmamaktadır.
3. Sanık …’in temyiz isteği, suçun sübutuna ilişkindir.
4. Sanıklar … ve …’ün temyiz istekleri ise bir nedene dayanmamaktadır.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, Bartın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanıklar …, …, … ve …’in, olaydan bir süre önce katılan …’in, sanık …’i vuracağını ve öldüreceğini söylemesi üzerine sanık …’in silahtan sayılan ucu sivriltilmiş ranza demiri ile, diğer sanıkların ise tekme yumruklarla katılan …’i darp ettikleri, olaya müdahale etmek isteyen ceza infaz görevlilerini engellemek amacıyla katılan … ve müşteki …’ya koğuştaki yatakhane kısmına geçmelerini söyleyerek dışarıya çıkmalarını engelleyecek şekilde yatakhane kapısını ranzalarla kapattıkları, görevlilerce ikna edilinceye kadar eylemlerine devam ettikleri iddiasına ilişkindir.
2. Bartın Devlet Hastanesince düzenlenen 14.04.2015 tarihli adli muayene raporunda, katılan …’in yüzünde sabit eser oluşacak şekilde yaralandığı belirtilmiştir.
3. Bartın Toplum Sağlığı Merkezince düzenlenen 08.10.2014 tarihli adli muayene raporunda, katılan …’ın mevcut yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olduğu belirtilmiştir.
4. Görevlilerce düzenlenen 08.10.2014 tarihli tutanakta, koğuşta olay ihbarı üzerine odaya gidildiğinde yaralı olan hükümlü …’in tedaviye gönderilmek üzere odadan çıkartıldığı, hükümlüler …, …, … ve …’in, hükümlüler … ve …’ı rehin alarak yatakhane kapısınını kapattıkları, oda penceresinden hükümlüler ile görüşme yapıldığı, hükümlü …’in elinde kesici alet olduğu, idareye güvenmediği için savcı ile görüşmek istediğini söylediği, diğer hükümlüleri de keseceğini beyan ederek “kahrolsun PKK” diye slogan attığı belirtilmiştir.
IV. GEREKÇE
A. Sanıklar …, …, … ve … hakkında katılan … ve müşteki …’ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Görevlilerce düzenlenen 08.10.2014 tarihli tutanakta, sanık …’in elinde kesici bir alet olduğunun belirtilmesi karşısında, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu fikir ve eylem birliği içerisinde silah ile gerçekleştirdiği anlaşılan sanıklar hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca ceza arttırımı yapılmaması; sanıkların, üzerlerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu silahla ve birden fazla kişi tarafından birlikte işlemeleri karşısında, temel ceza belirlenirken 5237 sayılı Kanun’un 3 üncü ve 61 inci maddeleri gereğince aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a ve b) bentlerindeki birden fazla nitelikli halin gerçekleştiği gözetilerek, temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedenleri yapılmamıştır.
Sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi gereğince hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesine karşın hangi ilamın tekerrüre esas alındığının kararda gösterilmemesi karşısında, bu hususun infazda gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Olaylar ve olgular bölümünde belirtilen adli muayene raporları, tutanak, müşteki ve katılan anlatımları, sanıkların tevil yollu savunmaları ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların, atılı suçu işlediklerine dair mahkeme kabulünde isabetsizlik görülmemiş, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların eleştiri hususları dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … ve müdafii, sanık …, sanık …, sanık …’in temyiz itirazları yönünden hükümde hukuka aykırılık görülmemiştir.
B. Sanıklar …, …, … ve … hakkında hükümlü ve tutukluların ayaklanması suçundan kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
Bartın Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan sanıkların, hükümlü olan katılan …’i darp etmeleri, ardından aynı koğuştaki hükümlüler katılan … ve müşteki …’nın koğuşun yatakhanesinden dışarıya çıkmalarını engelleyecek şekilde yatakhane kapısını ranzalarla kapatmaları şeklinde gerçekleşen eylemlerinin cezaevi idaresine mani olma amacına yönelik olmadığı, katılan …’in darp edilmesi nedeniyle müdahale etmek isteyen görevlilere engel olmaya çalıştıkları anlaşıldığından sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 265 inci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkralarında düzenlenen ”cebir ve tehdit kullanarak birden fazla kişi tarafından silahla görevli memura karşı görevi yaptırmamak için direnme” suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi yerine yazılı şekilde unsurları oluşmayan “hükümlü veya tutuklunun ayaklanması” suçundan hükümler kurulmasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
C. Sanıklar …, … ve …’in katılan …’e yönelik kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz incelemesinde;
1. Sanık …’in katılan …’i silahtan sayılan ucu sivriltilmiş ranza demiri ile, diğer sanıkların ise tekme ve yumruklarla darp ettikleri, katılanın, yüzünde sabit eser oluşacak şekilde yaralandığı anlaşılan olayda, sanıkların eylemlerini, olayın başlangıcından sonuna kadar sanık … ile fikir ve eylem birliği içerisinde gerçekleştirmeleri karşısında eylemleri nitelikli yaralama suçunu oluşturan sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi yerine aynı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
2. Sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi gereğince hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesine karşın hangi ilamın tekerrüre esas alındığının kararda gösterilmemesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
D. Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısının temyiz sebeplerinin incelenmesinde ise;
1.Sanığın, katılan …’e karşı silahtan sayılan demir çubukla gerçekleştirdiği eylemi neticesinde yüzde sabit eser oluşacak şekilde nitelikli yaralanmasına neden olduğu yönündeki kabule rağmen 5237 sayılı Kanun’un 86 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi yerine aynı Kanun’un 86 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
2. Sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 58 inci maddesi gereğince hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesine karşın hangi ilamın tekerrüre esas alındığının kararda gösterilmemesinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
V. KARAR
A.Sanıklar …, …, … ve … hakkında katılan … ve müşteki …’ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden;
Gerekçe bölümünde (A) numaralı bentte açıklanan nedenle Bartın 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2016 tarihli kararında sanık … ve müdafii, sanık …, sanık …, sanık …’in temyiz itirazları ve dikkate alınan sair hususlar yönünden eleştiri hususları dışında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık … ve müdafii, sanık …, sanık … ve sanık …’in temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanıklar …, …, … ve … hakkında hükümlü ve tutukluların ayaklanması suçuna yönünden
Gerekçe bölümünde (B) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Bartın 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2016 tarihli kararına yönelik sanık … ve müdafii, sanık …, sanık … ve sanık …’in temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci ve 326 ncı maddesinin son fıkrası gereğince ceza miktarı bakımından kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
C. Sanıklar …, … ve …’in katılan …’e yönelik kasten yaralama suçu yönünden
Gerekçe bölümünde (C) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Bartın 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2016 tarihli kararına yönelik sanık …, sanık … ve sanık …’in temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı Kanun’un 321 inci ve 326 ncı maddesinin son fıkrası gereğince ceza miktarı bakımından kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
D. Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik Cumhuriyet savcısının temyizi yönünden;
Gerekçe bölümünde (D) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Bartın 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.03.2016 tarihli kararına yönelik sanık ve müdafii ile Cumhuriyet savcısının temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.10.2023 tarihinde karar verildi.