Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/9327 E. 2023/6037 K. 12.09.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/9327
KARAR NO : 2023/6037
KARAR TARİHİ : 12.09.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/265 E., 2016/412 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 10.03.2016 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçlarından kamu davası açılmıştır.
2. Adana 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında atılı suçlardan mahkumiyet kararları verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği, suçların sübutuna, unsurlarının oluşmadığına, lehe hükümlerin uygulanmadığına, mağdurenin şikayetten vazgeçtiğine ve kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanığın, birlikte yaşadığı mağdureyi, aralarında çıkan tartışma üzerine darp ettiği, mağdurenin boğazına ele geçirilemeyen bıçağı dayayarak ”seni keseceğim” diyerek tehdit ettiği, akabinde mağdureyi eve kilitleyerek evden ayrıldığı, mağdurenin kapının kilidini tornavidayla kırarak evden çıkıp güvenlik güçlerine başvurduğu iddiasına ilişkindir.
2. Adli Tıp Kurumunun 03.02.2016 tarihli raporunda, mağdurenin mevcut yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde hafif olmadığı ve vücudundaki mevcut kemik kırığının, hayat fonksiyonlarını orta (2) derecede etkileyecek nitelikte olduğu belirtilmiştir.
3. Görevlilerce düzenlenen 03.02.2016 tarihli tutanakta, sanığa ait ikametin kapısında yapılan incelemede, ahşap kapının iç ve dış kısımlarında kilit kısmına yakın ahşapta yer yer ezikler olduğu belirtilmiştir.

IV. GEREKÇE
Sanığın, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu silahla gerçekleştirdiğinin anlaşılması karşısında, hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendi uyarınca ceza arttırımı yapılmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1. Mağdurenin 24.05.2016 tarihli duruşmada, olay nedeniyle şikayetçi olmadığını belirttiği, ancak 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve 87 nci maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenen neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olmayıp re’sen takibi gerektiren suçlardan olması nedeniyle sanığın bu hususa ilişkin temyiz sebebi reddedilmiştir.
2. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 18.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile değişik 231 inci maddesinin sekizinci fıkrasında yer alan “Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.” şeklindeki düzenleme karşısında, suç tarihinin 28.06.2014 tarihinden sonra olduğu dikkate alındığında Mahkemece, 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası uyarınca uygulanmasına yer olmadığına karar verilen hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık görülmemiş, hükmedilmesi halinde şuç işlemekten çekineceğine ilişkin olumlu kanaat oluşmaması nedeniyle 5237 sayılı Kanun’un 51 inci maddesinin uygulanmamasında, kasten yaralama suçu yönünden suçun işleniş şekli, olayın özellikleri ve sanığın kişiliği, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu yönünden ise ceza miktarı itibariyle aynı Kanunun 50 nci maddesinin uygulanmamasına yönelik kararda bir isabetsizlik görülmemiştir.
3. Görevlilerce düzenlenen 03.02.2016 tarihli tutanak, mağdurenin aşamalardaki istikrarlı beyanları, bu beyanları destekleyen adli muayene raporu, inkara dayalı sanık savunması ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sanığın üzerine atılı suçu işlediğine yönelik Mahkemenin suçun sübutu ve kabulünde isabetsizlik görülmemiş olup yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve Kanun’a

uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ve yaptırımların eleştiri hususu dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Adana 7. Asliye Ceza Mahkemesinin 31.05.2016 tarihli kararında sanığın temyiz itirazı ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz itirazının reddiyle hükmün Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 12.09.2023 tarihinde karar verildi.