Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/8381 E. 2023/5098 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/8381
KARAR NO : 2023/5098
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/133 E., 2016/115 K.
SUÇLAR : Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu (1412 sayılı Kanun) gereği temyiz edilebilir olduğu, temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bor Cumhuriyet Başsavcılığının 2015/53 Esas sayılı iddianamesi ile sanıkların, kamu görevlisini, silahla, birden fazla kişi birlikte, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmaları istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Bor 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.01.2016 tarihli, 2015/133 Esas, 2016/115 Karar sayılı kararı ile sanıkların birden fazla kişi birlikte, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Sanıklar Ve Müdafilerinin Temyiz Sebepleri;
Atılı suçun işlenmediğine ilişkindir.
B. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri;
Sanıklar hakkında mahkumiyet kararı verilmesine rağmen, katılan lehine vekalet ücretine
hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; sanıkarın katılanı, bağlamak suretiyle, cebir ile hürriyetinden yoksun kıldıkları iddiasına ilişkindir.

GEREKÇE
Ayrıntıları, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun, 20.10.2009 tarihli ve 2009/1-85 Esas, 2009/242 Karar sayılı kararında açıklandığı üzere; sanıklar Halil, Murat ve Fahrettin’in kısmen de olsa birbirlerini suçlayıcı savunmalarda bulunduklarının anlaşılması karşısında; sanıkların aralarında savunma zafiyeti oluşturacak şekilde menfaat çatışması ortaya çıktığı saptanmıştır.
Buna göre, sanıkların savunmalarının ayrı müdafiler yerine aynı müdafii tarafından yapılması suretiyle 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun, İşin reddi zorunluluğu başlıklı 38 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen; “Aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa,” şeklindeki düzenlemeye ve 5271 sayılı Kanun’un 152 nci maddesinin birinci fıkrasında yer verilen; “Yararları birbirine uygun olan birden fazla şüpheli veya sanığın savunması aynı müdafie verilebilir.” hükmüne aykırı davranıldığı belirlenmiştir.

KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, Bor 1. Asliye Ceza Mahkemesinin, 26.01.2016 tarihli, 2015/133 Esas, 2016/115 Karar sayılı kararına yönelik temyiz istekleri yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.