Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/7496 E. 2023/6817 K. 02.10.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7496
KARAR NO : 2023/6817
KARAR TARİHİ : 02.10.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/29 E., 2016/95 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, genel güvenliği tehlikeye sokmak
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama, Bozma

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan usûl hükümlerine göre temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Yumurtalık Cumhuriyet Başsavcılığının 26.01.2015 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve sanık … hakkında ayrıca genel güvenliği tehlikeye sokmak suçlarından cezalandırılmaları istemi ile dava açılmıştır.
2. Yumurtalık Asliye Ceza Mahkemesinin 04.03.2016 tarihli kararı ile sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ayrı ayrı 4 yıl 2 ay hapis, sanık … hakkında ayrıca genel güvenliği tehlikeye sokmak suçundan 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırmalarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık … müdafiinin temyiz istemi, mahkumiyete yeterli delil olmadığına yöneliktir.
2. Sanık …’ın temyiz istemi, mahkumiyete yeterli delil olmadığına, mağdurun kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olarak ifadesini değiştirdiğine, beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğine yöneliktir.
3. Sanıklar … ve … müdafiinin temyiz istemi, mağdurun kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olarak ifadesini değiştirdiğine, mağdurun çelişkili ve tutarsız beyanları dışında mahkumiyete yeterli delil olmadığına yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay; sanıkların mağdurun evine gelerek zorla arabaya bindirerek dosya kapsamında tanık olarak ifadesi alınan S.N.’nin evine götürdükleri iddiasına ilişkindir.
2. Dava dosyası içerisinde yer alan ve olay yeri inceleme ekipleri tarafından yapılan inceleme sonucu tutulan tutanakta, tanık M.K.’nın evinde evin giriş odasında bulunan tahta sedir üzerindeki yatakta 2 ayrı noktada fişek çekirdeği nüve parçası ve gömlek parçası, mutfak ve yatak odasına geçilen kapıların ön kısmında zemin üzerinde fişek çekirdeği nüve parçası ve gömlek parçası ile odanın doğu duvarında zeminden 2.15 yükseklikte yeni çekirdek izi olduğu değerlendirilen izin olduğu belirtilmiştir.
3. Dava dosyası içerisinde yer alan 26.12.2014 tarihli uzmanlık raporuna göre, sanık …’ın tüm swap ile sanık …’in sağ el swapında atış artığının tespit edildiği, diğer şüphelilerde atış artığına rastlanılmadığının, ayrıca sanık …’in giysileri üzerinde de atış artığına rastlanıldığı belirtişmiştir.

IV. GEREKÇE
A.Sanıklar …, …, … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükümlere Yönelik Temyiz Taleplerinin İncelemesinde;
1. Sanıklar Hasan ile Taner’in dosya kapsamında tanık olarak dinlenen S.N.’den alacağının olduğu, S.N.’nin mağdurdan alacağının olduğunu ve kendisine verdiği takdirde borcunu ödeyeceğini sanıklara söylemesi üzerine sanıkların mağdurun evine giderek silah zoruyla araca mağduru araca bindirdiği ve tanığın evine götürdükleri belirlenmiştir.
2. Tüm dava dosyası içeriği, ve özellikle olaydan sonra sıcağı sıcğına mağdurlar ile tanıkların kolluk kuvvetlerine sözlü olarak bilgi vermelerine istinaden tutulan 01.10.2014 tarihli tutanak içeriği birlikte değerlendirildiğinde mahkemenin suçun sübut bulduğuna dair kabulde isabetsizlik bulunmamış, Sanık …’ın mahkumiyete yeterli delil olmadığına, mağdurun kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olarak ifadesini değiştirdiğine, beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğine yönelik; sanıklar … ve … müdafiinin mağdurun kendisini suçtan kurtarmaya yönelik olarak ifadesini değiştirdiğine, mağdurun çelişkili ve tutarsız beyanları dışında mahkumiyete yeterli delil olmadığına yönelik temyiz itirazı yerinde görülmemiştir.
3. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve Kanun’a uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … ile sanıklar Cumali ve Sezer müdafiinin diğer temyiz sebebleri yerinde görülmemiştir.

B.Sanık … Hakkında Genel Güvenliğin Tehlikeye Sokulması Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Temyiz Taleplerinin İncelemesinde;
1. Olay günü sanıkların öncelikle dosyada tanık olarak bulunan M.K.’nın evine gelerek mağdurun evini sordukları, bu sırada sanık … tarafından tanığın başına silah dayandığı, tanığın evi göstermeyip direnmesi üzerine sanık …’in tanığın evinin içerisine doğru bir veya iki el ateş ettiği tespit edilmiştir.
2. Dava dosyası içerisinde yer alan ve olay yeri inceleme ekipleri tarafından yapılan inceleme sonucu tutulan tutanakta, tanık M.K.’nın evinin giriş odasında bulunan tahta sedir üzerindeki yatakta 2 ayrı noktada fişek çekirdeği nüve parçası ve gömlek parçası, mutfak ve yatak odasına geçilen kapıların ön kısmında zemin üzerinde fişek çekirdeği nüve parçası ve gömlek parçası ile odanın doğu duvarında zeminden 2.15 yükseklikte yeni çekirdek izi olduğu değerlendirilen izin tespit edildiği anlaşılmıştır.
3. Dava dosyası içerisinde yer alan 26.12.2014 tarhli uzmanlık raporuna göre, sanık …’in sağ el swapında atış artığının tespit edildiği, ayrıca sanık …’in giysileri üzerinde de atış artığına rastlanıldığı belirtilmiştir.
4. Tüm dava dosyası kapsamından sanığın dosyada tanık sıfatı bulunan M.K.’yı korkutmak amacıyla evinin içerisine ateş ettiği anlaşıldığından sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeksizin suç vasfında yanılgıya düşülmek sureti ile mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
Kabule göre de,
Yerel mahkeme tarafından sanığın mahkumiyetine karar verilen 5237 sayılı Kanun’un 170 nci maddesinde yer alan suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında, sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 250 nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdii edilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.
C.Sanık … Hakkında Kurulan Hükme Yönelik Temyiz Taleplerinin İncelemesinde;
UYAP ortamından alınan nüfus kayıt örneğine göre sanığın hükümden sonra 24.05.2019 tarihinde öldüğünün belirtilmesi karşısında; bu husus araştırılarak, hakkındaki kamu davasının 5237 sayılı Kanun’un 64 üncü ve 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince ölüm nedeniyle düşürülmesi hususunun mahallince değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
A. Sanıklar …, …, … Hakkında Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hükümlere Yönelik Olarak;
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle Yumurtalık Asliye Ceza Mahkemesinin 04.03.2016 tarihli kararında sanık … ile sanıklar Cumali ve Sezer müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık … ile sanıklar Cumali ve Sezer müdafii temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,

B.Sanık … Hakkında Genel Güvenliğin Tehlikeye Sokulması Suçundan Kurulan Hükme Yönelik Olarak;
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Yumurtalık Asliye Ceza Mahkemesinin 04.03.2016 tarihli kararına yönelik sanık …’in temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usülü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci ve 326 ncı maddenin son fıkrası gereğince kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
C.Sanık … Hakkında Kurulan Hükme Yönelik Olarak;
Gerekçe bölümünde (C) bendinde açıklanan nedenlerle Yumurtalık Asliye Ceza Mahkemesinin 04.03.2016 tarihli kararına yönelik sanık müdafini temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereğince, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 02.10.2023 tarihinde karar verildi.