Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/7494 E. 2023/4855 K. 15.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7494
KARAR NO : 2023/4855
KARAR TARİHİ : 15.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/357 E., 2016/203 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir oldukları, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığının 15.07.2015 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmaları istemi ile dava açılmıştır.
2. İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli kararı ile sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ayrı ayrı 5 yıl hapis cezası ile mahkûmiyetlerine, sanık … hakkında cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık …’ın temyiz isteği; kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, savunmalarına itibar edilmeden karar verildiğine, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna ve sair nedenlere ilişkindir.
2. Sanık … müdafiinin temyiz isteği, sanığın atılı suçu işlemediğine, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğine, teşdiden ceza verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna, müştekinin beyanlarının kurgu olduğuna, müşteki anlatımının tanık ifadeleri ile de çeliştiğine ve sair temyiz nedenlerine ilişkindir.
3. Sanık … müdafiinin temyiz isteği, sanığın atılı suçu işlemediğine, savunma hakkının kısıtlandığına, yerel mahkeme tarafından yeni delil gerekçesiyle yağma suçundan işlem yapılması için suç duyurusunda bulunulduğuna, bozma nedeni olduğuna, davaya başka bir asliye ceza mahkemesinin bakması gerektiğine, suç vasfında hataya düşüldüğüne, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine ve sair temyiz nedenlerine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; katılanın Ö.. İnşaat şirketinden alacaklı olduğunu iddia ederek alacağını istemeye şirkete gittiği, sanıkların inşaatta eksiklik olduğunu ve tamamlamasını söyleyerek katılanı arabaya bindirdikleri ve inşaat alanına götürdükleri, burada katılanı darp ettikleri, şantiye kısmında alıkoydukları iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
Tüm dava dosyası içeriği, katılanın aşamalardaki istikrarlı anlatımları, bu anlatım ile uyumlu 03.08.2014 tarihli adli muayene raporu, soruşturma ve kovuşturma aşamasında beyanı alınan tanık A.T. ile soruşturma aşamasında beyanlarına başvurulan M.B. ve R.B.’nin beyanlarına göre, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlendiğine dair kabulde isabetsizlik bulunmamıştır.
5237 sayılı Kanun’un 110 uncu maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükmünün uygulanması için mağdurun şahsına zarar verilmeden serbest bırakılması gerekmektedir. Somut olayda, katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde darp edildiği anlaşıldığından, etkin pişmanlık hükmünün uygulanma şartı gerçekleşmemiştir.
Meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı, suç kastının yoğunluğu ve suçun işlenmesindeki özellikler gerekçe gösterilerek cezaların teşdiden belirlenmesinde; alıkonulan süre, olayın işleniş şekli ve yaralanmanın niteliği (adli raporda mağdurun vücudunun değişik yerlerinde hematom ve ekimoz olduğu tespit edilmiştir) göz önüne alındığında, hükümlerde 5237 sayılı Kanun’un 61 inci maddesinde sayılan kriterler yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir.
Hüküm tarihinde uygulanması gereken 1412 sayılı Kanun’un 308 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ”Makbul şüpheden dolayı hakkında ret talebi vakı olupta bu talep kabul olunduğu halde hakimin hükme iştirak etmesi yahut bu talebin kanuna mugayir olarak reddolunması suretiyle hakimin hükme iştirak ettirilmesi,” hali mutlak hukuka aykırılık nedeni olarak düzenlenmiştir. Mahkemece 2. celsede, her ne kadar yağma suçundan ek kovuşturma yer olmadığı kararı verilmiş olsa da icra müdürlüğü yazı cevabının yeni delil olduğu gerekçesiyle sanıklar hakkında yağma suçundan İnegöl Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, yargılama sırasında hakim hakkında red talebinde bulunulmadığı, ayrıca sanıklar hakkında dava dosyasına giren yeni bir delil nedeniyle farklı bir suçtan suç duyurusunda bulunulmasının ihsası rey mahiyetinde olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçeler ile birlikte yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık … ve sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz nedenleri yönünden hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamış ve yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle İnegöl 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.04.2016 tarihli kararında sanık … ve sanıklar … ve … müdafiileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, sanık … ve sanıklar … ve … müdafiilerinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.06.2023 tarihinde karar verildi.