Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/7408 E. 2023/3980 K. 31.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7408
KARAR NO : 2023/3980
KARAR TARİHİ : 31.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 31.08.2012 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kamu davası açılmıştır.
2. Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18.03.2013 tarihli kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan hükmolunan 1 yıl 3 ay hapis cezasının hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar itiraz edilmeden 25.04.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Sanık hakkında denetim süresi içerisinde, kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle ihbarda bulunulması üzerine Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 28.03.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında kurulan hüküm açıklanarak, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Cumhuriyet savcısı’nın temyiz isteği; sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin beşinci fıkrasının uygulanmasına ve mağdurenin Mahkeme’ce dinlenilmesi gerektiğine, ilişkindir.
2. Sanık müdafii, temyiz dilekçesinde herhangi bir sebep bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
İncelemeye konu olay; sanık ve mağdurenin olay gecesi birlikte alkol aldıkları, sanığın motosikletiyle gezdirme teklifini mağdure kabul ederek bir müddet motosikletle dolaştıkları, sanığın eniştesine ait ev önünde durup cinsel birliktelik kurmak amacıyla mağdurenin kolundan tutarak zorla evin içine götürmeye çalışması, mağdurenin direnerek sanığın elinden kurtulup yola çıkıp polis memuru kamu tanığının kullandığı aracı durdurduğu, sanığın da arkasından gelerek tanık ile tartıştığı, tanığın Emniyet birimini arayıp durumu ihbar etmesi neticesinde, mağdurenin olay yerine gelen Kolluk ekibi tarafından alındığı, iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
1.Dosya içerisinde mevcut mağdureye ait hüviyet bilgileri ve kimlik kartına göre Ukrayna vatandaşı olduğu ve Türkiye’ye 15 günlük tatil yapmak amacıyla geldiği ve soruşturma aşamasında alınan beyanında şikayetçi olmadığını belirttiği, Mahkeme tarafından tensip zaptı ile Türkiye’deki açık adresinin tespiti amacıyla Antalya Yabancılar Şube Müdürlüğü’ne yazılan yazı cevabında, mağdurun Antalya Valiliği’nden ikamet izni aldığı ve izin alırken Muratpaşa ilçesinde bir adresi bildirdiği, Mahkeme’ce birinci celsede ara kararla mağdurenin zorla getirilmesi için müzekkere yazıldığı, Kolluk ekibi tarafından düzenlenen 31.12.2012 tarihli yazıya göre, adrese gidildiğinde farklı bir kişinin oturuyor olduğu, mağdurenin bu adreste bulunmadığının tespit edildiği, Mahkeme ikinci celsesinde “yakınan Iryna Potapova’nın şikayet ve delilerinin saptanılmasına karar verilmiş ise de; müştekinin Türk vatandaşı olmaması, ülke sınırları içinde sabit bir ikametgahının bulunmayışı ve araştırma sonucuna göre de adresinin belirlenememesi karşısında toplanan kanıt durumuna göre de ve tanık beyanlarının sanığın hukuksal durumunu etkilemeyeceği, soruşturma evresindeki olaya ilişkin beyanlarının ve tanık beyanlarının itibar edilebilir nitelikte olduğu, anlatımlarının olayın oluş biçimine uygun düştüğü kanaatiyle müştekinin kovuşturma evresinde şikayet ve delilerinin saptanması yönündeki ara karardan vazgeçilmesine karar verilmiştir.” şeklinde mağdurenin dinlenmesinden vazgeçilerek, soruşturma aşamasındaki beyanı ile yetinilmesine karar verildiği; hükmün açıklanmasına ilişkin tensip zaptında da “5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca mağdurenin beyanlarının saptanmasının, sanığın hukuki durumunu etkilemeyeceğinden, mağdurenin beyanlarının saptanmasına yönelik herhangi bir işlem yapılmasına yer olmadığına”

şeklinde mağdurenin dinlenmesinden vazgeçilerek, soruşturma aşamasındaki beyanı ile yetinilmesine karar verildiği ve gerekçeli kararında usulune uygun tebliğ edildiği anlaşılmakla; Mahkeme’nin kabul ve uygulamasında isabetsizlik görülmediğinden Tebliğname’de bu hususta 2. paragraftaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
2. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın soruşturma aşamasında alınan ifadesinde “mağdureyle cinsel birliktelik kurmak istediğini” ikrar ettiği, mağdure de “sanığın amacının kendisine tecavüz etmek olduğunu” belirtmesi karşısında; sanığın eyleminin cinsel amaçla hürriyetten yoksun kılma suçunu oluşturduğu ve cezasından 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca arttırım yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde eksik ceza tayini, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünün (2.) fıkrasında açıklanan nedenle Antalya 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 28.03.2016 tarihli kararına yönelik Cumhuriyet savcısı ve sanık müdafinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye bozma gerekçesi yönünden kısmen uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,

Dava dosyasının, Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 31.05.2023 tarihinde karar verildi.