Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/7387 E. 2023/4657 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/7387
KARAR NO : 2023/4657
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/74 E., 2016/96 K.
SUÇLAR : Kasten yaralama, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, iftira
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, beraat

Sanık hakkında 6136 sayılı Kanun’a Muhalefet suçundan kurulan hüküm yönünden, suçtan zarar görmeyen katılan vekilinin davaya katılma hakkı bulunmadığı ve mahkeme tarafından da katılma kararı verilmiş olmasının hükmü hakkı vermeyeceği tespit edilerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında kasten yaralama, 6136 sayılı Yasa’ya muhalefet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit ve iftira suçlarından kurulan hükümlerin karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığının 17.03.2016 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kasten yaralama, 6136 sayılı Yasa’ya muhalefet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit ve iftira suçlarından kamu davası açılmıştır.
2. Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.04.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında atılı suçlardan mahkumiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık müdafiinin temyiz isteği, lehe hükümler, haksız tahrik hükümleri ve takdiri indirim nedenlerinin uygulanmadığına ilişkindir.
2. Katılan vekilinin temyiz isteği ise, iftira suçunun sabit olduğuna, eksik inceleme ile karar verildiğine, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan üst sınırdan ceza verilmesi gerektiğine, sanığın eyleminin silahla senedin yağması suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek kasten yaralama ve silahlı tehdit suçlarından hüküm kurulduğuna ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanığın, birlikte yaşadığı kadına ait tırda şöför olarak çalışan ve aralarında alacak verecek meselesi nedeniyle ihtilaf bulunan katılanı, konuşmak amacıyla aracına aldıktan sonra darp ederek evine götürdüğü, “Getirin benim silahımı, bunu öldüreceğim.” diye tehdit edip zorla gayri resmi nikahlı eşi lehine 25.000,00 TL bedelli bono ile 7 adet boş senet imzalatıp tüm hak ve alacaklarını aldığına ilişkin taahhütname yazdırarak imzalattığı, ertesi gün sabaha kadar evden gitmesine izin vermeyerek alıkoyduğu, aldırılan adli rapora göre katılanın basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı iddiasına ilişkindir. Katılanın şikayeti üzerine sanığın evinde yapılan aramada ruhsatsız tabanca ele geçirilmiştir.

IV. GEREKÇE
1. 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçu hakkında katılan vekilinin temyiz incelemesinde;
Yargılama konusu suç yönünden şikayetçinin suçtan zarar gören sıfatının bulunmadığı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 237 nci maddesinin birinci fıkrası uyarınca mezkûr suçtan açılan kamu davasına, suçtan doğrudan zarar görmemesi nedeniyle katılma hakkının ve aynı Kanun’un 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği bu suçtan kurulan hükmü temyize hak ile yetkisinin bulunmadığı, mahkemece katılma hakkı verilmesinin de davaya katılma ve hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, hükmün, karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesinin birinci fıkrası gereği re’sen temyize de tabi olmadığı anlaşılmakla, şikayetçi vekilinin temyiz isteğinin reddine karar vermek gerekmiştir.

2. İftira suçuna yönelik katılan vekilinin temyiz incelemesinde;
İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi gerekir. Somut olayda sanığın savunma hakkı kapsamında suçu üzerinden atmak amacıyla söylediği sözlerdeki kastının başkası hakkında soruşturma yapılmasını sağlamaktan çok kendini suçtan kurtarmak olduğuna yönelik Mahkeme kabulü karşısında; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, beraat kararında hukuka aykırılık görülmemiş, katılan vekilin yerinde görülmeyen temyiz sebepleri reddedilmiştir.
3. Kasten yaralama, silahlı tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına yönelik katılan vekili ve sanık müdafiinin temyiz incelemesinde;
a. Tekerrüre esas adli sicil kaydı bulunan sanık hakkında yasal şartları oluşmadığından 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesi ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 51 inci maddesinin uygulanmamasında, kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre aynı Kanunun 50 nci maddesindeki seçenek yaptırımlara çevrilmemesinde hukuka aykırılık görülmemiş, aynı Kanun’un 62 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen takdiri indirim nedenlerinin uygulanmamasında isabetsizlik görülmemiştir.
b. Olaylar ve olgular bölümünde belirtilen hususlar ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine yönelik Mahkemenin suçun sübutu ve kabulünde isabetsizlik görülmemiş olup yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
4. 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçu hakkında sanık müdafiinin temyiz incelemesinde;
Suç tarihinin, 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin birinci fıkrasında 08.07.2021 tarihinde yapılan değişiklikten öncesine ait olmakla;
Anayasa Mahkemesi’nin, 02/08/2022 gün ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21/04/2022 gün ve 2020/87 esas, 2022/44 sayılı kararı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31. maddesiyle eklenen geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin “…seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında, sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulü hükümlerinin uygulanması gerektiğinde hukuki zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR
1. 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçu hakkında katılan vekilinin temyizi yönünden;
Gerekçe bölümünde 1 numaralı bentte açıklanan nedenle, şikayetçi vekilinin temyiz isteğinin 1412 sayılı Kanun’un 317 nci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
2. İftira suçuna yönelik katılan vekilinin temyizi yönünden;
Gerekçe bölümünde 2 numaralı bentte açıklanan nedenle Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.04.2016 tarihli kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
3. Kasten yaralama, silahlı tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarına yönelik katılan vekili ve sanık müdafiinin temyizi yönünden;
Gerekçe bölümünde 3 numaralı bentte açıklanan nedenle Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.04.2016 tarihli kararında sanık müdafii tarafından ileri sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafiinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
4. 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçu hakkında sanık müdafiinin temyizi yönünden;
Gerekçe bölümünde 4 numaralı bentte açıklanan nedenle Nazilli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18.04.2016 tarihli kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereğince Tebliğnameye aykırı olarak oybirliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.