Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/6928 E. 2023/4659 K. 13.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/6928
KARAR NO : 2023/4659
KARAR TARİHİ : 13.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2014/15 E., 2015/116 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama, tehdit, hakaret, mala zarar verme
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanıklar … hakkında hakaret; … hakkında hakaret ve mala zarar verme; … hakkında mala zarar verme; … hakkında ise kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından hükmolunan adlî para cezalarına ilişkin mahkûmiyet kararlarının tür ve miktarları itibarıyla 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulundukları anlaşılmıştır.
Sanık … hakkında kasten yaralama ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanık … hakkında kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit; sanık … hakkında ise kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlerin karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 24.12.2013 tarihli iddianamesi ile sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit; sanık … hakkında kasten yaralama suçlarından kamu davası açılmıştır.
2. Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2015 tarihli kararı ile sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma; sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit; sanık … hakkında kasten yaralama suçlarından mahkûmiyet kararları verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Katılan vekilinin temyiz isteği, eksik inceleme ile karar verildiğine, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin ikinci fıkrasındaki suçun unsurlarının oluştuğuna, eylemin sanıklar tarafından ortak irade ile gerçekleştirildiğinin gözetilmediğine ilişkindir.
2. Sanık … müdafiinin temyiz sebepleri, aleyhe delil bulunmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına ve eksik incelemeyle karar verildiğine ilişkindir.
3. Sanıklar … ve … müdafiinin temyiz sebepleri ise, suçun sübutuna, unsurlarının oluşmadığına, beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık …, … ve dava dışı …’in, aralarında husumet bulunan katılan …’ı, konuşmak için araca davet ettikleri, sanık …’ın araca binen katılana hitaben “Ben …’in ağabeyiyim, seni burada öldüreceğiz.” diyerek tehdit edip aracın kapılarını kilitledikten sonra sanıkların katılanı araç içerisinde darp ettikleri, akabinde sanık …’in, aracın kapısını açarak silahtan sayılan cam şişe ile katılanın kafasına vurmak suretiyle darp ettiği, kaçması üzerine sanıkların katılanı yakalayarak tekrar darp ettikleri, katılanın kaçarak şikayetçi olduğu, aldırılan adli rapora göre, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ve hayati tehlike geçirmeyecek şekilde yaralandığı iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
A. Sanıklar … hakkında hakaret; … hakkında hakaret ve mala zarar verme; … hakkında mala zarar verme; … hakkında ise kasten yaralama ve mala zarar verme suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
Hükümlerin tür ve miktarları itibarıyla 5320 sayılı Kanun’un geçici 2 nci maddesi uyarınca kesin nitelikte bulunduğu anlaşılmakla, katılan vekili ile sanık … müdafii, sanıklar … ve … müdafiinin temyiz isteklerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama; sanık … hakkında tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
1. Olaylar ve olgular bölümünde belirtilen hususlar ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların konuşmak için katılanı araca aldıkları, aracın kapılarını kilitledikten sonra sanık …’ın katılanı öldürmekle tehdit ettiği, daha sonra katılanı darp ettikleri anlaşılan olayda; sanıklar … ve …’ın eylemlerinin kül halinde 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkrasının (b) bendinde yer alan birden fazla kişi ile birlikte cebir uygulamak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, kasten yaralama ve tehditin suçun unsurları olduğu, ayrı birer suç olarak değerlendirilememesi karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (b) bendi gereğince tayin edilmesi gerektiği gözetilmeyerek eylemin bölünerek ayrı ayrı hükümler kurulmasında hukuka uygunluk görülmemiştir.
2. Engel sabıkası bulunmayan sanıklar hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ”Katılanın şikayetçi olması göz önüne alınarak 5560-5728 sayılı Kanunlar ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesindeki şartlar oluşmadığından sanık hakkında bu maddenin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.
C. Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde ise;
Engel sabıkası bulunmayan sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunda kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, ”Katılanın şikayetçi olması göz önüne alınarak 5560-5728 sayılı Kanunlar ile değişik 5271 sayılı Kanunun 231 inci maddesindeki şartlar oluşmadığından sanık hakkında bu maddenin uygulanmasına takdiren yer olmadığına” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
A. Sanıklar … hakkında hakaret; … hakkında hakaret ve mala zarar verme; … hakkında mala zarar verme; … hakkında ise kasten yaralama ve mala zarar verme suçları yönünden;
Sanıklar hakkında hükmolunan netice cezanın türü ve miktarı gözetildiğinde 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 31.03.2011 tarihli ve 6217 sayılı Kanun’un 26 ncı maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen geçici 2 nci maddesi uyarınca hükümlerin kesin nitelikte bulundukları anlaşılmakla, katılan vekili ile sanık … müdafii, sanıklar … ve … müdafiinin temyiz isteklerinin karar tarihi itibarıyla 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun 317 nci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle REDDİNE,
B. Sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama; sanık … hakkında tehdit suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde ;
Gerekçe bölümünde (B) numaralı bentte açıklanan nedenle Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2015 tarihli kararına yönelik katılan vekili ile sanıklar … ve … müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereğince Tebliğnameye aykırı olarak oybirliğiyle BOZULMASINA,

C. Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde ise;
Gerekçe bölümünde (C) numaralı bentte açıklanan nedenle Ankara 14. Asliye Ceza Mahkemesinin 18.02.2015 tarihli kararına yönelik katılan vekili ile sanığın temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesi gereğince Tebliğnameye aykırı olarak oybirliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 13.06.2023 tarihinde karar verildi.