YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5962
KARAR NO : 2023/4202
KARAR TARİHİ : 06.06.2023
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının 02.12.2015 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmaları istemiyle dava açılmıştır.
2. Erzurum 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli kararı ile sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109’uncu maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, beşinci fıkrası 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan, 5237 sayılı Kanun’un 109’uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (b) bendi, beşinci fıkrası 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca 5 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1.Sanık …’ın temyiz isteği, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, cezalandırmaya yönelik her türlü şüpheden uzak kesin ve yeterli delil bulunmadığına ilişkindir.
2.Sanık …’nun temyiz isteği somut bir nedene dayanmamaktadır.
3.Sanık … müdafinin temyiz isteği, sanığın suçu işlediğine dair somut bir delil bulunmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına, sanığın ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 39 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (b) bendi kapsamında yardım eden sıfatıyla sorumlu tutulabileceğine, sanığın eyleminin cinsel amaç içermediğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanıklar, sanık …’nin sevk ve idaresindeki araba ile seyir halinde iken, sanık …’nın olay öncesinde bir müddet arkadaşlık ilişkisi kurduğu mağduru görmesi üzerine arabayı durdurup, sanık …’nın mağdur ile bir süre konuştuktan sonra onu zorla arabaya bindirdiği, sanık …’nin sevk ve idaresindeki araba harekete geçtikten sonra mağdurun ısrarla arabadan inmek istemesi üzerine sanık …’nin arabayı durdurduğu ve mağdurun arabadan inip sanıkların yanından ayrıldığı, bu suretle sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde mağdurun hürriyetini kısıtladıkları iddiasına ilişkindir.
IV. GEREKÇE
1. Sanık … hakkında kurulan hüküm yönünden
Doktor raporu ve mağdurun aşamalardaki beyanları dikkate alındığında sanıkların eylemleri sırasında mağdurun şahsına zarar verildiği anlaşılmakla, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 110 uncu maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için gerekli olan mağdurun şahsına zarar verilmemesi şartının gerçekleşmediği gözetilerek tebliğnamedeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılması gerektiğine yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Mağdurun özü itibariyle aşamalardaki birbiri ile uyumlu beyanları, sanığın aşamalardaki savunmaları, katılan ile ilgili alınan doktor raporu ve tüm dava dosyası kapsamına göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık …’ın, eksik inceleme ile hüküm kurulduğuna, cezalandırmaya yönelik her türlü şüpheden uzak kesin ve yeterli delil bulunmadığına yönelik temyiz talepleri reddedilmiştir.
2. Sanık … hakkında kurulan hüküm yönünden
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık … ve müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mağdurun sanık … tarafından cebir kullanılarak sanık …’nin sevk ve idaresindeki arabaya bindirildiği, sonrasında sanık …’nin de arabayı kullanmak suretiyle sanık …’nın mağdurun hürriyetini kısıtlamak fiiline iştirak ettiği anlaşılmakla sanıkların üzerlerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu fikir ve eylem birliği içerisinde birden fazla kişi ile birlikte cebir, tehdit veya hile ile gerçekleştirmeleri karşısında, sanık …’nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve üçüncü fıkrasının (b) bendi gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin birinci fıkrası uyarınca yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
V. KARAR
1. Gerekçe bölümünün birinci bendinde açıklanan nedenlerle Erzurum 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2015/624 Esas, 2016/250 Karar sayılı sanık … hakkında kurulan kararında sanık … tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık …’ın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
2. Gerekçe bölümünün ikinci bendinde açıklanan nedenlerle Erzurum 3. Asliye Ceza Mahkemesinin, 14.04.2016 tarihli ve 2015/624 Esas, 2016/250 Karar sayılı sanık … hakkında kurulan kararına yönelik sanık … ve müdafinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi ve 326 ncı maddesinin son fıkrası gereği, sanık …’nun kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.06.2023 tarihinde karar verildi.