Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/5940 E. 2023/3144 K. 10.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5940
KARAR NO : 2023/3144
KARAR TARİHİ : 10.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/33 E., 2016/62 K.
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin 1 inci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1.Burdur Cumhuriyet Başsavcılığının 04.04.2011 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve başkasının bir malı teslimi veya malın alınmasına karşı koyamamaya mecbur kılmak suretiyle yağma suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin birinci fıkrası, 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 148 inci maddesinin birinci fıkrası, 150 nci maddenin birinci fıkrası yollamasıyla 106 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2. Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin, 14.10.2011 tarihli ve 2011/80 Esas, 2011/192 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası ve 62 nci maddesi uyarınca hükmolunan 1 yıl 8 ay hapis cezasının 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin beşinci fıkrası gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar itiraz olunmadan 24.10.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince uygulanan 5 yıllık denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle Gölhisar Asliye Ceza Mahkemesinin, 25.11.2015 tarihli ve 2015/178 Esas, 2015/498 Karar sayılı kararı ile ihbarda bulunulması üzerine Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.03.2016 tarihli ve 2016/33 Esas, 2016/62 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında kurulan hüküm açıklanarak, 5237 sayılı Kanunu’nun 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 62 nci ve 53 üncü maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği;
1.Sanığın atılı suçu işlemediğine,
2.Sanığın alacağını tahsil amacıyla cebir ve tehdit fiillerini gerçekleştirmeksizin hareket ettiğine,
Vesaire ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Dava konusu olay, sanığın arkadaşı olan mağdur …’den alacağını tahsil amacıyla, mağdurun okulunun önünde arkadaşı tanık Y.Ö. ile bekleyerek mağduru çağırdığına, mağdurun sırtından dokunarak aracınının yanına götürdüğüne, mağdurun olay yerinde konuşmak istemesi ve araca binmek istememesi üzerine zorla araca bindirdiğine, aracı olay mahallinden uzaklaştırarak boş alana doğru ilerlediklerine, sanığın eline sopa alarak araçtan indiğine, sanığın mağdurda bulunan alacağını tahsil amacıyla mağduru elindeki sopayla ” seni bununla döverim” şeklinde tehdit ettiğine, sanığın yanında bulunan arkadaşı tanık Y.Ö. nün engellemesi ve mağdurun da parayı ödeyeceğini ifade etmesi üzerine, tekrar olay yerine geri döndüklerine ve alacağının bir kısmını tahsil ettiğinde olayın sonlanmasına ilişkindir.
2. Gölhisar Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 15.04.2010 tarihli raporda, mağdurda darp cebir izi bulunmadığı belirtilmiştir.
3.Sanık savunmalarında, mağdurda alacağının bulunduğunu, mağdurun borcu inkar etmesi üzerine sinirlenerek mağdurun okulunun önüne gittiğini, mağdura yönelik “seninle dost olamayacağız, düşman olalım” şeklinde sözler sarf ettiğini, beraber araca doğru yürüdüklerini, aracın kapısını açtığını, akabinde mağdurun araca bindiği ve bir müddet boş alana doğru ilerlediklerini, aralarında tartışma çıktığını ve mağduru tehdit ettiğini tevil yollu ikrar etmiş, mağdurun korkması ve istediği meblağı ödeyebileceğini beyan etmesi neticesinde tekrar mağdurun okulunun önüne geldiklerini, sanığın iddia ettiği paranın bir kısmını tahsil etmesi üzerine mağduru araçtan indirdiğini ifade etmek suretiyle, kısmi ikrarda bulunmuştur.

IV. GEREKÇE
Sanık hakkında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından iki ayrı dava açıldığı halde sadece 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin 2 nci fıkrasına uyan suçtan hüküm kurulduğu, mahkemece sübuta erdiği kabul edildiği halde karar verilmeyen 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddenin birinci fıkrasına uyan suçla ilgili her zaman karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Mağdurun soruşturma aşamasındaki tutarlı beyanı, sanığın kısmi ikrarı, adli muayene raporu, aşamalarda oluşu doğrular nitelikte tanık Y.Ö. nün anlatımları, soruşturma aşamasında olayın sıcağı sıcağına beyanlarına başvurulmuş olan tüm tanık beyanları ve tüm dava dosyasındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanık müdafinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Burdur Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.03.2016 tarihli kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 10.05.2023 tarihinde karar verildi.