Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/5898 E. 2023/5117 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5898
KARAR NO : 2023/5117
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/67 E., 2016/229 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının, 14.01.2016 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan (iki kez) cezalandırılmaları istemiyle dava açılmıştır.
2. Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.03.2016 tarihli kararı ile sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 6 yıl hapis cezası, sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5 yıl hapis cezası, tehdit suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar müdafiinin temyiz isteği,
1. Atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına,
2. Sanık …’in olay yerinde bulunduğuna ve atılı suçları işlediğine dair somut delil bulunmadığına,
3. Savunma hakkının kısıtlandığına,
4. Sanık …’in asli fail olarak kabul edilemeyeceğine,
5. Sanık … yönünden şüphe bulunduğuna ve şüpheden de sanığın yararlanacağına,
6. Mağdure beyanlarının çelişkili olduğuna,
7. Mağdure …’ye yönelik eylemin tamamlanmadığına,
8. Eylemin cinsel amaçla gerçekleştirildiği ve birden fazla kişi ile birlikte işlendiği yönündeki kabulün doğru olmadığına,
9. Sanık …’in suça iştirakinin yardım eden olarak kabul edilmesi gerektiğine,
10. Sanık …’in suç işleme kastıyla hareket etmediğine,
Ve somut bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık …’in olaydan bir kaç ay önce eşinin vefat etmesi üzerine, sanıkların mağdure …’yi kaçırmaya karar verdikleri, olay günü fındık bahçesinden dönmekte olan mağdurelerin arkasından geldikleri, sanık …’in mağdure …’yü kendilerine müdahale etmemesi için yanında bulundurduğu tüfekle tehdit ettiği, ardından sanıkların hep birlikte mağdure …’yi cebir ve tehditle ormanlık alana doğru götürdükleri, dere kenarında bir süre alıkoydukları, jandarmanın geldiğini öğrenmeleri üzerine, mağdure …’yi bırakıp kaçtıkları iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
Sanıkların, üzerlerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu silahla ve birden fazla kişi tarafından birlikte işlemeleri karşısında, … ceza belirlenirken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 3 üncü ve 61 inci maddeleri gereğince, aynı Kanunun 109 uncu maddesinin (a) ve (b) bentlerindeki birden fazla nitelikli halin gerçekleştiği nazara alınarak, … hapis cezalarının alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1. 22.03.2016 tarihli duruşmada, sanık … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin uygulanması ihtimaline binaen sanığa ek savunma hakkının tanındığı görülmekle, bu yönde bozma isteyen Tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
2. Sanıkların, mağdure …’yi, sanık …’le evlenmesi maksadıyla kaçırdıklarını ikrar etmeleri karşısında, eylemin cinsel amaçla gerçekleştirildiği yönündeki kabulde bir isabetsizlik bulunmamıştır.
3. Sanık …’in eylemin tüm aşamalarında diğer sanıklarla birlikte hareket ederek fiili birlikte gerçekleştirdikleri anlaşılmakla, sanığın suça iştirakinin yardım eden olarak kabul edilmesi gerektiğine ve sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) bendinin uygulanamayacağına dair sanıklar müdafiinin temyiz itirazları reddedilmiştir.
4. Mağdurelerin sanık …’e yönelik aşamalardaki beyanları, sanığın savunmalarının tanıklar C. ve G. tarafından doğrulanmaması, teşhis tutanakları ve tüm dosya kapsamındaki deliller karşısında, sanık …’in olay yerinde bulunmadığına ve atılı suçu işlemediğine yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Tüm dava dosyası kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların üzerlerine atılı suçları işlediğine yönelik kararda bir isabetsizlik görülmemiş, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlere uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanıklar müdafiinin diğer temyiz sebepleri yerinde görülmemekle, kararda hukuka aykırılık bulunmamıştır.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Samsun 4. Asliye Ceza Mahkemesinin, 22.03.2016 tarihli kararında sanıklar müdafiinin temyiz itirazları ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden, sanıklar müdafiinin temyiz itirazının reddiyle hükümlerin, Tebliğnameye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.