Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/5710 E. 2023/3298 K. 16.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/5710
KARAR NO : 2023/3298
KARAR TARİHİ : 16.05.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, kasten yaralama, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının, 30.01.2014 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, kasten öldürme ve 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından cezalandırılması talebi ile dava açılmıştır.
2. Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.03.2016 tarihli kararıyla, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası, kasten yaralama suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezası, tehdit suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası, 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan 10 ay hapis cezası ve 500,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz isteği,
1. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçları yönünden yeterli delil bulunmadığına,
2. Müşteki beyanlarının çelişkili olduğuna,
3. Haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine,
4. Sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediğine,
5. Eylemin sadece tehdit suçunu oluşturduğuna,
6. Erteleme hükümlerinin uygulanmadığına,
Ve somut bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay; sanığın, aralarında alacak verecek meselesi nedeniyle husumet bulunan mağduru, olay gecesi görmesi üzerine, onu silah tehdidi ve cebirle alıkoyması, hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit edip, kasten yaralaması ve 6136 sayılı Kanun’a göre taşınması suç teşkil eden tabanca ile ateş etmesine ilişkindir.

IV. GEREKÇE
A. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden,
Sanığın, mağdur ve arkadaşlarına sattığı ev ve arsadan kaynaklanan alacağını alamadığına, satış işlemi karşılığında kendisine verilen çekleri imza uyumsuzluğu nedeniyle tahsil edemediğine, uzun zamandır mağdur tarafından oyalandığına ilişkin savunması, mağdur … tarafından ciro edilen ve arkasına ilgili bankaca ”Çek üzerindeki imza ile sistemdeki imzalar birbirlerini tutmadığından işlem yapılamadığına dair kayıt.” bulunan 13.10.2009 ve 27.11.2009 keşide tarihli çek suretlerinin savunmayı doğrulaması, mağdurun beyanında, sanık ile M. arasındaki alım satıma kefil olduğunu ifade etmesi karşısında, sanığın mağdura yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eylemini, mağdur tarafından gerçekleştirilen haksız fiilin meydana getirdiği hiddet ve şiddetli elemin etkisi altında işlediği gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanmaması suretiyle fazla ceza tayini hukuka aykırı bulunmuştur.
B. Kasten yaralama ve tehdit suçlarından kurulan hükümler yönünden,
Aynı olayla ilgili, sanığın mağdur …’e yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan neticeten tayin olunan ceza bakımından, sanık hakkında olumlu kanaat oluştuğundan bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesine karşın; sanığın mağdur …’e yönelik tehdit ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümler yönünden, ceza miktarı bakımından uygulama imkanı da bulunmasına rağmen, bir daha suç işlemeyeceği yönünde kanaat oluşmadığından bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemesi suretiyle, hükümler arasında sanık aleyhine çelişkili karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

C. 6136 sayılı Kanun’a muhalefet suçundan kurulan hüküm yönünden,
Suç tarihinin, 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinin onbirinci fıkrasında, 08.07.2021 tarihinde yapılan değişiklik öncesine ait olduğu belirlenerek inceleme yapılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 02.08.2022 tarihli ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2022/44 sayılı kararı ile; 5271 sayılı Kanun’un 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin (d) bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin “… Seri muhakeme usulü.” yönünden 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında, sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Kocaeli 1. Ağır Ceza Mahkemesinin, 02.03.2016 tarihli kararına yönelik sanık müdafinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 16.05.2023 tarihinde karar verildi.