YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/496
KARAR NO : 2022/5281
KARAR TARİHİ : 29.03.2022
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Gereği görüşülüp düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesinin, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsenmiş olması karşısında, önce bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun’un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, bu adrese tebliğ yapılması gerektiği, dosya kapsamına göre yokluğunda verilen kararın sanığa Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre kovuşturma aşamasında bildirdiği, aynı zamanda MERNİS adresi olan adrese MERNİS şerhi ile çıkarıldığından tebligat işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; 01/02/2016 tarihinde yapılan ikinci tebligatın geçerli olduğu buna göre de temyizin süresinde olduğunun kabulü ile yapılan incelemede:
Gerekçeli karar başlığında suç adının “banka veya kredi kartının kötüye kullanılması ” yerine “hırsızlık” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
5237 sayılı TCK.nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının; Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı gözetilerek infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Adli para cezasının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanunla değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesi uyarınca infaz aşamasında res’en uygulama yapılabileceğinden, hüküm fıkrasındaki “zamanında ödenmemesi halinde adli para cezasının hapse çevrileceği” hususuna ilişkin ihtaratın infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında TCK.nın 245/1. maddesi uyarınca belirlenen adli para cezasından TCK.nın 168/1. maddesi uyarınca 2/3 oranında indirim yapılırken ” 1 gün ” yerine hesap hatasıyla ” 2 gün” adli para cezasına hükmedilmiş ise de; TCK.nın 62. maddesinin uygulaması ile doğru sonuca ulaşıldığı anlaşıldığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre, sanığın, sübuta, lehe hükümlere ilişkin ve yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 29.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.