Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/4745 E. 2023/2970 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/4745
KARAR NO : 2023/2970
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma, Tehdit
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanunu’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunu’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’un (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’un (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’ un ( 5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 106 ncı maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi, 43 üncü maddesi, 53 üncü maddesi gereğince cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
2. Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2016 tarihli kararı ile her sanık hakkında, 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, üçüncü fıkrasının (a) bendi, 62 nci maddesi 53 üncü maddesi uyarınca 4 yıl 2 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına, aynı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrası, 43 üncü maddenin birinci fıkrası, 62 nci maddesi, 53 üncü maddesi uyarınca 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına hükmedilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanık müdafinin temyiz istemi, sanığın suçu işlediğine dair soyut iddialar ve beyanlar dışımda mahkumiyete yeterli somut delil olmadığına, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine, tehditin katılanda korkuya sebep olup olmadığının araştırılmasının gerektiğine yöneliktir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanığın resmi nikahlı eşinin kız kardeşi olan katılanı hile ile arabasına bindirerek katılanın elleri ve ayaklarını iple bağladıktan sonra katılanın kendisini de araç koltuğuna bağlaması ve araç seyir halinde iken ele geçirilemeyen bıçak ile katılanın sol bacağından bıçakladığı iddiasına ilişkindir.
2. Katılanın 02.02.2015 tarihinde alınan doktor raporunda, sol bacakta yaklaşık birisi 2 Cm olmak üzere 3 adet eski skar izi bulunduğu ve yaralamasının btm ile giderilebilecek ölçüde olduğunun belirtildiği tespit edilmiştir.
3. Dava dosyası içerisinde yer alan 02.02.2015 tarihi mesaj tespit tutanağına göre, sanığın kullandığı 0 536 *** ** 25 numaralı telefondan katılanın kullandığı 0 531 *** ** 32 numaralı telefona 14.01.2015 günü saat 22.00 de “lütfen beni affet seni çok ama çok seviyorum, sen beni hiç anlamadin. yada işine geldiği gibi hareket ediyorsun, ben seni kocanla bile paylaşamaz iken başkalarını duyduğum anda, kopuyorum elimde değil, yarın işyerimdeyim aynı acıyı yaşamak istiyorum ve yaşayacağım” şeklinde yazılı mesajın gönderildiğinin tespit edildiği belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Katılanın sanığın resmi nikahlı eşinin kız kardeşi olduğu ve sanık tarafından hile ile arabaya bindirilerek elleri ve ayaklarının bağlanıp, ele geçirilemeyen bıçak ile bacağından yaralandığı anlaşılmıştır.
2. Tanıklar N.Z. Ve F.Z. tarafından katılanın iplerinin çözüldüğü, tanıkların alınan ifadelerinde araç içerisinde katılanı kalın bir iple araç içerisinde bağlı olarak gördüklerini beyan ettikleri tespit edilmiştir.
3. Katılanın aşamalarda alınan istikarlı ifadeleri, tanık beyanları, katılana ait adli muayene raporu, katılan ile sanık arasında katılanın sanığa iftira atmasını gerektirir bir husumetin olmaması ve tüm dava dosyası kapsamından sanığın üzerine atılı suçların sübut bulduğu anlaşıldığından mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik görülmemiş, sanık müdafinin sanığın suçu işlediğine dair soyut iddialar ve beyanlar dışımda mahkumiyete yeterli somut delil olmadığına, sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine, tehditin katılanda korkuya sebep olup olmadığının araştırılarak hüküm kurulması gerektiğine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
4. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemlerin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasıfları ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık müdafinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bursa 23. Asliye Ceza Mahkemesinin, 21.01.2016 tarihli kararında sanık müdafii tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanık müdafinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükümlerin, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.05.2023 tarihinde karar verildi.