Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/19706 E. 2023/9348 K. 29.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/19706
KARAR NO : 2023/9348
KARAR TARİHİ : 29.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/1488 E., 2016/753 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, kasten yaralama
HÜKÜMLER : beraat, mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 06.10.2015 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Eskişehir Asliye Ceza Mahkemesinin, 06.05.2016 tarihli kararı ile sanık … hakkında eylemin kasten yaralama suçu kapsamında kalması nedeniyle bu suçtan mahkumiyetine; diğer sanıklar …, … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan beraatlerine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık temyiz isteminde, mağdureye vurmadığını, adli raporu nasıl aldığını bilmediğini, lehe hükümlerin uygulanmadığını belirtmiştir.
2. Mağdure vekili temyiz isteminde; sanıkların mağdurenin kolundan tutarak zorla götürmelerinin sabit olduğunu, diğer sanıklar … ve …’ in beraat etmeleri hukuka aykırı olduğunu, sanıkların savcılık aşamasında belirtmedikleri açıklamaları kovuşturma aşamasında öne sürdüklerini belirtmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, mağdurenin suç tarihinde saat: 21:00 sıralarında lavobaya gitmek üzere iş yerinden ayrıldığı, … Caddesindeki köprü üzerinde arkadaşı olan sanık … ve beraberindeki diğer sanıklarla karşılaştığı ve sanık …’in kendisini durdurup “Bizim eve gideceğiz” dediğini, kabul etmemesi üzerine, sanık …’in mağdurenin kolundan tutarak inceleme dışı diğer sanıklar … ve … ile birlikte porsuk çayı kenarına götürdükleri ve bu suretle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işledikleri iddiasına ilişkindir.
2. Mağdur hakkında alınan adli raporda, sağ el bileğinde incinme olduğu, atele alındığı ve yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilir mahiyette olduğu anlaşılmıştır.
3. 17.09.2015 tarihli tutanağa göre, … Mahallesi, porsuk çayı bulvarında saat 22.45’te bir bayanı zorla götürmeye çalışan şahısların olduğu ihbar edildiği ve olay yerine intikal edildiği, mağdurenin beyanının alındığı ve inceleme dışı sanık …’in olay yerinde yakalandığı belirtilmiştir.
4. Sanık … , sanıklar … ve …’in olaya hiç karışmadıklarını, yaklaşık 10 metre uzaktan olayı izlediklerini, mağdureyi zorla götürme durumunun olmadığını, iftira atıldığını beyan ettiği anlaşılmıştır.
5. Mağdurenin soruşturma aşamasındaki beyanından özetle, olay günü arkadaşı Ümit’in ve önceden tanımadığı sanıkların zorla porsuk çayı kenarına götürdüklerini bağırıp direnmesi üzerine çevredeki kişilerin müdahalesi sonucu kurtulduğunu beyan ettiği anlaşılmıştır.

IV. GEREKÇE
Oluşa ve dosya kapsamına, mağdurenin soruşturma aşamasındaki beyanlarına ve bu beyanı ile uyumlu olan adli muayene raporuna ve 17.09.2015 tarihli ihbar tutanağına göre, mağdurenin suç tarihinde saat 21:00 sıralarında lavobaya gitmek üzere iş yerinden ayrılarak … Caddesindeki köprü üzerinde yürüdüğü sırada erkek arkadaşı olan sanık … ile karşılaşması üzerine sanığın kendisini durdurup “Bizim eve gideceğiz” dediği ancak mağdurenin kabul etmeyerek direndiği ve bağırması üzerine, sanık …’in, arkadaşları olan diğer sanıklar … ve … ile birlikte mağdurenin kolundan tutarak zorla porsuk çayı kenarına götürdükleri ve bu suretle alıkoydukları anlaşılan olayda;
1. Sanık … hakkında değişen suç vasfı nedeniyle kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik sanık …’in ve mağdure vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesinde;
Sanığın yaralama eyleminin mağdurenin direncini kırmaya dönük ve hürriyeti tahdit suçunun unsuru mahiyetin de olduğu ve eylemlerinin kül halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri ve 109 uncu maddesinin beşinci fıkrasında yer alan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, temadi eden bu süreçte mağdureye yönelik olan kasten yaralama eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olması nedeni ile ve ayrı bir suç olarak değerlendirilmeyeceği anlaşılmakla, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun’un 44 üncü maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarının (b) ve (f) bentleri ve 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası gereğince hüküm kurulmasının gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde değişen suç vasfı nedeniyle kasten yaralama suçundan hüküm kurulması hukuka aykırı görülmüştür.
2. Sanıklar … ve … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlere yönelik mağdure vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanıkların fikir ve eylem birliği içerisinde mağdureye yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işledikleri anlaşılmakla sanıklar … ve … hakkında 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (b) ve (f) bentleri, 109 uncu maddesinin beşinci fıkrası kapsamında kalan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi yerine yazılı şekilde beraatlerine karar verilmiş olması hukuka aykırı görülmüştür.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (1 ve 2 ) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle Eskişehir (Kapatılan) 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 06.05.2016 tarihli kararına yönelik sanık … ‘in ve mağdure vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesi gereğince Tebliğnameye aykırı olarak oybirliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 29.11.2023 tarihinde karar verildi.