Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/17862 E. 2021/19110 K. 18.10.2021 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/17862
KARAR NO : 2021/19110
KARAR TARİHİ : 18.10.2021

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanmak,

Gereği görüşülüp düşünüldü:
1) 25.06.2019 tarih ve 2019/8-249 Esas ve 2019/499 Karar sayılı Ceza Genel Kurulu kararında belirtildiği üzere; TCK.nın 268. maddedeki suçun oluşması için öncelikle, fail tarafından işlenen bir suçun bulunması gerekmektedir.Başka deyişle iftira suçunun aksine, bu madde bakımından gerçek bir suçun işlenmesi ve bu suçun faili ile 268. maddedeki eylemin failinin aynı kişi olması zorunludur.
İşlenmiş olması gereken suçun kasıtla veya taksirli suç olması arasında bir fark bulunmamaktadır.Fakat, maddede yalnızca suçtan söz edilmekle, kabahatler veya disiplin eylemleri madde kapsamında değerlendirilmemektedir.
Maddedeki ifade biçiminin hatalı olduğu söylenebilir ise de, mevcut düzenleme karşısında, failin gerçekte o suçu işlememiş bulunduğunun anlaşılması halinde, başkasının kimlik bilgilerini kullanma eyleminin 268. maddedeki suçu oluşturmadığını kabul etmek, kanunilik ilkesi bakımından zorunlu görülmektedir. Bu tür eylemlerde 206. maddenin uygulanması gereklidir.
Bu açıklamalar ışığında görevi yaptırmamak için direnme suçunun şüphelisi olarak yakalanması üzerine sanığın kendisini mağdurun kimlik bilgileriyle tanıttığı, adı geçen hakkında soruşturma ve kovuştuma yapıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanığın gerçek kimliğinin ortaya çıkartılarak, Bursa 6. Asliye Ceza Mahmesinin 2010/1108 Esas sayılı dosyasında mağdurun beraatine ve sanık hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği ve sanık hakkında temyize konu edilen dava dosyasında görevi yaptırmamak için direnme suçundan beraat kararı verilerek kararın temyiz edilmeksizin 14.11.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşıldığından verilen beraat kararı karşısında sanığın “işlediği bir suçtan” söz edilemeyeceği cihetle TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan suçun unsurları oluşmayıp sanığın TCK.nın 206. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği ancak sanığın suçlamayı kabul etmediği ve sanığın mağdurun kimlik bilgilerini kullandığı soruşturma aşaması evrakının dosya arasında olmadığı anlaşılmakla soruşturma evraklarının dosya arasına alınması suretiyle, kolluk tarafından mağdur adına tanzim edilen evrak ve diğer işlemlere konu belgeler incelendikten sonra sanığın resmi belgenin düzenlenmesine yalan beyan suçunun oluşup oluşmadığının tartışılması gerekirken eksik araştırma ve suç vasfında yanılarak başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi,
2) Kabul ve uygulamaya göre;
a) Gerekçeli karar başlığında ve hüküm fıkrasında suç adının ”başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” yerine ”iftira” olarak yazılması,
b)Soruşturma evrakının dosya arasında bulunmaması dolayısıyla ve belirlenememesi nedeniyle gerekçeli kararda suç tarihinin gösterilmeyerek 5271 sayılı CMK.nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.10.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.