Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/17379 E. 2023/8839 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/17379
KARAR NO : 2023/8839
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/653 E., 2016/545 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
HÜKÜMLER : Beraat, mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, temyiz isteklerinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 05.10.2015 tarihli iddianamesi ile sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından cezalandırılması için kamu davası açılmıştır.
2. İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.06.2016 tarihli kararı ile sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan 1.500,00 Türk Lirası adli para cezası ile mahkûmiyet kararı ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık … müdafiinin temyiz isteği; trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, mahkûmiyete yeterli delil bulunmadığına, tutarsız ve çelişkili tanık beyanlarını esas alarak hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğuna, suç kastı bulunmadığına, eksik araştırma ile karar verildiğine, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine, re’sen değerlendirilecek nedenlerle kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
2. Katılan … vekilinin temyiz isteği; sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinin sabit olduğuna, suçun unsurlarının oluştuğuna, mahkûmiyete yeterli delil bulunduğuna, hakkaniyete ve hukuka aykırı karar tesis edildiğine, usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, belediye otobüs şoförü olan sanık …’un otobüste yolcu taşıdığı sırada bir başka araç ile trafikte yarışa girdiği, bu şekilde trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu ve bu nedenle kendisini uyaran otobüste yolcu olarak bulunan mağdurları otobüs durağına geldikten sonra otobüsten indirmeyerek hürriyetlerini kısıtladığı iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
Dava dosyası içeriği, oluş şekline ilişkin sanık savunmaları, olayın kolluğa intikal biçimi, kamera kayıtlarına ilişkin bilirkişi raporu, kolluk görevlileri tarafından hazırlanan tutanaklar, tanık beyanları, katılan anlatımları ve tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde İlk Derece Mahkemesinin kabulünde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, katılan … vekilinin, sanığın kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu işlediğinin sabit olduğuna, suçun unsurlarının oluştuğuna, mahkumiyete yeterli delil bulunduğuna, hakkaniyete ve hukuka aykırı karar tesis edildiğine, usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerektiğine yönelik yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
B. Sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,
Anayasa Mahkemesi’nin, 02.08.2022 gün ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 gün ve 2020/87 Esas, 2022/44 sayılı kararı ile; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan ”…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin ”…seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında; sanık hakkında 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 250 nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanık Sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden,
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.06.2016 tarih ve 2015/653 Esas, 2016/545 Karar sayılı kararında katılan … vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan … vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık … hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan kurulan hüküm yönünden,
Gerekçe bölümünün (B) bendinde açıklanan nedenle başkaca yönleri incelenmeyen İzmir 12. Asliye Ceza Mahkemesinin, 23.06.2016 tarih ve 2015/653 Esas, 2016/545 Karar sayılı kararına yönelik sanık müdafiinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükmün 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2023 tarihinde karar verildi.