Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/17356 E. 2023/5170 K. 21.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/17356
KARAR NO : 2023/5170
KARAR TARİHİ : 21.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/168 Esas, 2016/254 Karar
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma
HÜKÜM : Mahkûmiyet

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu, ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Silifke Cumhuriyet Başsavcılığının 16.09.2011 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2. Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 30.11.2011 tarihli kararı ile sanık hakkında atılı suçtan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Karar 30.12.2011 tarihinde kesinleşmiştir.
3. Sanık hakkında 5271 sayılı Kanun’un (5271 sayılı Kanun) 231 inci maddesinin sekizinci fıkrası gereğince uygulanan 5 yıllık denetim süresi içerisinde, kasten yeni bir suç işlemesi nedeniyle Dinar Asliye Ceza Mahkemesince ihbarda bulunulması üzerine Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 12.04.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında kurulan hüküm açıklanarak, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanığın temyiz isteği; somut bir nedene dayanmamaktadır.

III.OLAY VE OLGULAR
Olay, sanığın daha önce arkadaşlık yapmış olduğu katılanın önünü kesip bileğini ve boğazını tutarak bir yere götürmek istediği, ancak katılanın sanığın elinden kurtularak kaçtığına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
1. 5271 sayılı Kanun’un 231 inci maddesinin on birinci fıkrasına göre, hükmün açıklanmasına yönelik kararda; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5271 sayılı Kanun’un 34 üncü ve 230 uncu maddeleri ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 18.11.2014 gün, 2013/8-830 Esas ve 2014/502 sayılı kararı uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle infazı kabil bir hüküm kurulması gerekirken, gerekçesiz olarak açıklanması geri bırakılan karara atıf yapılmak suretiyle hüküm kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.
2. Sanığın beş yıllık denetim süresi içerisinde işlediği ve hükmün açıklanmasına neden olan hükümler incelendiğinde, suç tarihinde uzlaşma kapsamında olmayan tehdit suçu ile uzlaşma kapsamında olan hakaret suçunun birlikte işlendiği, hükümden sonra 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34 üncü maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca, sanığa atılı 5237 sayılı Kanun’un 106 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması ve bu nedenle hakaret suçundan da uzlaştırma işlemi yapılması gerekliliğinin ortaya çıkması karşısında; anılan suçlara ilişkin mahkumiyet hükümleri açısından uyarlama yapılıp yapılmadığı araştırılarak, uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip, sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi zorunluluğu doğmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde belirtilenler dışında başkaca yönleri incelenmeyen Silifke 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin, 12.04.2016 tarihli kararının, gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.06.2023 tarihinde karar verildi.