Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/16639 E. 2023/8583 K. 07.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/16639
KARAR NO : 2023/8583
KARAR TARİHİ : 07.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/27 E. ve 2015/153 K.
SUÇ : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Bozma

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.

I. HUKUKİ SÜREÇ
1.Hanak Cumhuriyet Başsavcılığının 27.03.2015 tarihli iddianamesi ile sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmaları talep olunmuştur.
2. Hanak Asliye Ceza Mahkemesinin 03.09.2015 tarihli kararı ile, sanıklar hakkında atılı suçtan 3 yıl 4 ay hapis cezası ile mahkumiyetlerine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar müdafilerinin temyiz isteği, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına, eksik araştırmaya suç vasfının hatalı değerlendirildiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1.Dava konusu olay, sanıkların husumet besledikleri mağduru, trafik kontrolü uygulaması sonucu hile ile karakola getirip, yaklaşık 3 saat tutup sonrasında hakkında herhangi bir işlem yapmadan serbest bırakarak nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle hürriyetinden yoksun kıldıkları iddiasına ilişkindir.
2. Mağduru karakola götüren temyiz dışı sanık …’un yaptığı devriye işlemine dair defter kaydı ile hizmet kağıdı bulunmadığına ve asayiş ceridesine işlenmediğine dair 26.12.2014 tarihli tutanak dosyadadır.
3. Sanıklar hakkında düzenlenen 30.04.2014 tarihli idari tahkikat raporu dosyadadır.
4. 13.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda, karakol kamera kayıtlarını içeren bir adet CD’nin çözümü yapılmıştır.
5. Mağdura ait 08.01.2014 tarihli raporda, darp veya cebir izine rastlanılmadığı yazılıdır.
6. Hanak İlçe Jandarma Komutanlığının 17.02.2015 tarihli yazı cevabında, trafik kontrollerinin ve uygulamaların ne şekilde ve hangi prosedürler takip edilerek yapılacağına dair bilgi içerdiği ve mağdur hakkında işlemin bu kurallara uyulmadan gerçekleştirilmediği bildirilmiştir.
7. Sanık …, restoran çıkışında, sanığa ait minibüste okul taşıtı işareti bulunduğu ve bu aracın içkili restoranda olması merak uyandırdığı için, sanık …’ın telefonundan, temyiz dışı sanık …’e mesaj atarak kontrol etmesini söylediğini, sanık … tarafından aranıp şahsın kimliği olmadığı için karakola götürüldüğünü öğrendiği, nizamiyede bira şişesi görüp kızıp kırdığını, tekme attığını, kameraya silah gösterdiğini, anksiyete bozukluğu nedeniyle ilaçlar kullandığı için net hatırlayamadığını, mağdura karşı kasıtlı eyleminin olmadığını beyan etmiştir.
8. Sanık …, sanık …’un gündüzleyin alkollü restoranlara giden servislere uygulama yapılmasını istediği temyiz dışı sanık …’e kendi telefonundan mesaj attığını, karakolda olan olayları mağdurun kendi şahsına karşı algıladığını, sanık … ile mağdurun tartıştıklarını, sanık …’un elinden silahı aldığını beyan etmiştir.

IV.GEREKÇE
1.Yargıtay Ceza Genel Kurulunun Dairemizce de benimsenen 24.11.2015 tarihli ve 2014/14-799 Esas, 2015/419 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun işlenmesini sağlamaya yönelik ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerine ulaşmayacak şekilde mağdurun sanık tarafından yararlanmasının etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına mani olmayacağı; ancak somut olayda, mağdurun karakola getirilip hürriyeti kısıtlandıktan sonra, sanık … tarafından darp edildiğinin anlaşılması karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 110 uncu maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmaması nedeniyle, tebliğnamede bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
2. Sanıkların, üzerlerine atılı suçu, birden fazla kişi tarafından birlikte ve kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlemeleri karşısında, 5237 sayılı Kanun’un 3 üncü ve 61 inci maddeleri gereğince temel ceza belirlenirken, aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin 3 üncü fıkrasının (a-b) bendlerindeki birden fazla nitelikle halin gerçekleştiği gözetilerek, temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
3. Mağdur tüm aşamalarda istikrarla, sanıkların da aynı gece bulundukları restorandan çıkışta, uygulama yapılarak alkol kontrolü için karakola götürüldüğünü, karakolda sanık …’un gelir gelmez hakaret ve tehdit edip, darp ettiğini, silah çıkardığını, kameraya doğrultup konuştuğunu, köy muhtarını aratıp karakoldan ayrıldığını, her iki sanığın da sivil giyimli olduğunu, sanık …’un başka bir gazinoda kendisinin de tarafları ayırdığı tanık H. ile kavgası nedeniyle bu olayın olmuş olabileceğini beyan etmiştir.
4. Olaylar ve olgular bölümündeki tespitler, mağdurun istikrarlı anlatımıyla uyumlu karakol görüntü kayıtları, trafik uygulama ve devriye kontrolleriyle yapılacak işlemlerin esas ve prosedürüne ilişkin yazı cevabı, tanıklar ifadeleriyle tüm dosya kapsamına göre, sanıkların önceki bir olay nedeniyle husumet besledikleri mağdurun, trafik uygulaması ve alkol kontrolü yapılacağına dair hile ile karakola getirilmesini sağladıktan sonra, yaklaşık 2 saat kadar karakolda tuttukları tanıklar İ.U, S.G, M.D, A.I, M.T beyanlarına göre sanık …’un mağdura tekme attığı ağzını tutup boğazını sıktığı, sonrasında herhangi bir kayıt ya da işlem yapmadan serbest bırakıldığı anlaşıldığından mahkemenin kabul ve uygulamasında 2 numaralı paragrafta yer alan eleştiri dışında hukuka aykırılık görülmemiştir.

V.KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Hanak Asliye Ceza Mahkemesinin, 03.09.2015 tarihli kararında sanıklar müdafileri tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafilerinin temyiz taleplerinin reddiyle hükmün, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 07.11.2023 tarihinde karar verildi.