Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/15383 E. 2023/9235 K. 28.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/15383
KARAR NO : 2023/9235
KARAR TARİHİ : 28.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/197 E. 2016/660 K..
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında müşteki …’ya yönelik eylem için kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 22.12.2015 tarihli karar ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, bu karara karşı Cumhuriyet savcısı tarafından, gerekçeli karar ile kısa karar arasında çelişki bulunduğu gerekçesiyle yapılan itirazın, merci tarafından kabul edilerek itiraz konusu kararın kaldırıldığı, yapılan yargılama neticesinde sanıklar hakkında mağdur …’ya yönelik eylem nedeniyle hüküm kurulmadığı anlaşılmış ise de, dava zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde bir karar verilmesi mümkün görülmüştür.
Sanıklar hakkında müşteki …’ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümlerin karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Alanya Cumhuriyet Başsavcılığının 18.07.2013 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.

2. Alanya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.06.2016 tarihli kararı ile sanıklar hakkında atılı suçtan mahkumiyet kararları verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Sanıklar …, … ve … müdafiinin temyiz sebepleri, suçun unsurlarının oluşmadığına, sanıklar hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine, şayet beraat kararı verilmeyecek ise etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması gerektiğine ve müştekinin şikayetçi olmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, sanık …’ın, kız arkadaşıyla 17 yaşındaki müşteki …’nın aynı araca bindiklerini görmesi üzerine ertesi gün sanıklar … ve … ile birlikte müşteki …’yı iş çıkışında bıçakla tehdit edip zorla araca bindirerek götürdükleri, araç içerisinde de tehdit edip bileğinden kelepçeledikleri, yeğeninin zorla götürüldüğünü duyan müşteki …’nın sanıklarla konuşmak istemesi üzerine müşteki …’yı da şişe ile vuracaklarını söyleyerek tehdit edip zorla araca bindirdikleri, müşteki …’nın sanık … ‘nın kız arkadaşıyla ilişkisi olmadığını anladıktan sonra işyerinin önüne bırakarak ayrıldıkları iddiasına ilişkindir.
2. Görevlilerce düzenlenen 21.05.2013 tarihli tutanakta, iki şahsın bıçakla tehdit edilerek zorla araca bindirilip kaçırıldığı ihbarı üzerine olay yerine giden görevlilerce araştırma yapıldığı sırada, müştekiler … ve …’nın şüphelilerce bırakıldıklarının bildirildiği belirtilmiştir.
3. Alanya İlçe Devlet Hastanesinde düzenlenen 22.05.2013 tarihli adli muayene raporunda, müştekinin mevcut yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek ölçüde olduğu, hayati tehlikesinin bulunmadığı belirtilmiştir.
4. Sanıkların tevil yollu ikrar içeren savunmaları mevcuttur.

IV. GEREKÇE
Sanıkların eylemlerini silahtan sayılan bıçak ve kelepçe ile, birden fazla kişi tarafından birlikte ve çocuğa karşı işlemeleri karşısında, temel ceza belirlenirken 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 3 üncü ve 61 inci maddeleri gereğince aynı Kanun’un 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a), (b) ve (f) bentlerindeki birden fazla nitelikli halin gerçekleştiği nazara alınarak, temel hapis cezasının alt sınırdan uzaklaşmak suretiyle tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1. 5237 sayılı Kanun’un 109 uncu maddesinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olmayıp re’sen takibi gerektiren suçlardan olması nedeniyle sanıklar müdafiinin bu hususa ilişkin temyiz sebepleri reddedilmiş, mağdurları soruşturma başladıktan sonra serbest bırakan sanıklar hakkında yasal şartları oluşmadığından 5237 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
2. Olaylar ve olgular bölümünde belirtilen adli rapor, tutanak, sanık savunmaları ile dava dosyası kapsamındaki tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanıkların atılı suçu işlediklerine dair mahkeme kabulünde isabetsizlik görülmemiş, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların eleştiri hususu dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından sanıklar müdafiinin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazları da reddedilmiştir.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Alanya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 30.06.2016 tarihli kararında sanıklar müdafiinin temyiz itirazları ve dikkate alınan sair hususlar yönünden eleştiri hususu dışında herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanıklar müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 28.11.2023 tarihinde karar verildi.