Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/15375 E. 2023/5034 K. 20.06.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/15375
KARAR NO : 2023/5034
KARAR TARİHİ : 20.06.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2016/23 E. 2016/1071 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit
HÜKÜMLER : Beraat

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 25.12.2015 tarihli iddianamesi ile sanıklar hakkında tehdit, birden fazla kişi tarafından birlikte cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından dava açılmıştır.

2. Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.06.2016 tarihli kararı ile sanıklar hakkında tehdit, birden fazla kişi tarafından birlikte cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararları verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği;
Zorla senet imzalatma olayının gerçekleştiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, katılana ait şirket adına borçlanan mağdur …’nun sanıklara vermiş olduğu çeklerin karşılıksız çıkması sonucu sanıkların, mağdur …’nun babasının evinde katılana, şirketinin borçlu olduğu senedi zorla imzalattıkları iddiasına ilişkindir.
2. Katılan … aşamalarda, … San. ve Ticaret Ltd. Şirketinin ortağı ve işleteni olduğunu, yanında satın almacı olarak çalışan mağdur …’nun şirkete ait çek koçanlarını ele geçirip bilgisi dışında kullandığını, mağdur …’dan sanıkların birlikte çalıştırdıkları … Alım Satım işyerine 585.000,00 TL’lik çek olduğunu öğrenmesi üzerine sanıkların işyerlerine gittiklerini, sanık …’ten …’nun kendisine aldığı araç karşılığında verdiği çeklerin karşılıksız olduğunu öğrendiğini, … babasının kendisine yardımcı olarak ödeyeceğini söylemesi üzerine üç sanıkla birlikte önce …’nun kardeşi Ahmet’in işyerine gittiklerini, babasına konuyu anlatınca babası …’ın “burası uygun ortam değil, eve gidelim orada konuşalım” demesi üzerine birlikte eve gittiklerini, babası …’ın …’nun borcunu ödemek için süre istediğini, bir süre sonra sanık …’in kendisine dönerek “bu şirket senin adına değil mi kardeş, … yada … bu parayı ödemezse sonuçta bu şirketin yetkilisi sensin, senden bu parayı alırım, senden alamazsam abinden alırım, abinden alamazsam eşinden babandan zorla alırım, onun için senedi imzalamalısın” dediğini ve boş senedi önüne koyduğunu ve şahsın tehditkar konuşmasından dolayı senedi imzalamak zorunda kaldığını, sonra da sanıkların evden ayrıldığını ifade etmiştir.
3. Mağdur …, senetleri katılanın bilgisi dışında kullanmadığını belirterek sanıkların borç için babasının oturduğu eve gelip silah göstererek tehditle bahse konu 600.000,00 TL’lik senet imzalattıklarını ifade etmiştir.
4. Katılanın, … Alım Satım isimli işyerini işleten sanıklar … ve …’a karşı açmış olduğu menfi tespit davasında davacı tanığı olarak dinlenen K.B., …’dan olan alacağı için babası …’ı aradığını, telefona cevap vermeyince mesaj gönderdiğini, bunun üzerine …’ın kendisini arayarak “sen beni arayıp duruyorsun, ancak benim dün akşam başıma ne işler geldi, bu nedenle cevap veremedim, akşam evimize geldiler, bize silah çektiler, bize otokoptan şahıslar evrak imzalattılar, benim yarınım yok” deyince “polislere git” dediğini, bunun üzerine “gidemem” diye cevap verdiğini ifade ettiği belirlenmiştir.
5. Tanık olarak ifadesine başvurulanlardan Y.B., sanıkların senet imzalatması sırasında tehdit olayı olmadığını, sadece mağdur …’nun “benim bu kadar borcum yok, faize faiz vurmuşlar” şeklinde bir söylemde bulunduğunu; A.B. ise, senet imzalanması sırasında zor kullanma, tehdit vs. olmadığını, ancak ortamda psikolojik bir baskı olduğunu ifade etmişlerdir.

IV. GEREKÇE
İddianamedeki anlatıma ve dosya kapsamına göre, sanıkların iddianamede tehdit olarak nitelendirilen eylemlerinin 5237 sayılı Kanun’un 150 nci maddesinin birinci fıkrasında tanımlanan hukuki ilişkiye dayanan alacağını tahsil amacıyla tehdit veya cebir kullanması suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir, tartışma ve davaya bakma görevinin, anılan maddedeki hapis cezasının üst sınırına göre 5235 sayılı Kanun’un 12 nci maddesi uyarınca ağır ceza mahkemesine ait bulunduğu gözetilerek, bağlantı nedeniyle her iki suç yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı biçimde hükümler kurulması, hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenle Bursa 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 07.06.2016 tarihli kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeyen hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2023 tarihinde karar verildi.