Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/15350 E. 2023/9389 K. 30.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/15350
KARAR NO : 2023/9389
KARAR TARİHİ : 30.11.2023

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/17 E., 2016/111 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, müstehcenlik
HÜKÜMLER : Beraat
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Giresun Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 08.02.2016 tarihli iddianamesi ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin müstehcenlik suçlarından cezalandırılması istemi ile dava açılmıştır.
2. Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.05.2016 tarihli kararı ile sanık hakkında suç vasfı değişmek suretiyle reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan mahkûmiyet kararı ile birlikte hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin müstehcenlik suçlarından ise beraatine karar verilmiştir. Sanık hakkında reşit olmayanla cinsel ilişki suçundan dolayı mahkûmiyet hükmü ile birlikte verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı 28.07.2016 tarihinde kesinleşmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılan vekilinin temyiz isteği; sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve müstehcenlik suçundan verilen beraat kararının usul ve yasaya aykırı olduğuna, sanığın cezalandırılmasının gerektiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Dava konusu olay, sanık ile onbeş yaşındaki mağdurun sosyal medya aracılığıyla tanışarak sevgili oldukları, suç tarihinde sanığın 5-10 dakika konuşma teklif ederek aracı ile mağdurun bulunduğu yere gittiği, mağduru aracına aldığı, araçla birlikte … Köyü Camiisinin karşısında bulunan açık araziye gittikleri, sanığın aracı oraya park ettiği, mağdurun ön koltukta oturduğu, sanık ısrar edince arka koltuğa geçtikleri, sanığın mağdurun direnmesine rağmen normal yoldan cinsel ilişkiye girdiği, mağdurun abisinin olaydan ve mağdurun görüntülerinin sanığın cep telefonuna kaydedildiğinden haberdar olması üzerine suç duyurusunda bulunulduğu, sanığın telefonu ve hafıza kartı üzerinde yapılan kriminal inceleme neticesi sanığın telefonunda doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin görüntülerin bulunduğunun tespit edildiği, bu haliyle sanığın çocuğun cinsel istismarı, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve müstehcenlik suçlarını işlediği iddialarına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
A. Müstehcenlik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Sanığın işlediği müstehcenlik suçu açısından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 226 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca belirlenecek cezanın türü ve üst haddine göre aynı Kanun’un 66 ncı maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi gereği 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin öngörüldüğü anlaşılmıştır.
2. 5237 sayılı Kanun’un 67 nci maddesinin ikinci fıkrasının (d) bendi uyarınca zamanaşımı süresini kesen son işlemin sanığın ilk sorgu tarihi olan 14.04.2015 tarihi olduğu ve bu tarihten temyiz incelemesi tarihine kadar, 8 yıllık olağan zamanaşımı süresinin gerçekleşmiş olduğu belirlenmiştir.
B. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
1. Dava dosyası içeriği, sanık savunmaları, katılanların aşamalardaki anlatımları, adli raporlar, olayın kolluğa intikal şekli, tanık beyanı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın üzerine atılı suçları işlediğine dair mağdurenin başka delillerle desteklenmeyen soyut beyanları dışında cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, bu nedenle sanığın beraatine ilişkin İlk Derece Mahkemesinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından katılan vekilinin dosya kapsamına göre kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından, katılan vekilinin yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.

V. KARAR
A. Müstehcenlik Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (A) bölümünde açıklanan nedenlerle Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.05.2016 tarihli kararına yönelik katılan vekilinin temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 321 inci maddesinin birinci fıkrası gereği BOZULMASINA, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Kanun’un 322 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinin verdiği yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 223 üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereği gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle DÜŞMESİNE,
B. Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden
Gerekçenin (B) bölümünde açıklanan nedenlerle Giresun 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12.05.2016 tarihli kararında katılan vekili tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden katılan vekilinin temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 30.11.2023 tarihinde karar verilmiştir.