YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/13917
KARAR NO : 2021/18343
KARAR TARİHİ : 29.09.2021
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
Gereği görüşülüp düşünüldü:
İftira suçunun özel bir halini düzenleyen TCK.nın 268. maddesinde öngörülen, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanmasının gerektiği;
Oluşa ve tüm dosya kapsamına göre; hakkında başkaca suçlardan yakalama emri bulunan sanığın, kolluk kuvvetlerince yapılan bir tahkikat sırasında üzerinde nüfus cüzdanının bulunmaması nedeniyle parmak izinin alındığı, parmak izi incelemesine dair 12.03.2015 tarihli ekspertiz raporunda; sanığın 03.09.2009’da başkaca bir soruşturma konusu olayda mağdura ait kimlik bilgilerini kullandığı ve bu bilgilerle hakkında kolluk görevlilerince parmak izi ve fotoğraf kayıt formunun düzenlendiği somut olayda; dosya kapsamında yer alan 22.08.2011 tarihli tutanakta; … Polis Merkezi Amirliği Arşiv Odasında çıkan yangın neticesinde birçok suç dosyasının yanması ve hasar görmesi nedeniyle sanık hakkında mağdurun kimlik bilgileriyle düzenlenmiş suç dosyasının da yanmış olabileceğinden temin edilmediğinin belirtilmesi, yine UYAP kayıtlarından yapılan sorgulamada; sanık hakkında 03.09.2009’da herhangi bir suç soruşturması ve kovuşturmasının bulunmadığının anlaşılması karşısında; sanığın “işlediği bir suçtan” bahis edilemeyeceği cihetle TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan suçun unsurları oluşmayıp, mağdurun kimlik bilgilerinine göre düzenlenmiş 03.09.2009 tarihli parmak izi ve fotoğraf kayıt formunun bulunması nedeniyle sanığın eyleminin TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen suçun yasa maddelerinde öngörülen cezasının cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e maddesinde belirlenen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış ve sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e, 67/4. ve CMK.nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE, 29.09.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.