Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/12492 E. 2023/2917 K. 08.05.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/12492
KARAR NO : 2023/2917
KARAR TARİHİ : 08.05.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakkı olmayan yere tecavüz etme
HÜKÜMLER : Beraat

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteğinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteğinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Elmalı Cumhuriyet Başsavcılığının 14.07.2015 tarihli iddianamesi ile sanıkların hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 154 üncü maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle 154 üncü maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır.
2. Elmalı Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.12.2015 tarihli kararı ile sanıklar hakkında hakkı olmayan yere tecavüz etme suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendi uyarınca beraat kararları verilmiştir.
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 09.11.2020 tarihli, onama görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii olunmuştur.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Katılanın temyiz isteği; sanıkların 6831 sayılı ve 3091 sayılı Kanun’lar gereğince cezalandırılması gerektiğine, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil dışı alana sanıkların ev, kümes yaparak ve taşınmazı kullanarak tecavüz ettikleri iddiasına ilişkindir.
2. İdari soruşturma esnasında alınan bilirkişi raporunda, sanıkların suça konu taşınmazı işgal ettikleri belirtilmiştir.
3. Elmalı Kaymakamlığı tarafından 06.05.2015 tarihinde men kararı verilmiş ve karar infaz edilmiştir.
4. Elmalı Kaymakamlığı tarafından sanıklar hakkında ecrimisil ihbarnamesi düzenlenmiştir.
5. Sanıklar tevil yollu suçlamayı kabul etmişlerdir.
6. Tanık İ. S., dava konusu yerin köylerinin sınırları içinde bir hazine arazisi ve bir kısmının da orman olduğunu, zamanla sanıklar tarafından işgal edildiğini, köylülerce yayla ve mera olarak kullanıldığını belirtmiştir.
7. Elmalı Kaymakamlığının 19.11.2015 tarihli yazısında suça konu alanın orman vasfı ile Çevre Orman Bakanlığına tamamının tahsisili olduğu bildirilmiştir.
8.Mahkemece keşif yapılmamıştır.

IV. GEREKÇE
A. Tebliğname Yönünden;
Mahkemece suça konu taşınmazın vasfının belirlenmesi için mahallinde keşif yapılmaksızın karar verildiği ve sanık …’ın (Ali oğlu) Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden temin olunan güncel nüfus kayıt örneğine göre hüküm tarihinden önce 01.10.2015 tarihinde vefat ettiği anlaşıldığından Tebiğname görüşüne iştirak olunmamıştır.
B. Sanık …(Ali oğlu) Hakkında Kurulan Hüküm Yönünden;
Sanığın, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi’nden temin olunan güncel nüfus kayıt örneğine göre hüküm tarihinden önce 01.10.2015 tarihinde vefat ettiğinin anlaşılması karşısında, bu durumun
Mahkemece araştırılarak 5237 sayılı Kanun’un 64 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının düşürülüp düşürülmeyeceğinin karar yerinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu anlaşılmıştır.
C. Sanıklar … ve … Hakkında Kurulan Hükümler Yönünden;
1. Sanıklar hakkında kurulan hüküm, oluşa, tanık beyanı ve tüm dosya kapsamına göre; sanıkların ev, kümes yaparak ve kullanarak tecavüz ettikleri devletin hüküm ve tasarrufu altındaki tescil dışı alana ilişkin suça konu yerin Orman Bakanlığına tahsisli olduğunun belirtilmesi karşısında; Orman Genel Müdürlüğü’nün davaya dahil edilip dava konusu yerde teknik ve mahalli bilirkişi eşliğinde yeniden keşif

yapılarak suça konu tescil harici alanın öteden beri köylünün ortak kullanımına bırakılmış mera, harman yeri, yol ve sulak gibi yerlerden olup olmadığı yöreyi iyi bilen tarafsız yerel bilirkişi ve tanıklardan da sorularak suça konu yerin vasfı kesin biçimde saptanıp sonra sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde beraat kararları verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
2. (1) nolu bozma cihetiyle, Anayasa Mahkemesinin, 02.08.2022 tarihli ve 31911 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 21.04.2022 tarihli ve 2020/87 Esas, 2022/44 sayılı kararı ile; 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddenin (d) bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin “…seri muhakeme usulü…” yönünden Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş olması ve yargılama konusu suçun seri muhakeme usulüne tabi olması karşısında, sanıklar hakkında 5271 sayılı Kanun’un 250 nci maddesinde düzenlenen seri muhakeme usulünün uygulanabilmesi için yerel mahkemece dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığı’na tevdii edilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde (B ve C) bentlerinde açıklanan nedenlerle Elmalı Asliye Ceza Mahkemesinin, 29.12.2015 tarihli kararına yönelik katılan vekilinin temyiz istekleri yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 08.05.2023 tarihinde karar verildi.