Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/11270 E. 2023/2406 K. 24.04.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/11270
KARAR NO : 2023/2406
KARAR TARİHİ : 24.04.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması
HÜKÜM : Beraat

Sanık hakkında kurulan hükmün; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükmü temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. … Cumhuriyet Başsavcılığının 16.10.2015 tarihli ve 2015/462 Soruşturma, 2015/137 Esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 171 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca dava açılmıştır.

2. … Asliye Ceza Mahkemesinin 15.01.2016 tarihli ve 2015/174 Esas, 2016/12 Karar sayılı kararı ile sanık hakkında genel güvenliğin taksirle tehlikeye sokulması suçundan, 5271 sayılı Kanun’un 223 üncü maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca beraat kararı verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
A. Cumhuriyet savcısının temyiz isteği;
Ağaçları kesmeyerek ihmal göstermesi nedeniyle açık kusurunun olmasına rağmen bu durum yeterince değerlendirilmeden ya da üç kişilik bir kurul oluşturularak yeni bir bilirkişi raporu aldırılmadan eksik araştırma sonucu cezalandırılması yerine beraat kararı verilmesine, ilişkindir.
B. Katılan vekilinin temyiz isteği;
Söz konusu yerde arıza ve bakımlardan sorumlu olan sanığın, tellerin altından geçen ağaçların kesilmemesi durumunda uzayarak tellere temas edeceğini ve bunun da yangına neden olacağını bilebilecek durumda olduğundan taksir derecesinde sorumluluğunun bulunduğuna, ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
1. Dava konusu olay, FEDAŞ isimli elektrik dağıtım kurumunda elektrik teknisyeni olarak görev yapan katılanın bakım ve onarımıyla sorumlu olduğu bölgede yangının meydana gelmesinde gerekli dikkat ve özen yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğine ilişkindir.
2. 31.07.2015 tarihli olay yeri inceleme raporu ile … ilçesi … Köyü … Tatil Köyü bölgesinde meydana gelen yangının başlangıç noktasında, elektrik direğine ait kabloların uzun kavak ağacının dalları arasında kaldığı, yaprakların ve dalların tele temas ettiğinin görüldüğü, vatandaşlar ile yapılan görüşmede yangının hemen kavak ağacı ve teller altında başladığını beyan ettikleri, bölgede yangın başlatıcı veya hızlandırıcı bir maddeye rastlanılmadığı, olay anında havanın rüzgarlı olması ve zemindeki otların kuru olması nedeniyle ateşin çevreye hızla yayıldığı, kontrol altına almanın imkansız hale geldiği, olay sonrası bölgede 150 hektar arazinin yandığı, olay bölgesinde bahçesi bulunan katılan Şuayip’in 4 dönümlük ekili arazisinin 1 dönümü, zarar gören alanda çeşitli meyve ağaçlarının ve sebzenin ekili olduğu, mağdur …’a ait istiflenmiş saman yığını olduğu ve tamamının yandığı, mağdurlar …, Vahap ve Mehmet Zülfü isimli şahıslara ait üzüm bağlarının tamamının yandığının tespit edildiği belirlenmiştir.
3. Katılan ve mağdurlara ait tarlalarda bulunan ve yangında zarar gören meyve ağaçları ve zirai ürünler, arı kovanları ve buğday samanlarının miktarı ve zarar tutarına ilişkin İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün 03.08.2015 tarihli raporu dava dosyasında mevcuttur.
4. 08.09.2015 tarihli bilirkişi raporu ile yangının bahse konu yerde bulunan Elektrik Dağıtım Şirketinin TRP4-B13 (Branşman direği) ile TRP4-B12 ağaç direkleri arasında meydana geldiği, bu iki direk arasındaki iletkenlerin, şebekenin altında bulunan ve uzayan kavak ağaçlarına yatay ve düşey emniyet uzaklık mesafelerini kaybettiği, ağaç dallarının ve yapraklarının içinden geçtiği, ağaçların bu kısımlarının alevlerden dolayı sararmış olduğu, 04.09.2015 tarihi itibariyle yangın yerinde yapılan incelemede bahse konu ağaçların yakın zamanda kesilmiş olduğunun görüldüğü, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 44 üncü maddesinin (h) ve (i) bentlerine göre, hava hattı iletkenlerinin en büyük salınımlı durumda yapılara ve ağaçlara en küçük yatay uzaklığı 1 metre, düşey uzaklığı ise ağaçlara 1,5 metre ve damlı yapılara 2,5 metre olması gerektiği, yangının, ağaçların altından başlayıp tek yönlü ve açılarak yayıldığı, AG şebekesi olan bu hatta, yukarıda numaraları yazılı direkler arasında iletken sehimleri normal görüldüğü ve fakat iki direk arasındaki iletkenlerde, Yönetmelik’e aykırı olarak 2-3 noktada ekler yapıldığının görüldüğü, buna karşılık Yönetmelik’in 43-a) maddesinin ikinci fıkrasında “İki direk arasında eklerden olabildiğince kaçınılmalıdır. Artık teller eklenerek kullanılamaz. Zorunlu durumlarda iki direk arasında her iletken için ancak bir ek yapılabilir.” şeklindeki düzenlemenin yer aldığı, TRP4-B13 Branşman direğinin iletkenlerin cer kuvveti dolayısıyla eğildiği, TRP4-B12 direğinin ise yangın esnasında alt kısmı büyük ölçüde yanarak çok küçük bir tepe kuvvetinde devrilecek kadar inceldiği ve potansiyel tehlike arz ettiği, sonuç olarak ilgili Elektrik Dağıtım Şirketinin, söz konusu iki direk arasındaki iletkenler şebekenin altında uzayan ağaç dallarıyla iç içe geçecek şekilde Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 44 üncü maddesindeki emniyet mesafelerini kaybettiği halde, ağaçları kesmeyerek ihmal ettiği için ağaç dalları arasında bulunan gerilim yüklü iletkenlerin rüzgarın da etkisi ile birbirine temas etmesi ile oluşan elektrik arkının, ağaç yapraklarında ve yere düşerek kuru otlarda yangın meydana getirdiği ve yayıldığı belirlenmiştir.
5. Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin 29.09.2015 tarihli cevabi yazısı ile TRP4-B13 ile TRP4-B12 direkler arası bölgedeki bakım ve onarımdan sorumlu elektrik teknisyeninin sanık olduğu belirtilmiştir.
6. Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin 02.11.2015 tarihli yazısı ile sanığın görev tanımının ekip şefi olduğu, kendi ekibindeki personelleri çalıştırmak ve gerekli olan arıza bakım ve onarımları yaptırmak ile görevli olduğu belirlenmiştir.

IV. GEREKÇE
1. Fırat Elektrik Dağıtım A.Ş.’de elektrik teknisyeni olarak görev yapan ve yangının çıktığı … ilçesi … Köyü … Tatil Köyü bölgesindeki elektrik arıza, bakım ve onarımından sorumlu olan sanığın, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 44 üncü maddesine aykırı olacak şekilde iki direk arasındaki iletkenlerin şebekenin altında uzayan ağaç dallarıyla iç içe geçerek rüzgarın da etkisi ile birbirine temas etmesi sonucu elektrik arkının yere ve ağaç yapraklarına düşerek kuru otlarda yangın meydana getirmesinde, mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermemesi şeklindeki eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 171 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde düzenlenen suçu oluşturduğu, bu suçun 02.12.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı sayılı Kanun’un 12 nci maddesiyle değişik 5237 sayılı Kanun’un 75 inci maddesi uyarınca önödeme kapsamına alındığı nazara alınarak sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2. Önödemeye uyulmaması halinde ise; Dairemizin 2020/2463 Esas sayılı dosyasında 01.10.2020 tarihli kararla, somut norm denetimi yoluyla iptal istemli başvuru üzerine Anayasa Mahkemesinin 14.01.2021 tarihli ve 2020/81 Esas, 2021/4 Karar sayılı Kararı ile 5271 sayılı Kanun’a 17.10.2019 tarih ve 7188 sayılı Kanun’un 31 inci maddesiyle eklenen geçici 5 inci maddesinin “01.01.2020 tarihi itibariyle… hükme bağlanmış ve kesinleşmiş dosyalarda …. basit yargılama usulü uygulanmaz” bölümündeki “hükme bağlanmış” ibaresinin Anayasa’nın 38 inci maddesine aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38 inci maddesinde suçun kanuniliği ve cezanın kanuniliği güvence altına alınmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 7 nci maddesinin birinci fıkrasında da aynı güvencelere yer verilerek “lehe kanunun uygulanması ilkesi” benimsenmiştir. Maddi ceza hukukuna ilişkin hükümler içeren basit yargılama usulünün “hükme bağlanmış dosyalarda” uygulanmasını engelleyen 5271 sayılı Kanun’un geçici 5 inci maddesinin (d) bendindeki “hükme bağlanmış” ibaresinin basit yargılama usulü yönünden Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle temyiz davasına

konu dosyalarda lehe hükümler içeren Kanun’un 251 inci maddesinin üçüncü fıkrasının uygulanması imkanının doğması ve bu konuda mahkemesince yeniden değerlendirme yapılması zorunluluğu, Nedenleriyle sanık hakkında kurulan hüküm hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle … Asliye Ceza Mahkemesinin 15.01.2016 tarihli ve 2015/174 Esas, 2016/12 Karar sayılı kararına yönelik Cumhuriyet savcısı ve katılan Şuayip vekilinin temyiz istemleri yerinde görüldüğünden hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.04.2023 tarihinde karar verildi.