Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2020/10164 E. 2023/8840 K. 21.11.2023 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2020/10164
KARAR NO : 2023/8840
KARAR TARİHİ : 21.11.2023

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SAYISI : 2015/104 E., 2016/184 K.
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, özel hayatın gizliliğini ihlal, tehdit
HÜKÜM : Mahkûmiyet
TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ : Onama

Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan usul hükümlerine göre temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, temyiz isteğinin süresinde olduğu ve reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle gereği düşünüldü:

I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. Tosya Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18.02.2015 tarihli iddianamesi ile sanık … hakkında başka suçlarla birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından, sanık … hakkında başka suçla birlikte tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
2. Tosya Asliye Ceza Mahkemesinin 16.02.2016 tarihli kararı ile sanık … hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 4 yıl hapis cezası ile mahkumiyetine, özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan 7.300,00 TL adli para cezası ile mahkumiyetine, tehdit suçundan 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ve verilen cezanın ertelenmesine, sanık … hakkında tehdit suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilmiştir.

II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık …’ in temyiz isteği; atılı suçları işlemediğine, mahkumiyete yeterli delil bulunmadığına, eksik araştırma ile karar verildiğine, usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerektiğine ilişkindir.
2. Sanık …’ ın temyiz isteği; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, hürriyeti tahdit suçunu işlemediğine, isnat edilen ve mahkumiyetine neden olan suçu işlemediğine, mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığına ilişkindir.

III. OLAY VE OLGULAR
Davaya konu olay, sanık …’ in, müşteki … ile ilişkisi olduğu, olay günü …’ in evinden çıkan müşteki …’ i gören sanığın, müştekinin yanına giderek kendisini sivil polis olarak tanıtıp kendisiyle gelmesini söylediği, bir süre yürüdükten sonra müşteki …’ i araca bindirdiği, yolda diğer sanık …’ı da alarak ağaçlık bir alana götürdükleri müşteki …’ i araçtan indirip darp ettikleri, tehdit içeren sözler söyledikleri bu suretle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve tehdit suçunu işledikleri ve sanık …’ in müşteki …’ in eşini telefonla arayarak müştekinin onu başka bir kadınla aldattığını söyleyerek özel hayatın gizliliği ihlal suçunu işlediği iddiasına ilişkindir.

IV. GEREKÇE
A. Sanık … hakkında şikayetçi …’ e karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,
1. Dava dosyası içeriği, şikayetçinin beyanları, adli raporu, olayın kolluğa intikal şekli, kolluk görevlileri tarafından hazırlanan tutanaklar, sanık savunmaları ve tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, sanığın, davaya konu eylemi gerçekleştirdiğine ilişkin ilk derece mahkemesinin kabulünde isabetsizlik görülmediğinden sanığın, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, hürriyeti tahdit suçunu işlemediğine, mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığına yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.
2. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ve yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.
B. Sanık … hakkında şikayetçi …’ e karşı tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede,
Oluşa ve dosya kapsamına göre sanık …’ in arkadaşı olan müşteki … ile müşteki …’ in ilişkisi olduğu, olay tarihinde müşteki …’i, müşteki …’ ın evinden çıkarken görmesi üzerine yanına giderek kendisini sivil polis olarak tanıttığı ve kendisi ile gelmesini isteyerek müşteki …’ i araca bindirdiği, yolda diğer sanık …’ ı da araca aldıktan sonra sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek müşteki …’ i ağaçlık bir alana götürüp araçtan indirdikten sonra darp ettikleri, sanık …’ in tehdit içeren sözler söylediği, bir fırsatını bulup yanlarından kaçan müştekiyi kovaladıkları, yardım istemek için bir araca binen müşteki …’ i araçtan indirerek darp etmeye devam ettikleri, müştekinin 155 polis imdat hattını arayarak ihbarda bulunması üzerine olay yerine gelen polis memurları tarafından müştekinin polis merkezine getirildiği somut olayda sanığın eyleminin kül halinde cebir, tehdit ve hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, temadi eden bu süreçte müşteki …’ e yönelik olan tehdit eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olması nedeniyle ayrı bir suç olarak değerlendirilmeyeceği gözetilmeksizin yazılı şekilde eylemin bölünerek tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan ayrı ayrı hükümler kurulması hukuka aykırı bulunmuştur.
C. Sanık … hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,
Dosya kapsamına göre sanık …’ in arkadaşı olan müşteki … ile müşteki …’ in ilişkisi olduğunu öğrenmesi üzerine olay günü …’ in evinden çıkan müştekinin yanına gelerek kendisini sivil polis olarak tanıtıp araca bindirdiği müştekiyi diğer sanıkla birlikte ağaçlık bir alana götürüp hürriyetini kısıtladıktan sonra müştekiden eşinin telefon numarasını istediği ve müşteki …’ in eşini telefonla arayarak müştekinin kendisini başka bir kadınla aldattığını söylemekten ibaret eyleminin 5237 sayılı Kanun’un 134 üncü maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturmadığı, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gözetilerek sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.

V. KARAR
A. Sanık … hakkında şikayetçi …’ e karşı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hüküm yönünden,
Gerekçe bölümünde (A) bendinde açıklanan nedenlerle Tosya Asliye Ceza Mahkemesinin 16.02.2016 tarih ve 2015/104 Esas, 2016/184 Karar sayılı kararında sanık tarafından öne sürülen temyiz sebepleri ve dikkate alınan sair hususlar yönünden herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden sanığın temyiz sebeplerinin reddiyle hükmün Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle ONANMASINA,
B. Sanık … hakkında şikayetçi …’ e karşı tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümler yönünden,
Gerekçe bölümünde (B) bendinde açıklanan nedenlerle Tosya Asliye Ceza Mahkemesinin 16.02.2016 tarih ve 2015/104 Esas, 2016/184 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden, hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
C. Sanık … hakkında şikayetçi …’ e karşı özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede,

Gerekçe bölümünde (C) bendinde açıklanan nedenlerle Tosya Asliye Ceza Mahkemesinin 16.02.2016 tarih ve 2015/104 Esas, 2016/184 Karar sayılı kararına yönelik sanığın temyiz isteği yerinde görüldüğünden, hükmün, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğnameye aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.11.2023 tarihinde karar verildi.