Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2019/9101 E. 2022/12039 K. 12.09.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/9101
KARAR NO : 2022/12039
KARAR TARİHİ : 12.09.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Taksirle yaralama
HÜKÜM : Beraat

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Ceza Genel Kurulu’nun 05.10.2010 gün 2010/9-172 Esas 2010/185 Karar, 16.05.2019 gün 2018/16-60 Esas 2019/431 Karar ve 28.05.2020 gün, 2018/7-511 Esas, 2020/236 Karar sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere; Yargıtayca verilen bozma kararı üzerine dosyanın gönderildiği ilk derece mahkemelerince yeni bir tensip kararıyla duruşma günü tayin edilecek ve ilgililer duruşmaya çağrılıp bozmaya karşı diyecekleri sorulduktan sonra bozma ilamına uyulup uyulmaması yönünde bir karar verilecektir. Yerel mahkemenin, göreve ilişkin olanlar dışındaki bozma ilamına uyma ya da direnme kararlarından birisini verebilmesi mümkün olup öğretide buna “bozmadan sonraki serbestlik kuralı” adı verilmiştir. Maddenin üçüncü fıkrasında mahkemenin bozma kararına ısrar hakkı olduğu vurgulandıktan sonra, ısrar üzerine Yargıtay Ceza Genel Kurulunca verilen kararlara uymanın zorunlu olduğuna işaret edilmiştir. Aynı maddenin son fıkrasında ise sınırlı biçimde uygulanabilecek olan “cezayı aleyhe değiştirememe” veya “aleyhte düzeltme yasağı” kabul edilerek yalnız sanık veya onun lehine ilgililer tarafından temyiz davası açıldığında, bozma üzerine yeniden kurulan hükümde belirlenen ceza ve sonucun önceki hükümle belirlenen cezadan ve sonuçtan daha ağır olamayacağı hüküm altına alınmıştır.
“Bozmadan sonra serbestlik kuralı” uyarınca bozma kararına uyma ya da direnme kararlarından birini verme konusunda serbest olan ilk derece mahkemelerinin Özel Dairelerinin bozma kararlarına uymayı tercih etmeleri durumunda, bu kez “uymadan sonraki serbestlik kuralı” devreye girecektir. Serbestlik kuralı, ceza muhakemesinde maddi gerçeğin araştırılması ve en isabetli kararın verilmesi amacının zorunlu bir sonucu olup mahkemenin bozma kararına uyulmasına karar verdikten sonra da sanığın hukuki durumunu yeniden serbestçe değerlendirme hak ve yetkisi bulunmaktadır. Temyiz edilen önceki hüküm bozma kararı verilmesiyle ortadan kalkmış olduğundan, yerel mahkemece önceki karardan farklı olarak, suçun sübutu ve niteliği de dahil olmak üzere sanığın hukuki durumuyla ilgili tüm hususlarda, CMK’nın 217. maddesi uyarınca ulaşılan vicdani kanaat doğrultusunda serbestçe karar verilebilecektir. Nitekim, Yargıtay Özel Daireleri tarafından da ilk temyiz incelemesinde yerinde görülerek bozma konusu yapılmayan hususlar, lüzumu halinde hükmün yeniden temyizen incelenmesi sırasında bozma konusu yapılabilmekte, hatta ilk bozma kararından tamamen farklı olacak şekilde bozma kararı verilebilmektedir.
Diğer yandan, Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış pek çok kararında; uyma kararının dönülebilecek bir ara kararı niteliğinde olmayıp davanın esasına etkili olan kararlardan olduğu, bozmaya uymakla, yerel mahkemenin bozma kararında gösterilen esaslara göre işlem yapıp karar verme ödevi doğduğu, sonradan bu kararın bir kısmından veya tamamından açıkça ya da örtülü olarak geri dönülerek ilk hükmün aynen veya yeniden kurulmasının, uyma kararının hüküm ve sonuçlarını ortadan kaldırmayacağı, bu nedenle bozmaya uyan yerel mahkemenin dönülemez nitelikteki bu karardan sonradan dönerek, önceki hükmünde direnmesinin isabetsiz olduğu açıklanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Sanık hakkında taksirle yaralamaya sebebiyet verme suçundan kamu davası açıldığı, Dairemizin 05.12.2017 tarih, 2016/5295 Esas, 2017/13809 Karar sayılı bozma ilamı öncesinde verilen beraat hükmünün sanığın gözetimi altındaki köpeğinin kontrol altına alınmasında gösterilen ihmal nedeniyle mağduru yaraladığı ve sabit olan eyleminin zarar tehlikesinin gerçekleşmesi nedeniyle TCK.nın 89/1. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçunu oluşturması nedeniyle bozmaya konu edildiği, mahkemece bozmaya uyulduğu halde, bozma gereği yerine getirilmeden, yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
Yasaya aykırı, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. madde gereğince BOZULMASINA, 12.09.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.