Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2019/621 E. 2020/10920 K. 04.03.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/621
KARAR NO : 2020/10920
KARAR TARİHİ : 04.03.2020

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : 5464 sayılı Yasaya aykırılık, banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması, özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkumiyet, düşme

Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanık … hakkında katılan …’ın kimlik bilgilerini kullanarak Kuveyt Türk Katılım Bankasından kredi kartı almak amacıyla sahte belge ibraz etmek suretiyle 5464 sayılı yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
5271 sayılı CMK.nın 231/12. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar itiraza tabi olup temyiz yasa yoluna başvurulması olanaklı bulunmadığından; sanığın temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, mercide yanılma nedeniyle CMK.nın 264. maddesi gözetilerek istemin itiraz olarak kabulüyle gereğinin mahallinde yerine getirilmesi için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
2- Sanık …’in, …’ın kimlik bilgileri, … ile … adlarına düzenlenen sahte nüfus cüzdanları ve … adına düzenlenen nüfus cüzdanı ve sürücü belgesi ile başvurup kredi kartı sözleşmesi düzenlemek suretiyle katılan … bankasından kredi kartları çıkartması ve …’ın kimlik bilgileri, … adlarına düzenlenen sahte nüfus cüzdanları ve … adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile sürücü belgesini kullanarak katılan … banka düzenlettiği kredi kartlarını değişik tarihlerde nakit çekmek ve alışveriş yapmak suretiyle kullanması ve sanık …’in katılan …’in kimlik bilgilerini kullanarak katılanlar Finansbank ve Denizbank’ta kredi kartı sözleşmesi düzenlemesi suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyizine gelince;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, sanık …’in sahte kart üretmek ve kullanmak suçlarının oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ile mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle sanık … hakkında katılanlar Finansbank ve Denizbank’ta kredi kartı sözleşmesi düzenlemesi suçundan kurulan kamu davalarının düşürülmesine ilişkin hükümler usul ve yasaya uygun görüldüğünden; sanık … ve katılan bankalar vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle düşürülmesine ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
3- Sanık … hakkında katılan …’ın kimlik bilgilerini kullanarak Kuveyt Türk Katılım Bankası’na kredi kartı almak amacıyla sahte belge ibraz etmek suretiyle 5464 sayılı yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde;
Sanığa yüklenen suçun yasa maddelerinde öngörülen cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirlenen 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresinin suç tarihi olan 27.09.2007’den temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmakla; sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan sanık hakkında açılan kamu davasının gerçekleşen dava zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK.nın 66/1-e, 67/4 ve CMK.nın 223/8. maddeleri gözetilerek DÜŞÜRÜLMESİNE,
4- Sanık …’in, mağdurlar …’ın kimlik bilgileri, … ile … adlarına düzenlenen sahte nüfus cüzdanları ve … adına düzenlenen nüfus cüzdanı ve sürücü belgesi ile başvurup kredi kartı sözleşmesi düzenlemek suretiyle katılan … bankasından kredi kartları çıkartması ve …’ın kimlik bilgileri, … adlarına düzenlenen sahte nüfus cüzdanları ve … adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile sürücü belgesini kullanarak katılan … bankasında düzenlettiği kredi kartlarını değişik tarihlerde nakit çekmek ve alışveriş yapmak suretiyle kullanması suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Sanık … hakkında mağdur … adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanı ile başvurup kredi kartı sözleşmesi düzenlemek suretiyle katılan … bankasından kredi kartı çıkartması ve şikayetçi …’ın kimlik bilgileri ile katılan … bankasına düzenlettiği kredi kartını kullanması suçlarından açılan davalarla ilgili kurulan mahkumiyet hükümler yönünden, katılan … bankasından mağdur …’ın kimlik bilgilerini kullanarak kredi kart sözleşmesi düzenletmek suçundan TCK.nın 207/1, aynı bankadan mağdur … adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanını kullanarak kredi kart sözleşmesi düzenletmek suçlarından TCK.nın 204/1 ve 207/1. maddelerinden sanık hakkında kurulan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümlere yönelik itirazların sonuçlanması üzerine ele alındığı anlaşılmakla, Dairemizin 21.12.2015 gün ve 2015/14221-26032 esas-karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiş olduğu gözetilmeden ve diğer sanık … hakkındaki aynı tür suçlar nedeniyle düzenlenen bozma ilamı da dikkate alınarak bu suçlarla ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına dair kararlar verilmesi yerine TCK.nın 245/2, 43. maddeleri kapsamında kabul edilip sanık hakkında hukuki değerden yoksun şekilde hükümler kurulması ,
b) Kabule göre de; sanık hakkında diğer mağdurlar … ve …’le ilgili davalar bulunmadığı gibi temyiz incelemesine konu edilmiş önceki mahkeme kararında da bu konuda hükümlere rastlanmadığı halde açılmayan davalar hakkında karar verilmek suretiyle CMK.nın 225. maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 04.03.2020 gününde ilamın 2 ile 4. bentlerdeki sahte kart üretme suçlarıyla ilişkin hükümler yönünden oy çokluğuyla, diğer hükümler açısından oybirliğiyle karar verildi.

KARŞI DÜŞÜNCE

Sanık … hakkında açılan kamu davasının yerel mahkemece yapılan yargılaması sonunda sahte kredi kartı üretmek suçundan TCK.nın 245/2, 43, 62 ve 52/2 maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin hükmün onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki nedenlerle katılma olanağı olmamıştır.
TCK.nın 245/2. maddesi 5237 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği ilk halinde bulunmamaktadır. 5377 sayılı Kanun’un 27. maddesiyle ikinci fıkra olarak TCK.nın 245. maddesine eklenmiştir.
TCK.nın 245/2. maddesi “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden kişi üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır” şeklindedir.
5377 sayılı Kanun’un 27. maddesinin gerekçesinde “Başkalarına ait banka hesapları ile ilişkilendirilerek üretilen sahte banka veya kredi kartlarının ticari amaçlı olarak piyasaya sürülmesi karşısında, bu fiilleri yaptırıma bağlamak amacıyla..” denilmek suretiyle TCK.nın 245. maddesinin ikinci fıkrasının sonradan maddeye eklenmesinin amacı açıkça belirtilmiştir.
Gerek madde metninde, gerekse maddenin ikinci fıkrasının gerekçesinde açıkça vurgulandığı üzere TCK.nın 245/2. maddesindeki sahte banka veya kredi kartının başkalarının banka hesapları ile ilişkilendirilmek suretiyle üretilmesi halinde ikinci fıkradaki suç oluşacaktır.
TCK.nın 245. maddesinin ikinci fıkrasının sonradan maddeye eklenmesinin temel amaç ve düşüncesi son yıllarda çokça görülen ve rastlanılan ve uygulamada “kopya kart”, “ikiz kart” diyerek adlandırılan mevcut banka hesabı ile ilişkilendirme sonucu oluşturulan ve yaygınlaşan fiillerin müeyyide altına alınmasıdır.
Başkasının kimlik bilgileri ile ilk defa bankaya başvurularak kart çıkarılması halinde adına kart çıkarılan kişinin daha önce banka hesabı bulunmadığından ilişkilendirilmeden söz etmeye olanak yoktur. Bu sebeple, ilişkilendirme olmadan sahte kimlik belgeleri ile bankadan başkası adına kart çıkarılması durumunda kullanılan belgelerin niteliğine göre özel veya resmi belgede sahtecilik suçu, bu kartın kullanılması ve yarar sağlanması durumunda TCK.nın 245/3. maddesindeki suç oluşacaktır.
Başka bir anlatımla, TCK.nın 245/2. maddesindeki suç, önceden mevcut bir hesap ile ilişkilendirme sonucu oluşturulan ve uygulamada “kopya kart”, “ikiz kart” diye adlandırılan kartları kapsamaktadır.
“Banka ve kredi kartının tanımı, 5464 sayılı Banka veya Kredi Kartları Kanunu’nun 3 üncü maddesinde yapılmıştır. Banka kartı, mevduat hesabı veya özel cari hesapların kullanımı dahil bankacılık hizmetlerinden yararlanmayı sağlayan kartı,
Kredi kartı, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı bulunmayan kart numarasını şeklinde, aynı maddenin (g) bendinde kart çıkaran kuruluş olarak da, banka kartı veya kredi kartı düzenleme yetkisini haiz bankalar ile diğer kuruluşlar olarak tanımlanmıştır.
5464 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde de kartlı sistem kurma, kart çıkarma, üye işyerleri ile anlaşma yapma, bilgi alışverişi, takas ve mahsuplaşma faaliyetleri için Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulundan izin almaları gerektiği ifade edilmiştir.
Aynı Kanunun 37/2. maddesine göre de, kredi kartı veya üye işyeri sözleşmesinde veya eklerinde sahtecilik yapanlar veya sözleşme imzalamak amacıyla sahte belge ibraz edenler bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile mahkum edileceklerdir.
5464 sayılı Kanunun 3, 4 ve diğer maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka veya kredi kartı çıkarmanın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kuruluşunun izin verdiği banka veya kredi kuruluşlarına aittir.
Banka ve kredi kartlarını ancak BDDK’dan izin alan kuruluşlar çıkartabileceklerdir.
TCK.nun 245/2. maddesinde “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartı üreten, satan, devreden, satın alan veya kabul eden..” şeklinde tanımlanan suçun oluşumu için, sahte oluşturulan kartın başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilmesi gerekir.
İlişkilendirmenin Türk Dil Kurumu’nun Türkçe Sözlük karşılığı “ilişkili duruma getirmek” olarak tanımlanmıştır.
Burada önemli olan unsur, karta, başkasının hesap numarasını ve hesap bilgilerini aktararak kartın oluşturulmasıdır.
Maddedeki, üretme, satma, devretme, satın alma, kabul etme şeklindeki seçenek hareketlerde fiilin ticari amaçla yapılmasını ifade etmektedir.
Suçun oluşumu için öncelikle, ilgili kuruluşlarca izin alan banka ve kredi kurumlarınca gerçek veya tüzel kişi adına açılmış bir banka ve kredi kartı hesabı olmalıdır. Daha sonra da bu hesaba ilişkin bilgilerin bir şekilde kopyalanarak kartın üretilmesi ve maddedeki diğer seçenek hareketlerin gerçekleştirilmesi gerekecektir.
Başka bir anlatımla, banka veya kredi kuruluşlarının yetkisinde bulunan banka veya kredi kartının yetkisiz olarak sahte oluşturulmasıdır.
Sahte kimlik ve belgelerle, kart çıkarma yetkisine sahip bankalara başvurup o kişiler adına hesap oluşturulması ve bu hesaptan kart alınıp kullanılması hesapla ilişkilendirme bulunmadığından TCK.nın 245/2. maddesindeki suçu oluşturmayacaktır.
Başkasına ait sahte kimlik veya kimlik bilgileri ile o kişi adına kart çıkarılması halinde, kart, kart çıkarmaya yetkili kuruluş tarafından düzenlenmekte ve doğrudan hiçbir ilişkilendirme olmadan çıkarılmış olması nedeniyle TCK.nın 245/2. maddesinin uygulanma olanağı bulunmayacaktır.
Başkasına ait kimlik bilgileri ve belgeleri ile bankaya başvurup, kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi ve kredi kartının kullanılması durumunda fiil 5464 sayılı Kanunun 37/2. maddesindeki suçu ve kredi kartı sözleşmesi düzenlenmesi esnasında kullanılan belgelerin özelliğine göre TCK.nın 204, 207. maddelerindeki suçu oluşturacaktır.
Diğer yandan TCK.nın 245/2. maddesinde düzenlenen suçun konusu sahte banka veya kredi kartıdır. Zincirleme suç hükümlerinin uygulanması için farklı zamanlarda birden fazla kart üretilmesi gerekmektedir. Sahte oluşturulan kartın dayanağını oluşturan belgelerin konusu sahte banka veya kredi kartı olan suç yönünden TCK.nın 43. maddesinin uygulanma olanağı yoktur. Ancak; sahtecilik suçu yönünden hüküm kurulması durumunda koşulları varsa zincirleme suç hükümleri uygulanabilecektir.” şeklindeki açıklama ile aynı hususlara vurgu yapılmıştır.
Sonuç olarak, TCK.nın 245. maddesinin 2. fıkrası ile fıkra gerekçesinde açıkça söz edildiği üzere bu fıkradaki suçun oluşması için öncelikle başkasının bir banka hesabı bulunmalı ve bu hesap ile ilişkilendirilerek sahte kart (kopya kart-ikiz kart) üretilmelidir. Başkasının banka hesabı olmadan, kişilerin kimlik belge veya bilgileri kullanılmak suretiyle bankaya başvurularak kart çıkarılması durumunda, başkasının hesabı ile ilişkilendirme olmadığından TCK.nın 245. maddesinin ikinci fıkrasındaki suç oluşmayacaktır. Ancak, kullanılan belgelerin niteliğine göre özel veya resmi belgede sahtecilik suçu oluşabilecektir.
2) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 09.05.2017 tarih ve 2017/11-211 (E), 2017/259 (K) ve 2015/8-960 (E), 2019/467 (K) sayılı kararlarında da, sahte oluşturulan kartın kullanılmak suretiyle yarar sağlanması durumunda TCK.nın 245/2. maddesindeki suç geçit suç olarak kabul edilerek failin yalnızca TCK.nın 245/3. maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği kabul edilmiştir.
Somut olayda, sanık … katılan …’ın kimlik bilgileri, … ile … adına düzenlenen sahte nüfus cüzdanları ile HSBC Bank Şubesine başvurarak sahte kredi kartı sözleşmesi düzenlemesi ve adı geçenler adına kredi kartını çıkarılmasını sağlamak ve kullanmak suretiyle yarar sağlanmasında, TCK.nın 245/2. maddesi kapsamında kart sahiplerinin önceden bulunan hesapları ile ilişkilendirme olmaması ve yukarıda tarih ve sayıları belirtilen Yargıtay Ceza Genel Kurulu Kararları gözetildiğinde TCK.nın 245/2. maddesinde yazılı suçun unsurları oluşmadığından yerel mahkemenin mahkumiyet kararının bozulmasına karar verilmelidir.
Bu itibarla yerel mahkemenin mahkumiyet hükmünün onanmasına ilişkin sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir. 04.03.2020