Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2019/5545 E. 2022/885 K. 19.01.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/5545
KARAR NO : 2022/885
KARAR TARİHİ : 19.01.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanık hakkında konut dokunulmazlığını ihlal, tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelemesinde;
Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanık …’ın bir dönem arkadaşlık yaptığı mağdurun kendisinden ayrılması üzerine olay tarihinde mağdurun dedesinin ikametinin mutfak bölümüne gizlice girdiği, ses üzerine mutfağa gelen mağdurun yeğeni … vasıtası ile mağduru çağırdığı, mağdur gelmeyince yanına giderek, saçlarından çekmek suretiyle götürmeye çalıştığı, ayrıca mağduru “eğer gelmezsen bugün bu evi yakarım”, “bu gece ya sen öleceksin ya da ben öleceğim” diyerek tehdit etmek suretiyle darp ettiği, bunun üzerine …’in sanığa gitmesini aksi halde jandarmayı arayacağını söylediği ve akabinde sanığın evden ayrıldığı olayda; sanığın eylem süresince mağdura karşı herhangi bir cinsel davranışı olmadığı gibi, bir cinsel amacın da bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamenin bu yöndeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Sanık ve Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Ceza Genel Kurulu’nun 25.10.2018 gün ve 2016/7-127 Esas, 2018/482 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine göre, hükmün konusu iddianamede gösterilen fiil olduğu, “Yargılamayı yapan mahkemenin fiilin hukuki niteliğini takdirde iddia ve savunmalarla bağlı olmadığı, Kanunun açık ve kesin olan bu hükmü karşısında, mahkemece sanığın yargılama sonucunda sabit kabul edilen fiilinin hukuksal niteliğine göre hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekirken, fiil nitelik yönünden üçe bölünerek, aynı fiilden dolayı üç ayrı mahkumiyet kararı verilmesi Ceza Muhakemesi Kanununa aykırılık oluşturacaktır.”
Somut olayda da sanığın mağduru tehdit ederek, saçlarından çekmek suretiyle götürmeye çalışması şeklinde gerçekleşen eyleminin, kül halinde 5237 sayılı TCK’nın 109/2. maddesinde yer alan cebir uygulamak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, tehdit eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olduğu ayrı bir suç olarak değerlendirilmeyeceği, 5237 sayılı Kanunun 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren 5237 sayılı TCK’nın 109/2 maddesi gereğince hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eylemin bölünerek ayrı ayrı hükümler kurulması,
b) Sanığın tekerrüre esas alınan … Sulh Ceza Mahkemesi’nin 10.12.2010 kesinleşme tarihli, 2010/90 ve 2010/153 sayılı kararının ne zaman infaz edildiği araştırılmaksızın sanık hakkında TCK.nın 58. maddesinin uygulanması,
c) Anayasa Mahkemesi’nin 08/10/2015 günlü, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı, 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan kısmi iptal kararı uyarınca, 5237 sayılı TCK’nın 53. madde 1. fıkra b. bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanığın ve Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.01.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.