Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2019/18496 E. 2020/10143 K. 20.02.2020 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/18496
KARAR NO : 2020/10143
KARAR TARİHİ : 20.02.2020

İhbarname No: KYB – 2019/82396

İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan sanık …’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun’un 58. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/02/2015 tarihli ve 2014/265 esas, 2015/120 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak başlıklı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297. maddesinde yer alan, “(1) İnfaz kurumuna veya tutukevine silâh, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun konusunu oluşturan eşyanın, temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç oluşturduğu takdirde; fikrî içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.(2) Birinci fıkra kapsamı dışında kalan; a) Firarı kolaylaştırıcı her türlü alet ve malzemeyi, b) Her türlü saldırı ve savunma araçları ile yangın çıkarmaya yarayan malzemeyi, c) Alkol içeren her türlü içeceği,d)Kumar oynanmasına olanak sağlayan eşya ve malzemeyi, e)188 inci maddede tanımlanan suçlar saklı kalmak üzere, yeşil reçeteye tabi ilaçları, f)Kurum idaresince incelenmek üzere alınanlar hariç, mahkemelerce yasaklanmış veya suç örgütlerini temsil eden yayın, afiş, pankart, resim, sembol, işaret, doküman ve benzeri malzemeler ile örgütsel haberleşme araçlarını, g)Yetkili makamlarca izin verilenler hariç, ses ve görüntü almaya yarayan araçları, ceza infaz kurumuna veya tutukevine sokan, buralarda bulunduran veya kullanan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında;
Anılan kararın diğer sanık … … tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 10/10/2018 tarihli ve 2018/3494 esas, 2018/10719 karar sayılı bozma ilâmında da belirtildiği üzere, somut olayda ele geçirilen ve pencere kenarında bulunan parmaklıktan sökülerek elde edildiği tespit edilen metal parçasının silahın unsur veya ağırlaştırıcı neden olduğu bir suç için fiilen kullanılması söz konusu olmadığı, bu itibarla sanığın fiilinin kanunda düzenlenen suç tanımına uymadığı gözetilmeden, atılı suçtan sanığın beraatine karar verilmesi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 26.07.2019 gün ve 9237 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 06.08.2019 gün ve KYB/2019/82396 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:
İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçundan sanıklar … ve … … hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 297/1. maddesi uyarınca 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmalarına, cezalarının anılan Kanun’un 58. maddesine göre mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 03.02.2015 tarihli ve 2014/265 Esas, 2015/120 sayılı Kararı ile karar verildiği,
İnfaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak başlıklı Türk Ceza Kanunu’nun 297. maddesinde yer alan, “(1) İnfaz kurumuna veya tutukevine silâh, uyuşturucu veya uyarıcı madde veya elektronik haberleşme aracı sokan veya bulunduran kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun konusunu oluşturan eşyanın, temin edilmesi veya bulundurulması ayrı bir suç oluşturduğu takdirde; fikrî içtima hükümlerine göre belirlenecek ceza yarı oranında artırılır.
(2) Birinci fıkra kapsamı dışında kalan; a) Firarı kolaylaştırıcı her türlü alet ve malzemeyi, b) Her türlü saldırı ve savunma araçları ile yangın çıkarmaya yarayan malzemeyi, c) Alkol içeren her türlü içeceği, d) Kumar oynanmasına olanak sağlayan eşya ve malzemeyi, e) 188. maddede tanımlanan suçlar saklı kalmak üzere, yeşil reçeteye tabi ilaçları, f) Kurum idaresince incelenmek üzere alınanlar hariç, mahkemelerce yasaklanmış veya suç örgütlerini temsil eden yayın, afiş, pankart, resim, sembol, işaret, doküman ve benzeri malzemeler ile örgütsel haberleşme araçlarını, g) Yetkili makamlarca izin verilenler hariç, ses ve görüntü almaya yarayan araçları, ceza infaz kurumuna veya tutukevine sokan, buralarda bulunduran veya kullanan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, anılan kararın kanun yararına bozma incelemesine gelmeyen diğer sanık … …, tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 10.10.2018 tarihli ve 2018/3494 Esas, 2018/10719 Karar sayılı kararı ile “somut olay incelendiğinde pencere kenarındabulunan parmaklıktan sökülerek elde edildiği tespit edilen ve duvar delmekte kullanıldığı anlaşılan 28,8 cm uzunluğundaki metal parçanın, silahın unsur veya ağırlaştırıcı neden olduğu bir suç için fiilen kullanılması söz konusu değildir. Keza metal parçası, özel olarak saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış bir alet de değildir. Bu nedenle kullanma biçiminden saldırı ve savunma hareketleri içeren bir suçun işlenmesi sırasında silah olarak kullanılmaya elverişli olup olmadığını değerlendirmek mümkün değildir.
TCK.nın 6/1-f maddesi kapsamında bulunmamasından dolayı aynı Kanunun 297/1 maddesinde tanımlanan suçun unsurunun da oluşmadığı ortadadır. Sanığa yüklenen fiil bu haliyle suç tarihinde yürürlükte bulunan TCK.nın 297/2 maddesinde tanımlanan infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokmak suçunu oluşturup bu maddenin de Anayasa Mahkemesi’nin 21.10.2012 tarih ve 28091 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 07.07.2011 tarih ve 2010/69 Esas, 2011/116 Karar sayılı ilamıyla yayımından altı ay sonra yürürlüğe girmek üzere iptaline karar verildiği iptal hükmünün yürürlüğe girdiği 21.04.2012 tarihine kadar yeni bir yasal düzenleme gerçekleştirilmemesi nedeniyle sanığa yüklenen eylemin suç olmaktan çıktığı bununla birlikte duvar delmekte kullanıldığı anlaşılan metal parçayı bulundurma fiilinin 6763 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile TCK.nın 297/2-a maddesine eklenen “Firarı kolaylaştırıcı her türlü alet ve malzemeyi bulundurma” suçunu oluşturmakta ise de, bu düzenlemenin de Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararında belirtilen süreden ve suç tarihinden sonra yürürlüğe girmesi sebebiyle bu maddede yazılı suçtan da cezalandırılmasının mümkün bulunmaması karşısında beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,” şeklindeki gerekçeyle bozma kararı sonrasında yapılan yargılama ile hakkında beraat kararı verildiği ve aynı eylemi gerçekleştiren … hakkında da infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, … 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 03.02.2015 tarihli ve 2014/265 Esas, 2015/120 sayılı Kararının BOZULMASINA, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle sanık …’nın infaz kurumuna veya tutukevine yasak eşya sokma suçundan CMK.nın 223/2-a maddesi uyarınca beraatine, bu suçtan hükmedilen cezanın infaz edilmemesine, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 20.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.