Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2019/13641 E. 2022/13877 K. 10.10.2022 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/13641
KARAR NO : 2022/13877
KARAR TARİHİ : 10.10.2022

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, tehdit, kasten yaralama
HÜKÜMLER : Mahkumiyet

Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanık … hakkında kasten yaralama suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde,
Cebir uygulamak suretiyle gerçekleştirilen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru niteliğindeki kasten yaralama suçu bakımından kanun yararına bozma yoluna gidilmesi mümkün görülmüştür.
Sanık hakkında kasten yaralama suçundan doğrudan tayin edilen adli para cezasının nevine ve miktarına göre hüküm, 6217 sayılı Yasanın 26. maddesiyle 5320 sayılı Yasaya eklenen geçici 2. madde uyarınca kesin nitelikte olup temyizi olanaklı olmadığından, sanık müdafinin temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
2- Sanıklar … ve … hakkında tehdit ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesine gelince,
a) Ceza Genel Kurulu’nun 25.10.2018 gün ve 2016/7-127 Esas, 2018/482 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine göre, hükmün konusu iddianamede gösterilen fiil olduğu, “Yargılamayı yapan mahkemenin fiilin hukuki niteliğini takdirde iddia ve savunmalarla bağlı olmadığı, Kanunun açık ve kesin olan bu hükmü karşısında, mahkemece sanığın yargılama sonucunda sabit kabul edilen fiilinin hukuksal niteliğine göre hüküm kurulmakla yetinilmesi gerekirken, fiil nitelik yönünden üçe bölünerek, aynı fiilden dolayı üç ayrı mahkumiyet kararı verilmesi Ceza Muhakemesi Kanununa aykırılık oluşturacaktır.”
Somut olayda ise, sanıkların mağduru silahla tehdit etmek ve cebir uygulamak suretiyle hürriyetinden yoksun kılmaları şeklinde gerçekleştirdikleri
eylemlerinin, kül halinde 5237 sayılı TCK’nın 109/2, 109/3-a-b maddesinde yer alan cebir ve tehdit uygulamak suretiyle kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu, tehdit eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsuru olduğu, ayrı bir suç olarak değerlendirilmeyeceği, 5237 sayılı Kanunun 44. maddesi uyarınca en ağır cezayı gerektiren 5237 sayılı TCK’nın 109/2, 109/3-a-b maddeleri gereğince hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde eylemin bölünerek ayrı ayrı hükümler kurulması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 225/1. maddesine aykırı davranılması,
b) Kabule göre de; sanıklar hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan TCK’nın 109/2, 109/3-a-b maddeleri uyarınca belirlenen 4 yıl 12 ay ve tehdit suçundan TCK’nın 106/2-a-c maddesi uyarınca belirlenen 2 yıl 6 ay hapis cezaları üzerinden, aynı Yasanın 62. maddesi gereği indirim yapıldığı sırada, sonuç hapis cezalarının sırasıyla 4 yıl 2 ay ve 2 yıl 1 ay yerine yazılı şekilde belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. ve 326/son maddeleri gereğince, ceza miktarları bakımından kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, BOZULMASINA, 10.10.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.