YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2019/10265
KARAR NO : 2020/15253
KARAR TARİHİ : 08.09.2020
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TCK.nın 268. maddedeki suçun oluşması için öncelikle, fail tarafından işlenen bir suçun bulunması gerekmektedir. Başka deyişle iftira suçunun aksine, bu madde bakımından gerçek bir suçun işlenmesi ve bu suçun faili ile 268. maddedeki eylemin failinin aynı kişi olması zorunludur.
İşlenmiş olması gereken suçun kasıtla veya taksirli suç olması arasında bir fark bulunmamaktadır. Fakat, maddede yalnızca suçtan söz edilmekle, kabahatler veya disiplin eylemleri madde kapsamında değerlendirilmemektedir.
Maddedeki ifade biçiminin hatalı olduğu söylenebilir ise de, mevcut düzenleme karşısında, failin gerçekte o suçu işlememiş bulunduğunun anlaşılması halinde, başkasının kimlik bilgilerini kullanma eyleminin 268. maddedeki suçu oluşturmadığını kabul etmek, kanunilik ilkesi bakımından zorunlu görülmektedir. Bu tür eylemlerde 206. maddenin uygulanması gereklidir.
Resmi belgede sahtecilik suçundan verilen ve kesinleşen beraat kararı karşısında hukuken sanığın işlediği bir suç bulunmadığının kabulünde zorunluluk bulunduğu halde kolluk görevlisine (düzenlenecek bir belgeye esas olarak) beyanda bulunurken, başkasına ait kimliği veya bilgileri kullanma eylemi 268. maddeyi değil 206. maddedeki suçu oluşturmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında sanığın resmi belgede sahtecilik suçundan hakkında başlatılan soruşturmada, mağdur …’a ait kimlik bilgileri emniyet görevlilerine beyan ettiği olaya ilişkin, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan mahkemenin aynı tarihli kararı ile beraat verildiği anlaşılmakla sanığın “işledikleri bir suçtan” söz edilemeyeceği cihetle TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan suçun unsurları oluşmayıp sanığın TCK.nın 206. maddesi uyarınca cezalandırılmaları gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. ve 326. maddeleri gereğince ceza miktarı bakımından kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 08.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.