Yargıtay Kararı 8. Ceza Dairesi 2018/5672 E. 2019/433 K. 10.01.2019 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 8. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2018/5672
KARAR NO : 2019/433
KARAR TARİHİ : 10.01.2019

Mala zarar verme suçundan şüpheli … hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13.07.2017 tarihli ve 2017/20980 soruşturma, 2017/13426 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Denizli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 06.09.2017 tarihli ve 2017/3874 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu,
Dosya kapsamına göre, müşteki …’in arsasına komşu arsada inşaat yapan şüphelinin müştekinin arsası içinde kalan 10 adet sakız ağacını kökleyerek alıp götürdüğü iddiasıyla şikâyet edilmesi üzerine başlatılan soruşturma neticesinde, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca eylemin hukuki ihtilaf mahiyetinde olduğundan bahisle kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verilmiş ise de;
Müştekinin alınan ifadesinde söz konusu ağaçların kendine ait arsada olduğunu iddia etmesi ve bu hususun tanıklar… ve… tarafından doğrulanması, buna karşılık şüphelinin de bahse konu ağaçların kendisine ait olduğunu ifade etmesi karşısında, söz konusu ağaçların kimin arsasında ve kime ait olduğunun tespitine yönelik teknik bilirkişi temin edilerek mahallinde keşif icra edilmek suretiyle düzenlenecek bilirkişi raporunun sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 19.04.2018 gün ve 2018-724 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27.04.2018 gün ve KYB/2018-34814 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Gereği görüşülüp düşünüldü:
Müşteki …0.06.2017 günü kolluğa müracaatla; Denizli ….Mahallesi Köy altı Mevki…. ada 6 parselde kayıtlı arsası içerisinde kalan 10 adet sakız ağacının, yan taraftaki arsada inşaat yapan şüpheli tarafından sökülerek götürüldüğü iddiasıyla şikâyet edilmesi üzerine başlatılan soruşturma neticesinde, Denizli Cumhuriyet Başsavcılığınca 2017/20980 numaralı evrak üzerinden yapılan soruşturma sonucunda “….köklenerek yerinden sökülen ağaçların sahipliği hususunda şikayetçi ile şüpheli arasında bir ihtilafın olduğu, şüphelinin söz konusu ağaçların sahibi olduğu düşüncesiyle ağaçları yerinden söktüğü, bu haliyle şüphelinin zarar verme kastıyla hareket etmediği, mala zarar verme suçunun asli unsurunun oluşmadığı, şikayetçi ile şüpheli arasında mal sahipliği hususundaki ihtilafın hukuk mahkemelerinin görevine girdiği, yine oluşan maddi ya da manevi zararın da görülecek hukuk davası sonucu çözümlenmesi gerektiği” gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, müşteki vekilinin karara süresinde itirazı üzerine, Denizli 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 06.09.2017 tarih, 2017/3874 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddedilerek kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ceza Muhakemeleri Kanununda;
“Madde 160 – (1) Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.
(2) Cumhuriyet Savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.
Madde 170 – (1) Kamu davasını açma görevi, Cumhuriyet Savcısı tarafından yerine getirilir.
(2) Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler.
Madde 172 – (1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.
Madde 173 – (1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet Savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik fıkra: 18/06/2014-6545 S.K./71. md) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik fıkra: 25/05/2005-5353 S.K./26.mad) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.
(5) Cumhuriyet Savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.” şeklinde yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Cumhuriyet Savcısı kendisine yapılan suç duyurusu veya şikayet üzerine suçun gerçekten işlenip işlenmediğinin tespiti için hemen işin gerçeğini araştırmaya başlamalı ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yarayan tüm yasal yöntemlere başvurmalıdır. Toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açması, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vermesi gerekmektedir.
Somut olayda olay mahallinde konusunda uzman teknik bilirkişiler aracılığıyla keşif yapılması, tapu kaydı ve krokisi uygulanıp mahalli bilirkişiler dinlenerek müştekinin zarar gördüğünü iddia ettiği ağaçların kimin mülkiyetinde kaldığı ve suça konu yeri kim tarafından kullandığı hususu kesin olarak saptanması ve toplanan tüm delillerin sonucuna göre şüphelinin hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken eksik soruşturma ile verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazın kabulü yerine yazılı şekilde karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden, Denizli 1.Sulh Ceza Hakimliği’nin 06.09.2017 gün, 2017/3874 değişik iş sayılı itirazın reddine ilişkin kararının CMK.nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı’na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 10.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.